Kategori: Uncategorized

Şeyma’nın yedikleri büyüyor 2

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Şeyma’nın yedikleri büyüyor 2

Ayşen benden önce uyanmış. Kahvaltıya geliyor musun diye seslendi. Tamam dedim, yataktan doğrulunca ise önce içtiğim bir sürü içkinin baş ağrısı saplandı, sonra çantama orospu gibi bırakılan iki yüz poundun ve basit bir kadın gibi sikilmenin iç sıkıntısı. Otele gidip aynı herif ile yüz yüze gelemem. Ben biraz çarşıda takılacağım diye gönderdim Ayşen’i. Bir İngilizin altına yatıp 26 yıldır leke sürdürmediğim namusumu kirletmiş üstüne orospu sanılıp ücretim ödenmişti. Bu adamdan bir damga da hafif morarmış boynumda. Durmadan temizlik yapıp arada durduk yere ağlayarak geçirdim günü. Kendimi ve evi temizlemek ile her şey düzelecek sanki. Evden sadece ertesi günün akşamı Ayşen’i yolcu etmek için çıktım. Ayşen ağzı kulaklarında iki gece de sabaha kadar durmadı kaç kere kendimden geçtim bilmiyorum, herif tam bir aygır, cümlesini on kere kurdu. Dönüşte bir döviz büfesi görünce para bozdurup kredi kartı borcuna yatırdım. Eniştem yeğenlerimi getirmiş onlar ile akşam yemeği yemek için otele gidip kuytu bir masada oturdum. İngiliz yoktu ortalarda.

Eski eniştem bir iki kere geldi gitti masaya. Çocukları ile oyalandı. Konuşmadı benimle hiç. Ben de laf atmadım. Yemekten kalkarken telefon çaldı, bilmediğim bir Türkiye numarası, açmadım. Dün de aramıştı. On dakika sonra tekrar çaldı. İngilize numara vermediğim aklıma gelince açtım. Borç aldığım eski patronum. Başımdan aşağı kaynar su döküldü. Bir sürü laf saydırdı, onun da ödemeleri olduğunu, bana güvendiğini, telefonlara çıkmadığımı falan filan.

– Olur mu dedim Muzaffer Bey. Çıktı tamamen aklımdan Kuşadasına ablama gelmiştim, en kısa sürede yatıracağım.

– Kısa süresi olur mu borç borçtur zamanında yatırılır. Borç alınıp tatile gidilir mi ne kadar yanlış tanımışım seni, çalışır ne yapar eder öder insan.

– Özür dilerim Muzaffer Bey elim çok darda.

– Yazık ettin kendine, bu güzelliğinle senin elini sıcak sudan soğuk suya sokturmaz kendine erkek diyen. Başın dara girince bana gel çözeriz demedim mi?

Acele ile kapattım. İyice dibe vurmuştum geçen iki haftada, şerefsiz herif de her fırsatta sözlü tacize devam ediyordu. Keşke dün poundu bozdurup kredi kartına yatırmasaydım ama onu da yatırmasam maaşıma haciz gelecekti. Tekrar otele döndüm, evde yalnız kalıp yine ağlama krizlerine girmek istemiyordum. Bara diskoya baktım kimse yok. Barda oturunca bir kadeh şarap getirdi barmen, eski eniştem yüzünden ikramlar sürüyordu. O sormadan ben iki kadeh daha içtim. Muzaffer şerefsizinin tacizkar bakışları pis sözleri geldi aklıma. Bunca yıl çalış tek sermayen vücudun olsun adamın gözünde. Yıllarca babamın dostu dediğim adam, gözleri ile soymuştu. Kredi kartım kadar parayı yarım saatte kazanmıştım, bir o kadar daha kazansam kapardım Muzafferin çenesini. Son kadehten sonra cesaretlendim. Çantamdaki numarayı arasam İngilizcem yok. I’m Şeyma Tonight? yazıp mesaj gönderdim. Şarabımı bitirip eve dönerken cevap geldi. Google translate ile çevirdim. “Ben otelden ayrıldım ama kardeşim hala orada telefon numaranı verdim seni arayacak” Yine içim sıkıldı, resmen orospu gibi numaram elden ele dolaşıyordu. İyi de ben dürttüm adamı. Kardeşi kim ki hem, sapık mıdır, serseri midir ne bileceğim? Telefonum anında çaldı. Karşımda İngilizce konuşan başka biri. İngilizcem iyi değil dedim. Çat pat bir Türkçe ile ben İzmir’de yaşıyor biliyor biraz dedi. Sonra duraksadı bar mı oda mı dedi. Oda dedim sanki çok tecrübeliymişim gibi ama barda gözükmek istemiyordum. İyi dedi saat 11 oda numaram 212.

Yarım saat var eve değil otele döndüm. Barmen bir şarap daha verdi onu da diktim hemen. Fazla içmeyim yeğenlere uğrayacağım açıklaması ile kalktım bardan. Sanki beni takip edecekler zaten başım dönüyor alkolden. Lobi tarafına gitmeyip tuvaletlerin oradan ikinci kata çıktım. Kalbim küt küt çarpıyordu. Katın çıkışındaki aynada kendime baktım bir kot etek üzerinde V yaka ince bir penye vardı üzerimde, orospudan çok ailesi ile çay bahçesinde oturan yazlıkçı bir genç kız gibiydi görüntüm. Uzun kestane saçlarımı biraz düzelttim. Dizimin çok az üstündeki eteğimin belini çektim biraz kısaldı.

Kapıyı kısa sarı saçlı, fiziği geçen akşamkine benzeyen bir İngiliz açtı. Bu daha gençti. Elinde bir bira vardı, bana da uzattı. Şarap dedim kırk yıllık orospu gibi. Dolaptaki küçük şişelerden açıp bardağıma koydu karşılıklı içerken, geçen akşamkinin abisi olduğunu, kendisinin üç yıldır İzmirde çalıştığını anlattı yarı Türkçe yarı İngilizce. Birası bitince ben duş aldı, sen banyo istersen dedi. Ne dediği alkolun etkisi ile bir süre aklıma girmedi. Hazırlanmak çıkarmak dedi, banyoyu kıyafetlerimi gösterdi. Banyoya girdim çantamda sadece bir ruj ve allık var. İkisini de sürdüm. Demek orospular kıyafetlerini böyle değiştiriyor dedim içimden. Bende yedek kıyafet yok ki. İç çamaşırlarım ile kaldım. Onlar da birbirinden ayrı renk onları da çıkarıp üstüme askıdaki bornozu giydim. Aynada kendime baktım, ellerim titriyor. Çıktığımda odanın ışıkları kapanmış üzerinde sadece bir don ile yatağın üzerinde sırtını yastıklara dayamış oturuyordu. Abisinden sportif vücudu sarı kıllar ile kaplı idi. Kadehte kalan son yudumu da diktim.

Yanına doğru yaklaşınca bornozumun iplerini çözdü. Çıplak göğüslerimi görünce vowww diye bağırdı. Çok güzel. Boksırını çıkardı yarı dikilmiş siki kıpırdadı. Ben ayakta o yatağa oturur haldeydik. Elimi tutup sikini tutturdu. Daha hacimli güzel bir sik. Suck it ( Em) dedi. Bu sefer kaçış yok galiba ben de istiyorum. Kocam alkollü iken ikinci defada boşalamaz o zaman emdirirdi sikini. Evlenmeden önce de araba içinde kuytu köşelerde az emmemiştim sikini. Ne bekliyordum ki orospu olarak, em dedi emeceğim. Yatağın kenarında eğilerek sikini sıvazladım. Abisininkinden kalın ve etrafı sarı kıllar ile kaplı sike doğru eğildim. Beni iyice yatağa çekti. Sünnetsiz garip görünen sikin başını ağzıma aldım.Ucunda bir deri parçası var onu dilimle dolaştım. Kocamdan alışkınım bir elimi de taşaklarına attım. Etrafı uzun sarı kıllarla ile kaplı ama hiç kokusuz. Bir eli ile sallanan göğüs ucumu kavradı. Parmakları ile ezmeye başladı. Ohh işte bu göğüs uçlarım bunu özlemiş. Sadece başını emerek kalanını elimle sıvazladıkça sünnet derisinin altında açık mor renkli mantar bir baş ortaya çıktı. Siki gitgide şişti, abisininkinden kalın güzel bir sik çıktım ortaya. Kadife gibi başı ağzımın içini doldurdu. Dudaklarımla kavradım çevresini sıkıştırdım. Çok iyi diye onayladı. Ağzımda o özlediğim sik kayganlığı, damarlarını dudaklarımda hissederek dilimi dolaştırdım üstünde. Sevdim bu görüntüsünü. Başını tekrar emdim. Sert gövdesinden bir iki santimini ağzıma sokarak sertliğini dilledim. Kocamınkinden kesin daha kalın ve biraz uzun. O ise gövdesinden ucuna doğru göğüslerimi sıkıyor uçlarını iyice ortaya çıkarıyordu.

Gel buraya diyerek beni alta alıp kafasını göğüslerime sertçe gömdü.

– Yavaş lütfen dedim.

– Biliyorum dedi sen yeni ayrıldı kocadan, sen böyle çalışmıyor. Sen ev kadını?

– Evet dedim.

Taze orospuluğumu abisi anlatmış demek ki. Göğüs ucumu emince dağıldı aklımdaki diğer düşünceler. İki eli ile aynı anda göğüslerimi ortasından sıkıp uçlarını sıra sıra dillemeye başladı. Bir onun ucuna bir diğerinin ucuna dolaştı dili. Çok güzel diye fısıldadı İngilizce. Dudakları arasında uzadı göğüs uçlarım. Göğüs uçlarım zayıf noktam ve çok güzel dilliyor ikisini de. Offf çok becerikli bu konuda iki göğüs ucum da bızırım gibi olacak biraz daha dillerse. Kendi dudaklarımı emdim, sikinin kokusu tadı ile kendi dudaklarım bile hoşuma gitti. İki eli ili birden iki göğsümü sıktı. Dili göbek deliğime kadar indi. Kadınlığım aylardır yalanmadı. Yalayacak mı yoksa? İnmedi oraya kadar. Göbek altımdan kadınlığımın başladığı yere kadar dilledi. Kadınlığımın başladığı yerleri öptü. Elektrik çarptı vücudumu. Tekrar göğüslerimde gezindi bu sefer uçlarını dudakları ile ezdi. Yukarı çıkıp dudaklarıma değdiğinde ben de onu bekliyordum. Ensesinden tutarak kendime yapıştırdım. Açtım evet erkeğe açtım. Bu tepkime sevindi bir şeyler söyledi. Siki bacak arama batıyor ben altında kıvranıyordum. You are so hot dedi. Evet yanıyorum. O prezervatif takmak için doğrulmasa ben içime kendim tutup sokacaktım giriş arayan sıcak sertliğini. Abisinin geçen günkü yarım yamalak sikişi daha da azdırmıştı beni. Prezervatif takıp yanıma uzandı. Dudakları dudaklarımı emerken bir eli kadınlığıma ulaştı. Yapmasın parmağa dayanamam. Parmağı bızırımı ezdi biraz sonra içime kaydı usulca. Jinekolojik muayenelerde bile gülerdi kadın doktorum dokundum ıslandın diye.

– You are so wet ( Çok ıslaksın)

Gerçek bir sevişme yaşamayalı aylar oldu. Her yerim yanıyordu. Bir parmağı daha girse boşalabilirim. Dudak dudağa parmağı içimde bir müddet kıvrandım. Dilini emdirdi uzun uzun. Türkçe anlasa veya sevgilim olsa, durma diyeceğim parmakların ile sikmeye devam et beni. İleri geri yavaşça sürdü parmağı ile sikmesi ve dilini emzirmesi. Üzerime çıktı ve beni biraz yan çevirdi. Bir bacağımı kaldırıp üzerine oturduğu diğer bacağımın arasından içime yavaşça kaydı. Bu pozisyon benim için ilk. Zaten kavgasız gürültüsüz geçen ve seviştiğimiz günler dört beş aylık bir dönemdi. Pozisyon bilgim çok yok. Acı değil ama genişleme hissi uzun bir off çekmeme neden oldu. Ağzım ile zor kavradığım siki kadınlığım hayır demeden kavramıştı. Karnıma bir alev saplanıyor ve yaka yaka ilerliyordu. Bir eli kalçamda biri göğsümde yavaş yavaş dibime kadar girip çıkmaya başladı. Güzel bir giriş açısı ile gezindi içimde,kadınlığımın iç duvarları değişik dokunuşlar ile kavruldu, elleri dolaştı vücudumda.

– Dar bu, sen ev kadını dedi tekrar

Arada hızlanan yavaşlayan, göğüslerimi ihmal etmeyen bir erkek. Çok sıcak ve kalın bir sertlik sikilmeye aç kadınlığım için fazla geldi. Kalçamdaki el çok nazik. İki deliğimin arasını okşuyor sonra güzelce sıvazlıyor kalçalarımı. Bu kadar fazla noktadan uyarılmak çok benim için, alışkın değilim. Ağzım sonuna kadar açıldı. Gözlerimde kararmalar başladı. Kendimi kaybedeceğimi anlayıp hızlandı. Kalçalarımdaki eli tokatlamaya başladı. Çarşafları çekiştirerek diğer bacağımı gererek nefesim patladı. Ohhhhhh. Kocam ile kavgalarımız seksi bitirdiğinden bu yana, neredeyse altı yedi aydır ilk defa mastürbasyon dışında gelen orgazmım vücudumu ele geçirdi. Bu kadar çabuk olmasını beklemiyordum. Kocamın dediği gibi boşalırken seni zapt etmek zor, çırpınmaya başladım adamın altında. Üzerime iyice abanarak omuzlarımdan bastırdı. İngilizce bir şeyler bağırarak daha da hızlandı. Orgazmın ilk dalgası vücudumu titretirken teslim oldum üzerimdeki sikiciye. Bitmiş vücudumu ters çevirip arkadan yerleşti amıma. Bu halde iyice daralmış deliğime daha sert girmeye başladı. Bir yandan sırtımı boynumu ısırıyor. Götünü sikeceğim diye İngilizce bağırıyordu. Sert sert sonuna kadar sokarken sırtımı yatağa bastırıyordu. Sağa sola savrulan kollarımı başımın üstünde hapsetti ve üzerimde zıplar gibi sikmeye devam etti. Ezilen karnım, ezilmekten yayılan göğüslerim yeni orgazm ile titrerken, sikicimin ağır vücudu ve kalın siki altında kalan vücudum kaçacak yer arıyordu. İlk defa bu kadar sert acımasız bir seksin nesnesiydim ve bitmesini istemiyordum. Bızırım yatağa sürtüyordu. Kendi çığlığım ve zor nefes almam kulaklarımı ağrıttı. Hala wet hot diye bağırıyordu. Hareketsiz yığılmamdan beş on saniye sonra iyice bastırdı sikini. Bağırdım ağrıdan. Titreyen içimde şişen sikinden döller akmaya başladı. İyice daralan kalçalarımın arasından zorlukla çıktı. Kendini yanıma attı.

Hayatımdaki en şiddetli orgazmı yaşatan adama dönüp baktım kendime gelince. Hatta birbirine karışan iki orgazm. Bu gece burada kalsana, daha çok veririm dedi. Evet diye kafa salladım. Banyoya gidip geldi. Bana da bir kadeh şarap uzattı. Doğrulduğumda başım döndü.

– Ben seni sık sık görmek istiyor. Bilet göndersem gelir İzmire dedi yarım Türkçesi ile

– Tamam dedim.

Şarabım bitince yine uzandı yatağa ve ben tam sikinin hizasında oturur halde kaldım. Sikine doğru eğilirken, bana dönsün göt dedi. Az evvel yıkadığı sikte bu sefer daha tecrübeli idim. Alttan kavrayıp derisini çekince baş kısmı yarıya kadar çıktı, biraz emince de dikildi elimde iyice. Sabun kokusuna karışan döl kokusu daha hızlı saldırmama neden oldu sike. O ise kalçalarımı okşuyor. Aralık duran kadınlığımda parmak uçlarını gezdiriyordu. Biraz gıdıklanıyor ama daha çok tahrik oluyordum. Amımdaki ıslaklığı kalçalarıma yayıyor sonra tekrar avuçlayıp ıslak parmaklarımı arka deliğim üzerinde gezdiriyordu. Çok güzel göt dedi. Islak parmağı arka deliğimde daireler çiziyor tekrar az az kadınlığıma giriyordu. Sikin derisinin dilimde gezinmesini altındaki sertliği çok özlemişim. Uzun kıllarla ile kaplı taşaklarını okşadım. Parmağı yeni boşalmış hassas kadınlığımda sakin sakin gezindi. Her değdiği yerde kalçalarımı oynatarak tepki verdim. Bızırıma dokunuşları titretti. Çok küçük demesini anladım. Ağzımdaki sik iyice sertleşince otur üstüne dedi. Bir prezervatif uzattı. Açmama ve takmama yardım etti gülerek. Hiç açmadığın belli diyerek yırttı kenarını. Kırmızı prezervatif ile ten rengi kalın siki daha heybetli gözüktü bir anda. Parmakları ile hazırladığı ıslattığı amımı hedefleyip yavaşça oturdum üstüne. Dibine gelince canım yanarak oh diye doğruldum. Belime uzanıp beni kendine çekti ve dudaklarımız buluştu. Siki de yarıya kadar çıkınca rahatladım. İçimi dolduran mantar başının her hareketini kadınlığım boyunca takip ettim.

Yarıya kadar giren çıkan siki ile gidip gelmeye başladı. Kalın ve sert sike ben de uyum sağlamak istiyordum. Yavaş yavaş kalçalarımı oynatarak onun temposuna eşlik ettim. Çok güzel diyerek kalçama gömdü parmaklarını. Batırdı iyice. Dudakları sallanan göğüslerime ulaşmaya çalıştı. Her ileri gelişimde birinin ucunu dillemeye, kapabilirse uçlarını emmeye başladı. Off sikilmek bu olmalı. Siki kadınlığımın tek hakimi hep içimde kalsın istiyorum. Belimden itekleyerek üstüne tam oturmamı sağladı. Kalçalarımı ileri geri oynatmam için elleri ile yardım etti. Dibime değen bu kalın boru içimde gezdikçe ateşim daha da arttı. Kocam da severdi bu pozisyonu. Göğüslerimin zıplamasına bayılır acıtarak sıkardı. İki eli ile iki göğüs ucumu sıkması ve alttan hızlı kalça hareketleri ile vurması aynı ana denk geldi. Alttan vurdukça göğüslerim savruluyor her yeniden yerleşmemde siki farklı noktalarıma değiyordu. Kendimi hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim. Kalın bir İngiliz sikinin hizmetçisiydim. Korkunç bir hızla kalçalarıma vuruyordu kalçaları, sikinin kalın kökü yarıyordu girişimi. Sıcak erkek tenine değen girişim bızırım kavruluyordu adeta. Kadınlığım beni dinlemiyor, içindeki siki ezmek istermiş gibi kasılıyordu. Göğüs ucum elinde uzuyor, kalçama vuran diğer elinin şap şap sesleri ile eş zamanlı ah ahh ahh diye bağırıyordum. Ne kadardır bu halde sikiyordu beni dizlerimde bir ağrı var artık. O da ter içinde kalıp yavaşladı.

Kendimi daha fazla tutamayıp üzerine yığıldım. Karnımdaki titreme ellerime de bulaştı. Bu sefer ben boynunu emerek hareketsiz kaldım üstünde.Sırtıma sarılarak sakinleştirdi beni. Daha fazlasına dayanacak tekrar hareketlenecek halim yoktu. Altına çevirdi beni bacaklarımı omzuna toplayıp hızlı hızlı girmeye, İngilizce bir şeyler söylemeye başladı. Orgazmın gevşettiği girişimden gelen su sesleri artmayı sürdürdü. Yeni biten orgazm dalgaları başka bir orgazmın eşiğinde bir sarhoşluğa dönüştü. Götünü sikeceğim diye bağırdı. Daha da girebilirmiş gibi sikini kökleyerek boşalmaya başlayınca ben de dibime saplanan ağrıdan bağırdım. Ter içinde üzerimde kaldı biraz. Terin çoğu da bana ait.

İçimden çıkıp dudaklarımı emdi nefes nefese. Arka deliğimi elleyip “Virgin” diye sordu, anlamayınca telefondan çevirip gösterdi. Bakire anlamına geliyormuş, utanarak evet dedim. Ben sikmek isterim bir gün dedi. Prezervatifi yere atıp duşa girdi. Onu beklerken ben de sızmışım. Odaya dolan gün ışığı ile uyandım, darmadağınık halimi toparlamak için duşa girdim. Çıktığımda o da kalkmıştı. Çantamın yanına bir tomar para koydu. Kalçamı sıkarak, öptü. Utanarak çantama attım çıktım. Sabahın körü bomboş otel koridorlarından geçerek eve ulaştım. Üzerimdeki tüm kıyafetleri kirliliğe atıp yatağa oturdum, bir anda başlayan ağlama krizi içinde uyuyakalmışım.

Deliksiz uykum öğleden sonra bitti. Kalkınca ilk iş duş, ılık su bile kadınlığım sızlattı. Sonra çantamdaki paraya baktım. 400 USD ve 200 TL. Bozdurup Muzaffer hıyarına gönderdim. Bin liradan biraz fazla borcum kaldı öküze. Sonraki iki günü sadece öğle yemekleri için otele uğrayıp sahile inmeden geçirdim. Bunda boynumdaki emme ve kalçalarımdaki tokat izinin etkisi de vardı. Akşamüstü annem aradı, ayrılıp çıktığım kocamın evine haciz gelmiş tüm eşyaları götürmeye kalkmışlar, babası yalvar yakar bir hafta süre almış. Bana ait pek bir şey kalmamıştı orada ama bu yeni bir ağlama krizine engel olmadı.

İki gündür ortada olmayan eski eniştem geldi çat kapı. Gözlerimi silip açtım kapıyı.

– Ne o hasta mısın yoksa?

– Evet biraz soğuk almışım.

– Bulaşmıştır birisinden İngilizler arasında grip salgını varmış, bastı yine çirkin kahkahasını.

Kalbim deli gibi çarptı, ayağa fırladım.

– Kimseye bir şey deme lütfen bir hataydı çok içmiştim gibi saçmalıklar ile bir gecelik ilişki filan gibi bir sürü lafı peş peşe sıraladım.

İlgilenmeden dinledi. Telefonu ile oynadı.

– Bak otelime gelen giden tüm orospulardan haberim olur benim. Heriflerde memnun kalmış hizmetinden

– Enişte sus lütfen bildiğin gibi değil, terbiyesizleşme.

– Ne değil lan! Alırken poundları iyiydi. Otelimde orospuluk yapacaksan haberim olacak. Adını çıkarma otelimin.

– Enişte lütfen dinle beni.

– Ooo enişte mi olduk yine. Bak küçük orospu kime ne kadara siktiriyorsun otelime laf gelmediği sürece beni ilgilendirmez. Ben sana birileri ile takıl dedim, sen ticarete dökmüşsün işi. Sana tek kıyağım fazla abartmadan otelde takılmana izin olur.

– Kimseye deme lütfen, biliyorsun çok borcumuz var, kötü bir ayrılık dönemi yaşadım. Bir anda aklımı kaybettim galiba. Salakça idi yaptıklarım çok içmiştim yalvarırım.

– İlk işin miydi bu herifler?

– Enişte yapma lütfen. Çok içmiştim. Kocamdan başkası yoktu hayatımda.

Mutfağa yürüdü elinde su ile döndü. O sırada benim, abi, enişte bin pişmanım yalvarışlarıma ağlamalarıma cevap vermedi.

– Ne kadar acil ödemen gereken para?

– Haciz gelmiş, oraya üç dört yatırsam kendi eşyalarımı kurtarırım bari, beş bine yakın da kartlara var. On sekiz yirmi bin de krediye esnaflara var ama onlar taksitli.

– İyi gönder bana banka bilgilerini, dönüp çıktı gitti.

Tekrar bir ağlama krizi, dün gece yaşadığım hayatımın en güzel orgazmlarından sonra şimdi de hayatımın en dip anlarından birindeydim. Enişte ablama söylerse mahvoldum demektir. Dolapta Ayşen’in bıraktığı yarım şişe şarap vardı. TV karşısında oturup şarabı bitirdim. Telefona gelen mesajda sabah altı bin geliyor yazmış eniştem. Muzaffer mesaj atmış, eksik göndermişsin diye. Orospu çocuğu. Sabah gönderiyorum dedim. Haciz gelen evde değerli bir şeyim kalmadı, kocam olan salak düşünsün. Muzaffer’e parasını öder, kalanı ile de kartları kapattım mı sadece bireysel kredi ile esnaf borcu kalır o da taksit taksit ödenir zaten. Büyük bir kararlılıkla çantamı aldım, gece son otobüse atlayıp eve döndüm. Ertesi sabah Kuşadasında kimse ile özellikle eniştem ile yüz yüze gelmek istemiyordum.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

KÜÇÜK KASABANIN KAHPESİ. 5

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

KÜÇÜK KASABANIN KAHPESİ. 5

Cafer’le sevişip evden gönderirken komşu kadına yakalandığımız o andan sonra hayat cehennem oldu. Cafer’i arayıp anlattım durumu, ağladım hüngür hüngür… Cafer durdu, durdu,

“Kaçalım…” dedi sonunda… “Bir iki parça bir şey al yanına… Kimliğini al… Bana gel… Sikeyim anasını… Ben de sensiz yapamam… Dünya umurumda değil Güllü… Bırak gel bana… Gidelim buralardan…”

Dediği gibi yaptık… Arkamızda birer eş, ikişer üçer çocuk bıraktık öylece… Arkamızda kaldı her şey… İş… Sorumluluklar… Benim ruhsuz kocam… Onun örtülü şişman karısı… Çocuklarımız…

Elele atladık gittik… İzmir garajına, ordan İstanbul otobüsü, Bursa’da indik. Tekrar bir minibüs, küçük bir beldede arabadan indiğimizde akşam olmuştu. Belde dışına yürüdük elimizde çantalarla… Bir evin kapısını çaldı. Çıkan adamla sarmaştılar. Asker arkadaşıymış. Beni de tanıştırdı adamla,

“Karım…” dedi. “Gül… Kaçırdım. Sana geldim toprağım…”

“Hoş gelmişsin yenge… Buyrun, başım üstüne…” dedi adam, içeriye girdik. İki gün kaldık orada, sonra iki göz bir ev tuttuk, arkadaşının verdiği fazlalık yatak, kırık dökük bir iki eşya…

İlk gece sabaha kadar uyutmadık birbirimizi… Bahçenin ortasında bir ev… Bağıra bağıra seviştik. O yer yatağı cennet gibi geldi bize… Sonraki geceler de… Erkeğimin koynunda uyumak… Öyle güzel geldi ki bana… Kimseden korkmadan… Bizi karı koca bilen insanların arasında, kimseden çekinmeden el ele, dudak dudağa yaşayabilmek… Kapımızı çekip istediğimiz gibi sevişebilmenin, istediğimizi yapabilmenin verdiği mutluluk…

Bir yandan haberler geliyor. Bulamasınlar diye cep telefonu kullanmıyoruz. Postaneden arıyorum tanıdıkları, arkadaşları, haber almaya çalışıyorum. Benimki gittiğimi anlayınca kıyameti koparmış önce… Çocuklar, komşular birer birer dökülmüşler, bildiklerini anlatmışlar.

Kendi sabah çıkınca eve damlayan arkadaşını, komşu amcayla yapılan sabah kahvaltılarını, oğlanın evde ikimizi yalnız yakalamasını, güpegündüz evimizden çıkan erkeği, kahvede okey oynadığı, çay ısmarladığı, içki içtiği can arkadaşının gidip karısını becerdiğini, hepsini öğrenmiş.

Çalıştığım yere gidip şefe anlatmış her şeyi, en ince detayına kadar, bir güzel seks hikayesi tadında boşanma dilekçesi yazdırmış. Ben onu en yakın arkadaşıyla aldatmışım da, sevgilimi eve almışım da, kaçarken evdeki paraların hepsini götürmüşüm de, oğlum şahitmiş, komşu şahitmiş de…

Bu arada yana yakıla beni arayıp dururken, her önüne gelene anlatıyormuş nasıl boynuzlandığını salak herif… İki tane erkek çocuğu var aptalın, gizle bazı şeyleri, kendine sakla birazını değil mi? O anlatıp durdukça annelerinin orospu olduğunu duymayanlar da öğreniyormuş sayesinde… Beni bulup vuracakmış, çocuklar için yapmıyormuş falan…

Bir gün çocukların sesini duyabilmek için evi aradım, kaynanam çıktı telefona… Nefret ettiğim tek insan… Evliliğim boyunca bana etmediği kötülük kalmayan kadın… Beni telefonda yakalayınca ağzına geleni söyledi. Bana çektirdiği tüm acının intikamını aldım o iki dakikalık görüşmede…

“Oğlum seni hanım yaptı. Köyden çıkardı, apartmanda yaşattı. Arabanız vardı, paran vardı. Herkes seni merak ediyor, neden bunu bize yaptığını… Rahat mı battı sana kaltak, elin beş paralık pazarcısına, çulsuzuna kaçtın orospu?” demez mi? Kendimi kaybettim,

“Ulan kaynana…” diye ağzımı açıverdim. “Sen oğlunun parasına bakacağına pantolonunu indir de bir bak bakalım, çükü kaç santimmiş? Kocanın altına yatıp oğlunu yaparken malzemeden çalmışsınız ulan… Beş santimlik pipisi vardı da ne diye benimle evlendirdin oğlunu, hayatımı kararttın?”

“Terbiyesiz…” diye araya girecek oldu, lafı ağzına tıktım. Neye uğradığını şaşıran kadına konuşma şansı vermiyor, makineli tüfek gibi saydırıyor, ağzıma geleni söylüyordum. Kendimi kaybetmiştim.

“Her şey para demek değil. Kadınlığımı yaşatmadı bana senin oğlun, bir güler yüz göstermedi. Ne güleryüz gösterdi, ne de adam gibi, erkek gibi sikti beni senin kıymetli oğlun… Oh, iyi ki yaptım. İyi ki kaçtım. O beğenmediğin beş paralık pazarcının sayesinde amcığım bayram yaptı. Öküz oğlunun bamya gibi çükü yerine kol gibi yarak giriyor amcığıma… Ohhh… Erkek neymiş anladım artık… Safam olsun…”

Herhalde morarmıştır telefonun öbür ucundaki kaynanam… Suratına kapatıverdim telefonu… Orospu ha? Postanedekilerin şaşkın bakışlarına aldırmadan, topuklarımı vura vura çektim gittim. İçim soğumuştu biraz…

image
Ve bir zaman geçtikten sonra… Küçücük bir yer… Herkesin tarlası tapanı var, işyeri yok, bizde meslek yok, iş yok… İkimiz de bakınıyoruz, yok yok… İş olmayınca para yok.

Günler geçtikçe yanımıza aldığımız para suyunu çekti. Bir ay sonra utana sıkıla parasının bittiğini söyledi. Bileziğimi verdim, gidip bozdurdu. Onun parası bitince bir bilezik daha… Kocamın turistlerden aldığı bahşişler, tin tin saklayıp biriktirdiği, çıkarken son anda zulasından aldığım üç beş dolarlar, avrolar da arkasından gitti. Bir iki ay da onlarla geçindik. Arkadaşı bizden züğürt, yardım isteyemedi.

Neyse… Kayınvaldeme “para her şey değil” dedim o öfkeyle ama, seks de her şey değilmiş aslında… Biz iki kaçak sevgili, kaldık gerçeklerle baş başa… Açlık sofuluğu bozarmış, bizim de aşkı bozdu. Tartışmalar, iğnelemeler, kavgalar hatta… Gece yatakta sevişmeler bitti, sırt dönüp küs yatmalar başladı.

“Siktir git” dedi sonunda bir gün… “Param için mi geldin benimle? İş yok işte, sen görmüyor musun? İş var da ben mi çalışmadım?”

“Senin paran vardı da, bende para yok muydu? Bileziklerim, dolarlarım gitti benim de…” dedim.

“Vayy… Öyle mi olduk şimdi?” dedi. Film koptu. Kapıyı vurup gitti. Gelmedi. Onun yerine asker arkadaşı geldi. Ben kapıyı açar açmaz içeriye daldı davetsiz…

“Cafer yok mu yenge? Bir ihtiyaç var mı diye bakmaya geldim.” dedi. Dedi ama, gözleri fıldır fıldır, şeytan gibi bakıyor. Yok dedim, zor gönderdim. Akşamına kapı çalındı. Cafer diye koşup açtım, yine o adam… Gözleriyle soyuyor beni kapıda… Yine aynı soru,

“Bir ihtiyaç var mı?”

“Hayrola, pek sık gelmezdin sen böyle?” dedim. Bocaladı,

“Hayır yani… Cafer’in yokluğunda… İhtiyacın vardır diye…”

Cafer beni mi deneyip test ediyor, o yokken ne yapacağım diye mi bu adamı gönderiyor nedir? Yoksa bu adama anlattı her şeyi, bu salak da benden faydalanmayı mı kuruyor kendi aklınca? Ümüğüme çökmek mi istiyor? Bilemedim. Adamı gönderdim.

image
Kara kara düşünüyorum. Ne yapacağım ben? Elimdeki para üç gün ancak idare eder beni, sonra açım. Ev sahibi kira isteyecek yakında… Ertesi gün oldu, Cafer yine yok. Anlaşılan gelmeyecek artık… Çocuklar burnumda tütüyor geldiğimden beri, hasret bir yandan… Ağlamaktan gözlerim şişti.

Sabah kararımı verdim. Telefon açtım. Büyük oğlum çıktı. Sesimi duyduğuna o kadar sevindi ki… Ben de öyle… Ağlamaya başladım. Kocam aldı telefonu sonra, ağlamamı duymuş,

“Cafer gelmiş, buralarda dolaşıyor Güllü… Sen nerdesin, ne yapıyorsun?”

Kem küm ettim, susup kaldım. Orospu çocuğu, kahpenin evladı, beni burda piç gibi bırakıp karısına gitmiş demek… Belki de arkadaşına pasladı beni, siksin diye… “Gel…” dedi kocam… “Çocuklar seni çok arıyor…”

“Sen?” dedim. “Sen beni kabul edecek misin? Kötülük ettim sana…” Anasına söylediğim sözler geliyordu aklıma, kol gibi yarak yemelerim falan… Kadın oğluna hepsini bir bir söylemiştir mutlaka… Ama yine de gel diyor.

“Kötülük ettin, evet…” dedi. “Ama… Çocuklar da özledi. Gel artık…” Sustu, konuşmadı bir an… Sessizlik… “Çocuklarımın anası, benim karımsın… Boşama dilekçesi yazdırdım. Elim varmadı, gidip veremedim.”

“Biliyorum Hasan… Haberim var. Ama nasıl olur? Herkes biliyor…”

“Ben de özledim seni… Gel artık Güllü… Ne olduysa oldu. Her şeyi geçmişte bırakalım, unutalım. Gel…”

“Hasan…” dedim. Ezile büzüle… “Yol parası göndersene bana biraz… Ya da sen gel beni al burdan…” Evde ne varsa alıp gittiğimi yüzüme vurmadı, bileziklerimi takılarımı ne yaptığımı da sormadı. Biliyordu durumu, anlamıştı,

“Yarın patrondan avans alayım, postaneden yollarım sana, merak etme… Yeter ki gel sen…”

Eve döndüm, kapıda ev sahibi beni bekliyor. Orta yaşlı, körük çizme giymiş, kasketli, pala bıyıklı bir adam… Daha önce Cafer muhatap oldu hep, benimle konuşmazdı. Baştan aşağıya süzdü şöyle bir, yüksek sesle,

“Hanım, kocan yok mu? İki ay oldu kirayı getirmedi.” Gören var mı diye bakındım etrafa, rezil olmaktan bıktım artık,

“Gel, içerde konuşalım.” diyerek içeri aldım adamı… Belki acır, halden anlar diyerek paramın olmadığını, kocamın beni bırakıp gittiğini anlattım uzun uzun… Bir yandan bakıyorum, bunun da gözü göz değil. Hiç acıyacak göz yok adamda… Durmadan beni süzüyor, gözü diz üstü eteğimde, memelerimde, bacaklarımda dolanıyor hep…

“Yarın memleketten para gelecek, onunla öderim kiranı, merak etme…” dedim.

“Gece kaçmayacağını nerden bileyim senin…” dedi kaba kaba… Elini pantolonun önüne götürmüş. Orman ayısı… Nerden içeri aldım bu ayıyı bilmem ki… Hay aptal kafam… Hata üstüne hata… Niyeti bozmuş bu adam…

“Nasıl inandırayım peki? Ne yapmamı istiyorsun?” dedim. Ayağa kalktı, yanıma geldi. Çizmeler ayağında, tok tok ses çıkarıyor. Sedirde oturuyorum, önümde dikildi.

“Senden ille de para isteyen yok güzelim…” dedi. “Anlaşırız… Sen parasız evimde kaldın, ben de sende kalayım bu gece, bir aylık kirayı düşelim… ”

“Yapma bunu bana…” diye yalvardım. Çaresizdim. Yanıma oturup sarıldı. Yanaklarımı dudaklarımı öpmeye çalışıyordu. Limon kolonyası kokuyordu adam… Hazırlık yapmıştı anlaşılan, traş olmuş, süslenmiş gece için… “Yapma… Evliyim ben, kocam var… Yarın gelecek.” Uzaklaştırmaya çalıştım, gücüm yetmedi. Kollarından kurtulamadım.

image
“Boşuna çırpınma güzelim…” diye homurdandı adam… Çekti kucağına oturtuverdi beni… Bacaklarımı okşuyordu… “Kocam dediğin adam dostun senin… Giderken asker arkadaşına anlatmış her şeyi… Asıl kocanı, çocuklarını bırakıp bununla kaçmışsın yarak sevdasına… Onda olan bizde de var sultanım… Hele bırak kendini… Biraz da ben sikivereyim seni güzelim… Ne kira isterim senden, ne muhtaç ederim… Ohhh… Bal kaymağım benim… Yerim seni ben…”

Gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Piç… Allah bilir bu adamlara satmıştı beni… Satılık orospu gibi bırakıp gitmişti bu adamlara… Seviyorum dediği kadınını… Pezevenk… Kahpe dölü…

Yapacak bir şeyim, umarım yoktu. Bu gece bir aylık ev kirasına karşılık bu adamın altına yatacaktım çaresiz… Zaten hayır desem tecavüz edecek, adamın gözü dönmüş. Bu kadar da büyütmeye gerek yok diye düşündüm. Alt tarafı yabancı bir erkeğin sikini yiyecektim. Sanki bugüne kadar Cafer’le yaptığımdan ne farkı var ki… Orospunun tekiydim ben… Bir an önce olsun bitsin bari…

“Lanet olsun. Peki, tamam…” dedim. “Dur yatağı sereyim de, adam gibi yap bari…”

Yer yatağını serdim ortaya… Elbisemi çıkardım yavaş yavaş düğmelerimi açarak… Gözleri parlıyor, sikini okşaya okşaya soyunmamı seyrediyordu oturduğu yerden… Ben de ağırdan alıyor, karşısında striptiz yapıyordum. Elbiseyi çıkardım. Beyaz kombinezonumu da sıyırdım. Sütyen külot kaldı.

“Çıkarayım mı bunları da, ister misin?”

“Hee… Çıkar hele…” dedi. Sütyeni çıkardım, memelerim fırlayıverdi. “Ohhh…” diye inledi herif… “Pek de güzelmişsin kız… Akça pakça… Maşallah… İlik gibisin anam avradım olsun…” Külodumun beline parmaklarımı takıp kıvıra kıvıra çıkarırken sordum,

“Senin avrat böyle değil mi? Elin karısına göz koyuyorsun, sikicem diye tutturuyorsun.”

“Nerdee… Bizim avradın memeleri göbeğine değiyo, göbeği ondan önce gidiyo… Gece lambayı söndürmeden altıma yatmaz. Senin gibi avradım olsun, bi milyar borcum olsun, yavrum benim… Offf… Şu kaymak gibi amcığa bak… Mis gibi…” Orospuluğu ele aldım ben de iyice…

“Hadi sen de soyun bari… Karşıdan mı bakacaksın hep? Ben de senin sikini göreyim bakayım, nasılmış?”

Kalktı, üstünde ne varsa bir çırpıda soyunup sedirin üstüne attı. Altındaki içliği çıkardığında kalkmış siki ortaya çıktı. Yine hatırı sayılır bir aleti vardı adamın…. Fena değildi doğrusu… Yanına gidip kasketini başına taktım tekrar… Körüklü çizmeleri işaret ettim,

“Şunları da giysene ayağına… Öyle sik beni…” dedim. Güldü,

“Fantazi ha? Tamam…” dedi. Çizmelerini giydi tekrar… Biraz komiğime gitti önce, sonra içim kabardı. Yanına gidip sarıldım. Çıplak bedenlerimiz birleşti. Siki karnıma battı. Pala bıyıkları da boynuma… Öpüştük biraz… Sonra sedire doğru ittim adamı, oturdu. Başında kasket, ayağında körüklü çizme, kasıklarında sertleşmiş siki… Fazla uzun değil ama, kalın… Değişik…

Önünde diz çöktüm. Bacaklarının arasına girdim. Kalın aleti elime alıp şöyle bir okşadım. Taşaklarıyla tartar gibi yaptım.

“İyiymiş…” dedim. “Kalın kalın… Tam bana göre…”

“İyidir…” dedi o da… “Karıları bağırtır bu, can yakar…”

“Bakalım, görücez…” dedim, eğilip yalamaya başladım sikini… İnledi. “Senin karı bunu yapmıyordur sana…” dedim yalarken…

“Nerdee?” dedi inleyerek… “Karşıdan görse abdes almaya koşar. Bırak eline almayı, yalamayı…”

İyice yaladım, parlattım sikini… Ağzımın içine alıp emdim, inlettim. Sonra kalktım, kucağına oturdum sırtımı dönüp… Dizlerine tutunarak kalçalarımla okşadım aletini biraz… Bacaklarımın arasına girdi sokmadan… Döndüm, boynuna sarıldım, kucağına tırmandım. Memelerimi ağzına verip emdirdim uçlarını… Bu arada sikinin üstüne oturmaya başladım.

image
“Ohhh… Hakkaten kalınmış…” dedim. “Baya kalın… Zor giriyor içime…” Yamyam gibi saldırıyordu memelerime… “Yapma…” diye tersledim. “Sakın çürüteyim deme… Asıl kocama gidicem yarın… Çürük görmesin bir yerimde…”

Cevap yerine homurdandı ayı… Pala bıyıklarını gerdanıma sürte sürte memelerimin uçlarını emdi vantuz gibi… Zevk almaya başlamıştım. Bu arada gazoz şişesi gibi kalın aleti içime almayı başarabilmiştim. Oturup kalkmaya başladım.

“Ohhh… Senin de amcığın daracıkmış be gülüm… Çok güzelmiş… Oh orospum… Ne de güzel sikişiyosun… Ahhh…”

“Evet, güzel sikişirim ben…” dedim oturup kalkarken… Sularım süzülüyordu kalın yarak amıma girip çıktıkça… “Hem zevk alırım, hem zevk veririm. Yaşamaya geldik dünyaya… Zevkler tatmaya… Hadi, yatağa gel, sen sik beni biraz da…”

image
Kucağından kalkıp yer döşeğine yattım sırt üstü… Bacaklarımı açıp bekledim. Tepeme dikildi, elindeki ıslak sikini okşaya okşaya bana baktı. Kasketiyle, çizmeleriyle hoşuma gitti. Ellerimi uzattım,

“Gel…” dedim. “Sik beni… Çizmelerinle sik…” Hemen geldi, tekrar girdi içime… Pompalamaya başladı. Beline bacaklarımı sardım. Boynuna kollarımı… Başındaki kasketi fıydırtıp attım, dudaklarını öptüm. Pala bıyığı izin verdikçe tabi… Fazla dayanamadı ağa, bacaklarımın arasında kasıldı, boşalmaya başladı.

Bitince yanıma uzandı, kendine gelmeye çalıştı bir zaman… Ben boşalmamıştım. Biraz izin verdim dinlenmesi için… Sonra eğilip pörsümüş sikiyle uğraşmaya başladım. Ağzımın içinde canlandı yılanı… Taşaklarını okşaya okşaya iyice sertleştirdim.

image
Sonra da kucağına tırmandım. İçimden akan döller kasıklarına süzülüyordu. Aldırmadan sikinin üstüne oturdum. Döllerin kayganlığı sikinin girmesini kolaylaştırıyordu. Sonunda kalın aletin tamamını aldım içime, oturup kalkmaya başladım.

Belki yirmi dakika uğraştım üstünde… Onun da gelmesini bekliyordum. O kasılırken ben de kendimi koyverdim artık… Bağıra bağıra orgazmın kollarına bıraktım kendimi…

“İster misin bir daha?” dedim yanında yatarken…

“Yok, sağol, yetti bu kadarı…” dedi. “Orospulara da gittim bu yaşa kadar ama, senin gibi sikişenine rastlamadım. Çok güzeldi. İliklerimi sıyırdın valla…”

“Ödeştik mi şimdi ağam? Kira borcu bitti mi?”

“Bitti lan kahpem, bitti… Kira borcu laf mı, sana ev feda olsun yavrum. İstediğin kadar otur.”

Kalktı, giyindi, çıkıp gitti. Tavandaki çiğ sarı ışığın altında yatakta uzanmış yatıyordum yorgun argın… Duşa gittim kalkıp, banyo yaptım. Çıkıp saçlarımı kuruluyordum baş havlusuyla, pencereye vuruldu.

“Ayyy…” diye bir çığlık attım korkuyla, baş havlusuyla çıplaklığımı örtmeye çalıştım, ne kadar örtebilirsem… Kasıklarımı örtsem memelerim açıkta kalıyor, onları örtsem üçgenim meydana çıkıyor.

Cafer’in asker arkadaşı pencerede… Sırıtarak bakıyor. Çekildi sonra, kapı vuruldu bu kez…

“Git başımdan…” diye bağırdım hırsla…

“Aç şu kapıyı…” diye seslendi. “Yoksa kırar girerim içeriye… Bir saattir penceredeyim, sizi seyrettim. Aç kapıyı…”

Çaresiz dediğini yaptım, gidip kapıyı açtım. İçeriye girip kapattı hemen… Ağzı sulanarak bana bakıyordu, çıplaklığıma… Islak saçlarımla, çırılçıplak bedenimle nasıl iştah açıcı görünüyorsam gözüne…

“Ne yani?” dedim. “Sen de mi istiyorsun?”

“Evet… Ben de istiyorum. Seni pencereden dikizledim bir saattir, nasıl sikiştiğini seyrettim. Taşaklarım şişti. Patlamak üzereyim.”

“Hani asker arkadaşlığı, yenge demeler? İnsan arkadaşının karısına sarkar mı?” diye çıkıştım. Sanki aylar boyu kocasının arkadaşıyla sikişen ben değilmişim gibi…

“Birincisi siz karı koca değilsiniz. İkincisi seni defterden sildi artık o… Üçüncüsü…”

Durdu, beni seyrediyordu hayran hayran… Önündeki kabarıklığı okşadı bastırmak ister gibi… Güzellik, seksilik başa bela anasını satayım. Beni gören her erkeğin siki kalkıyor işte, aklına sikmekten başka bir şey gelmiyor. Beğenilmek, istenmek de güzel aslında ama…

“Eee? Üçüncüsü?” Yanıma geldi, elimdeki minicik baş havlusunu alıp fırlattı. Ellerimden tutup şöyle bir çıplaklığımı seyretti…

image
“Üçüncüsü… Öyle güzel karısın ki… Öyle sikişkensin ki… Sikişmene de gerek yok. Önümde yürüsen yeter… Her yerin ayrı oynuyo senin… Bıngıl bıngıl kalçalarınla, koca memelerinle adamı bitirirsin yavrum…” Güldüm ister istemez,

“Ne yapayım canım? Allah böyle yaratmış işte…” dedim.

“Yaratmış evet… Tam yaratmış… Güllü… Hani sen arkadaş karısı diyosun ya… Ulan değil arkadaş karısı, bacım olsan sikerim seni… O derece… Hastayım sana… Cafer ilk getirdiği günden beri hastayım kız kahpe… Bi kere sikmeden bırakmam seni, ölürüm senin için…”

Güldüm. Yanına gidip sarıldım. Çırçıplak bedenimle onun kollarının arasına girdim. Ayaklarımın üstüne yükselip dudaklarını öptüm.

“Ölmene gerek yok…” dedim. “Madem çok istiyorsun… Geldiğimizden beri o kadar iyilik ettin bize… Bari borcumu böyle ödeyeyim sana… Her ne kadar sen arkadaşının emanetine ihanet etsen de… Soyun hadi… Sen de sik beni… Asker arkadaşının kapatmasını sen de sik…”

Yatağa uzanıp o gecenin ikinci sikicisini bekledim bacaklarım ayrık… Soyunup geldi. Bunun da ince, fakat uzun bir siki vardı. Amımı yalayıp ateşlendirdi bir süre, sonra da o uzun inceyi amıma soktu. Gidip gelmeye başladı.

Ah orospu Güllü ah… İçine yarak girdi mi, kimin diye bakmıyordu hiç… Kaçıncı bu demiyordu. Yine ıslanmış, sulanmıştı. Yağ gibi kayıyordu içimde… Diplerimi diplerimi okşuyordu uzun sikinin başı… İnledim zevkle,

“Ohhh… Güzell…” Kalçalarından tutup kendime çekiyordum. İnip kalkıyordu kalçaları. Sertti. Kaslıydı. Üstümdeki üçgen vücuduyla, pazularıyla göz dolduruyordu.

“Hoşuna gitti mi?” diye sordu. “Güzel sikiyor muyum?” Boynuna sarıldım,

“Evet canım… Güzel sikiyorsun… Arkadaşının siki hayvan gibiydi. Canım yanıyordu her seferinde… Senin sikin zevk veriyor, sadece zevk… Ooohhhh…”

“Biliyorum…” dedi. “Çok karı siktik beraber askerdeyken… Çarşı iznine çıkar, karı kız tavlardık. O önden girerdi, ben arkadan… Onun kalın alet ön tarafı doldurur, benim ince yarak kadınların göte daha rahat girerdi. Kadınları zevkten öldürürdük ikimiz beraber…”

image
“Bak sen yaramazlara…” dedim. Aklıma düştü sonra, “Benim arkam hala kız oğlan kız, biliyor musun?”

“Gerçekten mi? Hiç götten yemedin mi?”

“Hayır, ayıp dedim, günah dedim, sikin kalın dedim, yemedim hiç… Sen madem ustasın, hallet şunu… Ben de tadını alayım” İçimden çıktı,

“Domal canım, seni götünden de sikeyim…” Talimatını yerine getirirken,

“Terbiyesiz” diyerek güldüm arsız bir orospu gibi… “Nazik ol biraz…”

Usta işini yaptı. Götümün deliğini yaladı, kremledi, tükürükledi, alıştırdı iyice, sonra da kızlığımı bozdu. İnce uzun alet cop gibi arkama girerken canım yandı yine de… Eee, ilk defa arkamdan alıyordum. Hoşuma gitti. Elleriyle kalçalarıma yapışmış, yavaş yavaş giriyor, yavaş yavaş çıkıyordu… Sikini bir bilezik gibi saran büzüğümden zevk alıyordum. Girmesi de, çıkması da uzun sürüyor, o uzun temasın verdiği zevk inletiyordu beni…

“Sen de amcığını parmakla bir yandan…” dedi. “Bızırını okşa… Daha çok zevk alırsın.”

image
Doğruymuş. Önümden arkamdan aldığım zevk bitirdi beni… Kasılmalar başladı. Ben kasılırken sikini sağmalarıma dayanamadı, o hızlandı, döllerini içime püskürttü.

Sabaha kadar sikti beni asker arkadaşı… Alacakaranlıkta kapıdan dışarıya süzülürken horozlar ötmeye başlamıştı. Bense yatakta serilip kalmıştım yorgunluktan, uykusuzluktan… Sikilmiş, bitmiş…

Orospuydum ben… Kocam beni bu halimle, en yakın arkadaşıyla boynuzlayıp kaçan karısını yine de kabul etmişti. Başka erkek olsa bırak kabul etmeyi, çekip vururdu. Bense onun bu iyiliğinin üstüne bir gecede iki erkekle sevişmiştim. İki değişik yarak yemiştim bir gecede…

Neyse diye düşündüm yattığım yerde… Bunlar da bir hatıra kalır bana… Kocam bamyasıyla beni sikerken bu geceyi anarım ilerde…

Cafer’in kalın siki, ev sahibinin çizmeleri, asker arkadaşının copu… Kendimi avuturum bu anılarla, yaşadığım zevklerle… Uzun, yalnız gecelerimde mastürbasyon yaparken, hayal kurarken… Nasıl dibime kadar sikildiğimi hatırlarım…

Kocamın bamyası…? Offf… Neler bekliyor beni acaba?

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Pembelim1

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Pembelim1
Ben 31 yaşında esmer yeşil gözlü 1.70 boyunda 78 kilo bekar yalnız yaşayan biriyim.
8 aylık ilişkimi bitirdim ve eski mutlu hallerime geri dönmek için ilk günden sosyal medya hesaplarımı açıp engelli kim varsa açmaya karar verdim. Çok bunalmıştım ve kendime gelmeliydim.
Ayrılıktan ertesi günü ilk farkeden pembelim oldu. Bir gece arkadaşlarımla eğlenmeye çıktığım sırada tanıştığım kızıl şaçlı, minicik ağızlı, ela gözlü bem beyaz tenli, beli incecik (iki elimle kavradıgımda 4 5 cm kalıyor ellerimin kavuşmasına) gögüsleri şeftali iriliğinde uçları deseniz pembe ve boncuk büyüklüğün, poposu dar ve dışarı doğru baya atık, amı ve poposunun deliği dahil olmak üzere pemdeydiler ve baştan sona parlayan cilt pürüssüzdü, ayak bilekleri incecik, kokusu baş döndürücü bir hatun, hayal etsem o sırada bu kadarını aklımdan geçiremezdim.
Son birlikte olduğumuzda bu yana 4yıl geçmişti, 18 yaşındaydı ilk tanıştığımızda ve körpecikti.aradan 4yıl geçti ve kendime gelmeye ihtiyacım varken ilk yazan pembelim oldu. Sürekli konuşurduk bu süreçte ilişkiler kadınlar erkekler siyaset hayvanlar vs. Sürekli iletişimdeydik hiç kopmamıştık taaki hayatıma giren kişi onu engelleyinceye kadar. Tabiki engeli kaldırır kaldırmaz ilk yazanda pembelim oldu çok değer veririz birbirimize açık sözlüyüzdür ikimizde.
Sanki hissetmişti konuşmaya başladık havadan sudan oda yeni ilişk**en çıkmış. Dedim gel yanıma konuşalım biraz kendimize geliriz hemde özlem gideririz dedim ve işlerini ayarlayıp yanıma geldi bende tatil planı hazırladım ve 1hafta sonra geldi. Gittim havaalanından aldım ve havaalanında öyle bir birbirimize sarıldıkki kokusunu içime çekmekten bırakmak istemiyordum bir insan hiçmi değişmez hiç değişmez tam aksine daha bir gelişmiş gögüsler ve popo o koko anda kollarımdaydı direk arabaya geçtik. İlk önce dinlenmeliydik iş yoğunluğunu atmalıydık duşa girdik sırayla, birer sigara kahve falan derken yatağa geçip dinlenmek istiyorduk ikimizde çok yorgunduk. Yatağa gidelim istersen dedim artık dinlenelim dedim hem yol yorgunusun hemde bütün gün bütün gece ayaktaydık ikimizde dinlenelim dedim tuttum elinden kaldırıp sarıldım tekrar kokusunu içime çektim yanaklarından öptüm tam dudağına gidecekken durdurdu lütfen bunu yapma hastayım bitmek üzere dedi iyice sarıldım oda sımsıkı sarıldı sonra gittik odaya. Benim baksırla yattığımı çok iyi bilir arada sanal seks bu yıllar boyunca ve kendide uzun gecelik veya tisört giyerdi. Ben uzandım şortumve tişörtümle birlikte pembelim “hey böyle yatmıcaksın heralde demi” dedi. Bende gülüp kalktım yataktan tişörtümü çıkarttı sonra şortumu sıyırıp gözlerini baksırdan kabarmaya başlayan şeyime dikip “hey sen uslu dur kendini kana bulama adamım” dedi. Gülüştük ve o sırada öpücük koyup derin bir nefesle birlikte koklayıp ayağa kalktı önümde duruyordu sütyensiz gögüslerinin uçları belirmiş halde sarıldı. Üstündekileri çıkartalım hadi dedim tisörtü çıkarttım bembeyaz teni ve pembe uçlu gögüsleri ayakta vücuduma değiyordu. Sarılıp yatağa attım. Ardından üstüne çıktım ve dudaklarını öpmeye başladım gözlerini kapattı ve başımı tutup gözlerini açtı gözlerime dolu gözlerle bakıp “lütfen dur!” deyip boncuk boncuk göz yaşları geldi biranda çok özledim ama lütfen dur dayanamıyorum sana biliyorsun dedi gözlerinden öptüm göz yaşlarından öptüm tamam iki kolumu kafasının yanına koydum gözlerini dudaklarını yanaklarını cenesini alnını öptüm çok özledim hemde dedim sonra yana devrilip hadi gel diyip tek yastiğa yattık kokusunu sevdiğimden arkasından ensesine yaklaşıp sokuldum iyice saçlarını düzeltip iyice kendide yanaştı bacaklarını bacaklarımın arasına sokup kollarıma sarılıp avuç içlerimi gögüslerine götürüp poposunu yarağıma dayadı. Uyuya kaldık. Kaç saat geçti bilmiyorum hareket hissettim usulca kalkıyordu ne oldu canım dediğimde tuvalete canım gelicem birazdan dedi. Bir süre sonra üstümdeki pike kaydı sandım bir baktım ayak bileklerimde bir el hissettim sonra diğeri yavaşça yukarı çıkıyordu sonra bir baktım pembelim başında havlusu altında siyah bir tangası bizi uyandırıyordu. İyimisin dediğimde çok iyiyim tamamen bitti seninim artık bitanem dedi tam sırt üstü yattım ellerinden tuttum yavaşca çektim gülerek keyifli bir halde geldi üstüme bir bacağimi kendi bacaklarının arasında vaaziyette uzandı öptüm dudaklarını yavaşça dudaklarını emmeye başladım kolları gögsümde gözlerinin içi gülüyordu dudaklarını emdikce dizini yarağıma sürtüyordu emerken ellerim sırtında yavaşça parmak uçlarımla sırtında geziyordum pürüzsüz bembeyaz teni mükemmel kokusu tahrih etmeye yetiyordu zaten saçlarından tutup boynunu çevirdim çektim kendime yalayarak vakumlamaya basladım içi ürperdi dizini yarağıma bastırıp oynatıyordu sonra biranda yana devirip onun ben üste çıktım bacağımı amına dayandım kökler gibi oda dizini kaldırıp sürtmeye devam etti boynunu emerken dudaklarını ısırmaya başlamıştı bile ısırdığı dudağının diğer tarafinı dudaklarımın arasına alıp emip ısırmaya başladım. Sonra biran sakinledim yavaş yavaş öperek vakumlayarak boynundan gögüslerine indim mükemmel gögüslerini avuçlayıp başlarında dilimle yuvarlak çizip emmeye başladım iyice vakumlayıp uçlarını dillerken kalcasını hareket ettirmeye dizime sürtmeye başladı bunu hissedince dizimi kaldırdım ve bacaklarının arasına girdim kendi anlayıp açmıştı bile dayadığımda amına oha dedi ne oldu dediğimde başımı tutup çekti ve öpüşmeye devam ettik dayanamıyordum artık yavaşca boynundan öperek gögüslerine gögüslerinin arasından hafif hafif vakumlayıp öperek göbeğine göbeğinden kasınlarına indim tangasından şişmiş ve sırıl sıklam olmuş çizgiyi görebiliyordum kasıklarının her yerini vakumladım sesler çıkartmaya başlamıştı tangasının yanlarından tutup vakumlarken kasıklarını her seferinde biraz daha indirdim aşağı amının diline gelince tangayı çıkarttık ilk dil darmesini vurduğumda ellerimi kalcalarının yanında sıkıca tuttu amının o mükemmel kokusu pespembe amını hala aynıydı ilk çıtırlığındaki gibi hiç yıpranmamış taze kız amcığı gibiydi hala amı çok dar pembe ve mis gibi kokuyordu elkerini bırakmadan hiç bacaklarını dizlerinden bastırıp bu güzelliğin keyfini çıkartmalıydım. Amından akan sularını içiyordum dilimi aşagı yukarı gezdirip girişinde titretiyordum içeri yolluyordum her yolladığımda iniltiler artıyordu yarağım baksırımdan taşıyor dimdik şekilde baksırımın kenarından dışarı çıkmış takılıyordu ağzının suları aka aka. Amcığını dilimle sikerken kalcası kasıldı ve titremeye başladı inleyerek boşalarken ağzımı iyice dayadım amına yalamaya devam ettim dayanamıyordu ilk kafamı itekledi sonra anlayınca ben bırakmıcak saçlarımdan çekip bastırmaya başladı ikinci kez geliyordu. Boşaldıktan sonra beni kendine çekti öpmeye başladı ve sikimi eline aldı ve durdu oha oha aşkım bunu ben alamam dedi çok kalın dedi yırtarsın dedi lütfen çok yavaş ol dedi bu ağzıma bile girmez dedi. Ben yana yattım bak bakalım gircekmi dedim hakikaten dudakları etrafını çepe çevre sarmıştı küçük ağızlı ve çok dar amcığı var. Bacaklarımın arasına girip önce taşaklarımı öptü sonra yarağımın gövdesini vakumlar gibi öpüp yaragımın başını ağzına almaya çalıştı ve 2. denemesinde bolca tükürükle birlikte ağzındaydı dudaklarının yanından yarağımın kenarlarından akan tükürükleri görüyordum akanları görünce kendini zorlayıp hemen hemen yarısını almayı başarmıştı ve gidip gelmeye başlamıştı heran boşala bilirim dedim gözleri büyüdü gidip geliyordu durmadan ellinin biri taşaklarımda digeri yarağın diger kısmını sıvazlıyordu zevkten delirmek üzereydim artık onun ritmine göre bende ağzına vermeye başladım ve kendimden geçiyordum biran çok verdiğimde biranda çekilip öksürmeye başladı yapma lütfen ne olursun dedi ıslak gözlerle öptüm ve tekrar ağzına aldı bu sefer tüm kontrol ondaydı inlemeye başlayınce ben, hızlandı bir kaç kez kendi zorlayıp ala bildiği kadar aldı.sadece bende başını tuttum ve ağzının içini doldurdum son damlasına kadar yarağımdan çekti eliyle içindekileri sıyırıpta. Sonra tuvalete tükürüp geldi ve botoxlu gibi olan dudakları öptüm ve öpüşmeye devam ettik

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! 2

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! 2

BÖLÜM 9

Yaşadığımız o Lezbiyenimsi olaydan sonra, Bahar birkaç gün görünmemişti. Galiba utandığından olsa gerek diye düşünmüştüm. Cumartesi günü çocuklarla alışveriş için bir giyim mağazasına gitmiştik. Reyondaki gömlekleri incelerken tanıdık bir sesin, “Yardımcı olabilirmiyim hanımefendi?” demesiyle başımı o yöne çevirdim. Gözlerime inanamamıştım, Bahar karşımda duruyordu. Özlemle sağlı sollu öpüşüp kucaklaştıktan sonra, Bahar’a, “Kız, nerelerdesin sen? Neden uğramıyorsun?” dedim. Bahar, 4 gündür burada işe başladığını, neden çalışmak zorunda olduğunu anlatırken, daha fazla üzerine gitmedim. Onun da yardımıyla birkaç parça giysi aldık. İşimiz bittiğinde, “Akşam gel de laflarız!” dedim. Bahar (Tamam!) anlamında başını salladı. Vedalaşıp çocuklarla eve döndük.

İşlerimi bitirmiş balkondan sokağa bakarken, Bahar’ın geldiğini görmek istiyordum. Bahar akşam saat 20:00 gibi göründüğünde, içimi değişik bir heyecan sarmıştı. Balkondan, “Bahaar! Bahaar!” diye seslendim. Bahar el sallayıp, “Tamam geliyorum!” dedi. Az sonra zile bastı, kapıyı açıp içeri buyur ettim. Herzamanki gibi mutfağa geçtik. Bahar’a, “Kızzz! Çok güzel görünüyorsun!” dedim. “Teşekkür ederim abla!” dedi. Gerçektende çok güzel görünüyordu. Dışardan gören ve evli olduğunu bilmeyen yabancı biri, Bahar’ı kız zannederdi. Topuklarına kadar uzanan siyah bir etek, üzerine beyaz gömlek. Siyah beyaz türbanıyla tam bir bütünlük sağlamıştı. En azından bana öyle geliyordu. Oturduktan sonra bir müddet birbirimize baktık. Birkaç gün önce yaşadıklarımız film şeridi gibi gözlerimin önünden akıp gitti. Bahar’a, “Eee anlat… Ne var, ne yok kız?” diye sorunca, Bahar karşı bir soruyla, “Beni boş ver abla! Asıl sende ne var, ne yok?” dedi. Belli ki öğrenmek istediği şeyler vardı.

Sonra ağzındaki baklayı çıkardı ve “Nazmi ile bu hafta buluşacakmısın?” diye sordu. Ben de, “Bilmiyorum ki, eğer buluşmak isterse bir gün önceden beni arar, müsait olup olmadığımı sorar, müsaitsem buluşmaya karar veriririz.” dedim. Bahar, “Hımmmm, demek öyle… Peki onu seviyormusun?” diye sordu. “Bak Bahar, biliyorsun ki ben evliyim, Nazmi’yi sevip sevmemem önemli değil, önemli olan onunla yataktayken yaşadığım zevkler. Onunla sevişirken, inan bana, zevkten çıldırıyorum, boşaldıkça boşalıyorum, amım götüm bayram ediyor. Nazmi yatakta çok azgın bir erkek!” dedim. Kısa bir sessizliğin ardından Bahar’a şakayla karışık, “Ne dersin kız, bu hafta seni de götüreyim mi? O küçük amın bayram etsin! Ha?” dediğimde, ikimiz de gülmüştük. Bahar, “Manyaksın sen abla yaaa!” dedi.

Ben yine şakayla karışık devam ettim, “Kız varya, seni de sikse, asla vaz geçemezsin!” dedim. Bahar, “Abla manyakmısın? Şeyi çok büyük diyorsun, ben nasıl alırım okadar büyüğü?” diye karşı çıkar gibi olsa da, ben ikna etmeye çalışıyordum, “Ben de Nazmi ile ilk buluşmamdan önce senin gibi düşünüyordum. Onunla yattıktan sonra korkularımı yendim. Dikkatli olduktan sonra korkmana gerek yok!” dedim. Baharın nefes alışverişi sıklaşmıştı, nefes alırken göğüsleri yerinden fırlayacak gibiydi. Diliyle dudaklarını ıslatıyor, alt dudağını ısırıyordu. Tam o esnada kapının zili çaldı, toparlanıp ayağa kalktık. Dışardan gelen seslerlerden çocukların geldiği belli oluyordu. Kapıyı açtığımda benim büyük oğlan, “Acıktık anne, bize yemek!” dedi. Bahar da gitmek için terliklerini ayağına taktı. Bahar kapıdan çıkarken büyük oğlan, “Bahar teyze, biz eve gelince sen hep gidiyorsun!” dediğinde gülüşmüştük. Bahar, “Siz geldiğiniz için değil yakışıklı, ben zaten kalkmak üzereydim. Hadi size iyi akşamlaaar…” dedi. Aynı şekilde biz de, “İyi akşamlaaaar…” diyerek onu uğurladık.

Çalıştığı için birkaç gün boyunca Bahar’la görüşemedim. Bir öğlen üzeri Nazmi aradı, “Aşkım nasılsın, ne yapıyorsun?” dedi. Bir kadın olarak aranmak hoşuma gidiyordu. Sesini duymak gerçekten güzeldi, “İyilik aşkım! Senden ne haber?” dedim. Nazmi, “Ben de iyiyim! Özledim seni!” dedi. ‘Özledim’ kelimesi hoşuma gidiyordu. Sonra bana, “Bu hafta buluşalım mı aşkım?” dedi. Bu çok güzel bir haberdi. O an aklıma Bahar geldi, “Aşkım, ne oldu biliyormusun?” dedim. “Söyle birtanem, ne oldu?” dedi. “O gün arabandan inerken, komşulardan biri beni görmüş!” dedim. Nazmi panikleyerek, “Yapma yaa! Gerçekten mi?” dedi. “Evet aşkım! Ama korkacak bir durum yok!” dedim. “Eee… nasıl yani?” dedi. Biraz Bahar’dan bahsettim ve ağzının sıkı olduğunu anlattım. Nazmi cevap vermeden beni dinliyordu. Uzun süre dinledikten sonra, “Şimdi ne olacak peki?” dedi. “Bak benim bir fikrim var…” dedim ve planımı anlatmaya başladım.

Planımı anlattığımda, Nazmi, “Peki Bahar kabul edecek mi?” dedi. Ben de, “Şimdilik çok istekli, sanırım bu iş kolay olacak!” dedim. “Nasıl bir kadın bu Bahar?” diye sordu. En ince ayrıntısına kadar, kim olduğunu, nasıl biri olduğunu, güzelliğinden ve vücudundan bahsettim. Bir müddet suskun kalan Nazmi, “Müthiş!” dedi. Ben de gaz verir gibi, “Taze amcığı duyunca ağzının suyu aktı değil mi? Bahar seni biliyor, ama diğerlerinden haberi yok. Onun için yalnız sen olmalısın, anladın mı?” dedim. “Anladım, anladım!” dedi, sonra da bana söylemek istediği önemli bir konunun olduğunu söyledi. “Söyle aşkım!” dedim. Nazmi, “İki iş adamı var, onlara senden bahsettim. Senin türbanlı, kapalı bir kadın olduğunu öğrendiklerinde bu işi mutlaka halletmemi söylediler. Ben de bu hafta için onlara söz verdim. Şimdi ne diyeceğim onlara?” dediğinde, o an içimin koyverdiğini hissettim…

Ama Bahar’ı siktirme isteği daha baskın gelince, kendimi düşünmekten vaz geçtim ve “Onlara adet olduğumu söylersin, olur biter! Tamam mı?” dedim. Nazmi, “Tamam aşkım, sen bilirsin!” derken, belli ki o da Bahar’ı düşünüyordu. Mutabık kalınca, Bahar hakkında biraz daha detaylı bilgi verdim. “Göt deliği bile anlaşılmıyor, ona göre!” derken kahkaha atmıştım. Nazmi, “Offf, şimdiden yarrağım kalktı!” dediğinde ikimiz de gülüşmüştük. Sonra, “Hop, hop! Taze amı duyunca hemen havalandın. Onu siktiğin kadar beni de sikeceksin, tamam mı?” dedim. “Elbette aşkım! Seni yarraksız bırakırmıyım hiç!” dedi. Konuşulacakları konuştuktan sonra Pazartesi akşamı araması kaydıyla vedalaştık.

Şimdi iş, Bahar’ı ikna edip edemeyeceğime kalmıştı. Umarım herhangi bir aksilik olmazdı. Bahar’ı görmem gerekiyordu. Alışveriş bahanesiyle üzerimi giyindim ve çalıştığı mağazaya gittim. Bahar beni karşısında görünce pek sevinmişti. Sarılıp kucaklaştıktan sonra, “Tavuk! Hoş geldin!” dedi. Kadınlar arasında birbirimize bazen (Tavuk) diye hitabederiz. “Hoş bulduk Tavuk! Birşeyler alacağım!” dedim. Mağaza 3 katlıydı. Birinci kat yetişkinlere, ikinci kat çocuklara, ücüncü kat ise iç giyim üzerine ayrılmıştı. Benim işim üçüncü kattaydı, “İç çamaşırı almam lazım!” dedim. Bahar başıyla onayladıktan sonra üçüncü kata çıktık. Tek tek incelemeye başladık. Gerçekten çok güzel iç çamaşırları vardı. Bahar bana normal külotları gösterirken, ben, “Kızım bunlar ihtiyar işi, bak şurda çok seksi takımlar var, onlara bakalım!” dedim. Gösterdiklerim Tanga tipi iç çamaşırlarıydı. Kimi şeffaf, kimi tüllü, kimi de dantelliydi. Bahar, “Abla onlar benim şeyimi bile kapatmaz!” dediğinde gülüşmüştük.

Sonuç olarak, altlı üstlü üç takım aldım. Bunlardan ikisi Tanga tipi (takımlardan biri beyaz, diğeri siyah), üçüncü takım ise Hipster, içi görünen ten renginde şeffaf bir takımdı. Gerçekten çok seksi iç çamaşırlarıydı. İçi gitmesine rağmen Bahar belli etmemeye çalışıyordu. Bahar, “Abla bunlar çok pahalı, ben pazardan aldığım 2 Liralık külot giyiyorum, senin aldıklarına bak!” dedi. Ben de kendisine kaç numara sütyen giydiğini sordum. Önce ne demek istediğimi anlamamıştı, tekrarlayınca, “94, neden sordun ki?” dedi. Acık mavi renkteki şeffaf takımı göstererek, “Bu nasıl?” dedim. “Çok güzel!” dedi. Normal bir külodu vardı, ama çok şeffaftı. Aynı renkte, bir de Tangalı takım seçtim ve “Şimdilik bu kadar yeter!” dedim. Bahar, “Bence de! Kız Tavuk, bu kadar iç çamaşırını ne yapacaksın?” dedi. “Boş ver!” dedim. Sonra kasiyere doğru yürüdük. 245 TL ödedim. Çıkarken Bahar, “Abla bu kadar para verdin, kocana ne diyeceksin?” dedi. “Birşeyler uydururum işte… Hee, akşam uğra da laflarız!” dedim. Bahar, “Gelebilirsem gelirim!” deyince, “Mutlaka gel, konuşacaklarım var!” dedim. Ne konuşmak istediğimi eminim çok merak ediyordu. Bu merakla bana bakarken yanından ayrıldım.

Eve geldiğimde Nazmi’yi aradım. “Aşkım, akşam saat 20:00 gibi nete girmeni istiyorum!” dedim. Nazmi nedenini sormadan, “Tamam aşkım, girerim!” dedi. Çocukları anneme gönderdiğim için müsait sayılırdım, birtek kocamı halletmem lazımdı. Saat 18:00 gibi kocamı aradım, akşam komşu kadınlarla oturacağımız için, şimdiden gelip yemeğini yeyip gitmesini söyledim. Kocam 10 dakika içinde gelmişti. Yemeğini yedikten sonra kocama, “Erken gelme, kadınlar geç saatlere kadar otururlar!” dedim. Zaten kocam kahvehaneye takıldı mı, geceyarısından önce gelmezdi. “Tamam!” deyip gitti.

Bahar’ın işten çıkmasına bir satten fazla zaman vardı. Çay demlemek için ocağa su koydum. Biraz etrafı toparladıktan sonra televizyon izlemeye başladım. Tam o sırada kapı zili çaldı. Bu saatte gelen de kimdi acaba? İçimden (Hay aksi şeytan!) diyerek kapıya yöneldim. Kapının dürbününden baktığımda, Bahar’ı görünce rahatladım. Hemen kapıyı açtım, “Kız erken çıkmışsın! Hoş geldin!” diyerek içeri buyur ettim. Bahar ayakkabılarını çıkardıktan sonra mutfağa geçtik. “Senin yüzünden patrona yalan söyleyip erken çıktım. Söyleyeceklerini merak ettim, hadi anlat!” dedi. “Patlama kız! Biraz soluklan hele!” dedim. Bahar eve uğramadan direkt bana geldiği için fazla zamanımız yoktu. “En iyisi, sen git evdeki işlerini hallet gel, ozaman konuşuruz!” dedim. Neticede Bahar evli bir kadındı, üstelik birde çocuğu vardı. Gerçi çocuğuna kaynanası baktığı için sorun yoktu, ama yinede anne olmanın sorumlulukları vardı. Bahar’a, “Haa, çocuklar annemde, kocamı da kahvehaneye gönderdim, geç gelecek! Yani evde yalnız olacağız senle, gelirken vaktini ona göre ayarla!” dedim. Bahar heyecanla, “Tamam abla!” diyerek gitti.

Bahar gittikten sonra hemen bilgisayarı açtım. Nazmi netteydi ve sohbet etmeye başladık…

BÖLÜM 10

Nazmi’nin nete girmiş olmasına gerçekten çok sevinmiştim. Webcamı açtıktan sonra sohbet etmeye devam ettik. “Bahar birazdan bana gelecek, sakın bunu bildiğini belli etme, ama tahrik edici şeylerden bahset!” dedim. Bu haber Nazmi’yi memnun etmiş olmalıydı ki, alttan alttan tebessüm ediyordu. “Merak etme aşkım, o iş kolay!” dedi. Bahar’ın gelmesini beklediğimiz zaman zarfında hep ondan bahsetmiştik. Saat 20:30’a yaklaştığı halde Bahar’dan halen ses seda yoktu, oysa 20:00 gibi gelmesi gerekiyordu. Acaba bir aksilik mi oldu diye aklımdan geçirirken, kapı zili çaldı. Sevinçle, “Oleeeeyy! Geldi aşkım, geldiiii!” diye yazdım. Yerimden fırladım ve kapıya koştum. Gerçekten de Bahar gelmişti, “Nerde kaldın tavuk?” dedim. Bahar, “Yemekti, bulaşıktı, derken işim anca bitti işte…” dedi. Üzerinden çok güzel bir koku geliyordu. Azda olsa makyaj yapmıştı. Biraz da pohpohlamak amacıyla, “Çok güzel olmuşsun Bahar!” dediğimde, teşekkür etti.

“Kız tavuk, sana çok güzel bir haberim var!” dedim. Bahar ne olduğunu öğrenmek için ısrar edince, “Nazmi Webcamda!” dedim. Bahar, “Ciddimisin?” dedi. “Kız yemin ederim, sen gelmeden önce onunla konuşuyordum. Onu görmek istiyormusun?” dedim. Bahar önce biraz düşündü, heyecanlı olduğu her halinden belli oluyordu, “Şey… Yalnız onun beni görmemesi lazım!” dedi. “Tamam, sen yandan bakarsın!” dedim. Bana göre Nazmi yakışıklı ve çekiciydi, uamarım Bahar’ın da hoşuna giderdi. Ben yerime oturunca, Nazmi’nin, “Nerdesin aşkım!” demesiyle tekrar sohbet etmeye başladık. “Kapı çaldı, komşuyla ayak üstü biraz sohbet ettim. Seni beklettim kusura bakma, özür dilerim!” dedim. “Özür dilemene gerek yok aşkım, önemli değil!” dedi. Bahar’ın yanımda olduğunu biliyordu, ama bunu Bahar’a belli etmememiz lazımdı.

Elimle ağzımı kapatıp Bahar’a, “İşte Nazmi bu!” dedim. Bahar yandan fısıldayarak, “Hmmmm! Kadir İnanır’a benziyor!” dedi. Sonra sessizce diğer sandalyeyi alıp, Webcama görünmeyecek şekilde yan tarafıma oturdu. Nazmi bana iltifat üzerine iltifat ederken, ben de aynı şekilde karşılık veriyordum. Sohbet uzadıkça artık cinsel konulardan bahsetmeye başlamıştık. Bugün çok seksi iççamaşırları aldığımdan bahsedince, iç çamaşırları üzerimde görmek istedi. Ben ık mık etsemde, kalkıp yatakodasına doğru giderken, Bahar da arkamdan geldi ve “Gerçekten giyecekmisin?” dedi. “Herhalde kız! Zaten her yerimi biliyor!” dedim. Üzerimdekileri çıkardıktan sonra çırılçıplak kalmıştım. “Kız, sence hangisini giymeliyim?” dedim, ama Bahar tercihi bana bıraktı. Beyaz takımı giydim ve yerime dönerken de Bahar’a, “Birazdan ben de onu soyacağım. Ne kadar iri yarrağı var sen de göreceksin!” dedim. Bahar’ın yüz ifadesinden heyecanlandığı belli oluyordu. Bahar, “Nasıl yani?” deyip, anlamamış gibi davranırken, bunu çok istediğini biliyordum. “Birazdan anlarsın…” dedim.

Üzerimde beyaz iç çamaşırlarıyla Nazmi’nin karşısına oturdum. Şeffaf takımla görünce, “Offff! Çok seksisin! Yarrağım şimdiden kalkmaya başladı!” dedi. Cilve yapıp, “Göstersene aşkım! O kocaman yarrağını görmek istiyorum!” dedim. “Tamam aşkım, gösteriyorum!” dedi. Webcamını aşağı indirerek, göreceğim şekilde ayarladı. Gerçekten yarrağı kalkmıştı. Bahar ise yarrağın büyüklüğü karşısında şaşkınlığını gizleyememişti, yandan fısıldayarak, “Aaaa! O ne öyleee! İnanmıyorum yaaa! Gerçekten çok büyükmüüüşş!” dedi. Bahar aptallaşmış bir şekilde bana bakarken, gördüklerine inanamıyordu. Benim ne kadar haklı olduğumu şimdi daha iyi anlıyordu.

Nazmi ile artık amdan götten bahsetmeye başlamıştık. Nazmi’nin, “Seni şöyle ^^^^^^^^^, domaltıp böyle ^^^^^^^^^, amını götünü parçalayacağım!” gibi argo argo laflar yazması beni tahrik ediyordu. Nazmi 31 çekerken, ben de amımın dudaklarını açmış içini gösteriyordum. Gerçi buna ihtiyacı yoktu ama, sırf Bahar’ı tahrik etmek için bunları yapıyordum. Amım öyle sulanmıştı ki, akan sıvılar sandalyenin oturağını ıslatıyordu. Klitorisimi küçük küçük daireler çizerek okşarken, neredeyse boşalmak üzereydim. İstemeden de olsa gözüm Bahar’a takıldı. Bahar elini eteğin altına sokmuş, amını parmaklıyordu. Onun durumu da benden farksız değildi. Bir tarafta Bahar, diğer tarafta Nazmi, üst üste bunlar yaşanınca daha fazla dayanamadım, aniden kasılmaya, zevkten titremeye başladım. Ardından şiddetli bir şekilde boşalmaya başladım. “Ah! Ooooh! Ohhhh! Ihhhh!” diye defalarca inlerken, Nazmi de boşalmak üzereydi. Yarrağı tümüyle gerilmiş, dölleri fışkırtırken, o sırada Bahar da kısık sesle inleyerek ve kasılarak boşalıyordu. Nazmi’nin boşalması gerçekten çok şiddetliydi. Saniyelerce süren boşalmalar yavaş yavaş kendini sessizliğe bırakmıştı.

Üstü başı berbat olan Nazmi, “Aşkım ben banyoya geçiyorum, Salı günü görüşürüz!” dediğinde, “Tamam aşkım, görüşürüz!” dedim. Nazmi netten ayrılınca, Bahar’la başbaşa kalmıştık. Bir müddet birbirimize baktıktan sonra, gülmeye başlamıştık. “Nazmi’deki yarrağı gördün değil mi? Böyle erkekler de var işte!” dedim. Bahar başını sallayıp, “Evet yaaa! Ne kadar da büyük yarrağı var! Üstelik çok kalın!” dedi. Israrlı bir şekilde kendisine, “Bu hafta gel seni de götüreyim! İnan bana, saatlerce sikişeceğiz!” dedim. Bahar ne diyeceğini bilemez halde bana bakıyordu. İstiyordu, ama bir türlü karar veremiyordu. Ürkek bir şekilde, “Şeyy, ben… yani bilemiyorum…” diye gevelerken, “Bak Bahar, sen gelsende gelmesende ben gideceğim! Herif tam bir zevk makinesi. Kaç kez boşaldığını bile hatırlamıyorsun. Gelirsen bütün bunlar aramızda kalacak!” dedim.

Bahar bir müddet düşündükten sonra, “Şey, benim çalıştığımı biliyorsun, patrondan nasıl izin alacağım peki?” dedi. Benim de duymak istediğim buydu ve o anda bu işin olacağına kanaat getirdim. “O iş kolay! Kızım, senin izin günün Pazartesi değil mi? Bu hafta için Salı gününe ertelersin. Veya çocuğu doktara götüreceğim gibi şeyler söylersin!” dedim. Bahar, “Bilemiyorum ki, patron izin verir mi?” dedi. “İşin içinde çocuk var, herhalde izin verir kız!” dedim. Bahar izin konusunu patronuyla görüştükten sonra her şey belli olacaktı.

Yerimden kalkıp, “Gel benimle!” diye elinden tuttum, sonra yatak odasına götürdüm. Aldığım iç çamaşırlarından açık mavi takımı çekmeceden çıkardım. Tangasıyla birlikte Bahar’a uzattım. “Al kız! Bunlar senin!” dedim. Bahar kem küm etse de, “Kızım bunları senin için aldığımı biliyorsun! Al işte!” dedim. Sonunda kabul etmişti. Teşekkür etti ve yanaklarımı öptü. “Kız bu kadarcık mı?” dedim. Benim istediğim şey daha farklıydı, dudaklarımı gösterip, “Burdan yok mu?” dedim. Bahar, “Hımmm! Anladııım!” diye gülümseyip dudaklarını dudaklarıma dokundurdu. Yumuşak dudaklarını dudaklarımda hissetmek harikaydı. Ensesinden tutup dudaklarına yapıştım. İkimiz de, “Mmmmm!” diye inlerken yatağa devrildik. Dudaklarına sıkı sıkıya yumuldum. Önce dirense de, kendini bırakmıştı. Şehvetli bir şekilde öpüşürken, dillerimizi de işin içine katmıştık. Daha önce böylesine şiddetli ve arzulu bir öpüşme yaşamamıştım.

Birbirimize sarılmış öpüşürken, oramızı buramızı okşamayı da ihmal etmiyorduk. Bahar’ın eteği beline kadar sıyrılmış, bembeyaz bacakları ortaya çıkmıştı. Elimi bacaklarının arasına sokunca ateş gibi yandığını farkettim. Tanrım ne kadar da sıcaktı, bacaklarının arası ateş gibi yanıyordu. Bir müddet külotun üzerinden amını okşadım. Zaman zaman da amının yumuşak etini avuçlayıp eziyordum. Bahar zevkten kıvranıyor, “Immmm! Ommmhhhh!” diye inliyordu. Sonra elimi külotunun içine soktum. Öylesine sulanmıştı ki, avucumun içi am suyuyla dolmuştu. Amının kıllarını yeni kestiğinden harika kayıyordu, belli ki hazırlık yapmış öyle gelmişti.

Arzu ve isteklerin arttığı ortam tavan yapmak üzereydi. Yarı çıplak olduğum için Bahar’ı da soymak istiyordum. Önce başındaki türbanı, ardından penyesini çıkardım. Son olarak, fermuarını açıp eteğini indirdim. Bahar da iççamaşırlarıyla kalınca, ben de önce sütyenimi, ardından da tangamı çıkardım. Bütün bunlar yaşanırken ikimiz de konuşmuyorduk. Bahar’ın yüzündeki pembelik ona seksi bir hava veriyordu. Sonra da Bahar’ın sütyenini ve külotunu indirdim. Kapalı bacakları yüzünden amının sadece üst tarafı görünüyordu. Üzerine çıkıp bedenimi bedenine yapıştırdım. Teni o kadar yumuşak, o kadar sıcaktı ki, içimi eritiyordu. Erkek olsam, Bahar’ı saatlerce sikerdim, ama ne yazık ki değildim.

Bir müddet göğüslerimizi birbirine sürttükten sonra, ikimizin de meme uçları fındık gibi şişmişti. Kendini bana teslim etmiş olan Bahar, hareketsiz yatıyordu. Birkaç dakika memelerini okşayıp yaladıktan sonra, uçlarını emmeye başladım. Göğüsleri küçüktü, ama ucları ağzımı dolduruyordu. Uçlarını somururken tıpkı aç bebek gibiydim, iyice içime çekip dudaklarımla koparmaya çalışıyordum. Bahar altımda kıvranırken bırakmaya niyetim yoktu. Bahar zevkten, “Mmmhhh! Iımmmhh! Oohhhh! Çok güzel! Çok güzeeell” diye inliyordu. Artık aşağıya doğru inmeliydim. Göbeğini öpüp kokladıktan sonra, kendimi geriye doğru çektim. Sonra bacaklarını araladım. Harika bir manzara vardı. Amı öylesine sulanmıştı ki, zevk suları çarşafa akıyordu. O an aklıma Nazmi geldi, kocaman yarrağını Bahar’ın amına sokmasını arzu ettim. Bu arzum şimdilik mümkün olmasa da, bir gün mutlaka gerçekleşecekti. İşte o günü sabırsızlıkla bekliyordum. Umarım bir aksilik olmazdı…

Amının küçük dudaklarını bir müddet okşadıktan sonra, parmağımı içine soktum. Bahar, “Immmhhhh!” diye inledi. Amına soktuğum parmak sayısını artırırken, önce birini, ardından ikisini, ardından üç parmağımı birden sokup, ileri geri hareket ettirmeye başladım. Bahar’ın inlemeleri çoğalırken, amının içi de sabun gibi köpürmüştü. “Ahhhh! Ohhh! Devam et!” diye inliyordu. O sırada benim de durumum ondan farksızdı. Bir elimle de kendimi tatmin etmeye çalışırken vıcık vıcık olmuştum. Daha sonra am suyumu arka deliğime sürerek iç kısımları yağladım ve parmaklarımı götüme sokarak, kendi kendimi parmaklamaya başladım. Bahar’ın amına yaptığımı, şimdi kendi götüme de yapıyordum.

Buna bir süre devam ettikten sonra, 69 pozisyonuna geçerek, Bahar’ın iki bacağını yanlara doğru gerdim. Sonra dudaklarımı amına yapıştırdım. O an Bahar, “Ooooohhhhh!” diye inledi. Büyük bir arzuyla, önce küçük dudakların olduğu bölgeyi öpüp kokladım. Ardından klitorisini yaladım. Klitorisi şişmiş, nerdeyse ağzımı dolduruyordu. Dudaklarımla sıkıştırıp, dilimle de yalamaya devam ettim. Bahar kıvranıyor, zevkten inliyordu. O sırada Bahar, kalçalarımı kucaklamış, amımı parmaklıyordu. Bahar’a yol göstermek için elini tuttum ve parmağını götüme sokarak, birkaç git gel yaptım. Bahar sinyalı almıştı, göt deliğimle ilgilenmeye başladı. Önce parmağının birini, sonra ikisini, daha sonra da üç parmağını soktu götüme. Parmakları inceydi, “Sok! Hepsini sookkk!” diyerek daha fazlasını sokmasını istiyordum. Am sıvımla götümün deliğini kayganlaştırırken, şimdi de parmaklarının hepsini sokmaya çalışıyordu. Bahar’ın bileği Nazmi’nin yarrağından daha inceydi. Biraz zorlasa, eminim eli komple girecekti götüme.

İkimiz de zevkin doruklarındaydık. Bahar’ın hareketleri sertleşmeye, inlemeleri artmaya başlamıştı. Hoş benim durumum da ondan farksız değildi. Bahar altımda kıvranırken öyle istekliydi ki, her an boşalabilirdi. Ve boğuk bir iniltiyle böğürmeye başladı. İnlemeleri odanın duvarlarında yankılanırken, ben de koyvermiştim. Büyük bir sarsıntıyla boşalıyordum. Büzük kaslarım kasılmaya başlamıştı ki, müthiş bir acı hissettim, “Aaahhhh!” diye inledim. Bahar elini bileğine kadar götüme sokmuştu. “Ne yaptın küçük orospu? Götümü yırttın!” dedim. Korktuğu için elini götümden hemen çıkardı. Ben de daha fazla üzerine gitmedim. İkimiz de yorgun ve bitkin halde yatağa uzandık. Suyun altından çıkmış gibi çok terlemiştik.

5-10 dakika dinlendikten sonra kalkıp banyoya girdim, çabucak bir duş alıp kurulandım. Odaya döndüğümde Bahar halen mayışmış halde yatıyordu. “Kalk duşunu al kız!” dedim. Bahar da birkaç dakikada duş alıp geldi. Bahar’a doğru domaldım, “Bak kız! Büzüğümü ne hale getirdin!” dedim. Bahar, boşalırken heyecanlandığından, farkında olmadan elini komple soktuğunu söyleyerek, özür diledi. Nazmi’nin yarrağı Bahar’ın bileğinden daha kalındı, fakat kuru olduğu için götüm acımıştı. Üzerimizi giyindikten sonra salona geçtik. “Acıktın mı?” diye sorduğumda, o da benim gibi çok acıkmıştı. Pasta börek vardı, yanına çay demledim. Bir demlik çay bitinceye kadar yeyip içtikten sonra saate baktım, 22:30’a geliyordu.

Kocasının işi iyi gitmediği için, Bahar mağzada çalışmaya başlamıştı. Geçen sefer bana, birikmiş faturalardan bahsetmiş, ödenmediği zaman elektrik ve suyu keseceklerini anlatmıştı. “Kız faturaları ödediniz mi?” diye sorduğumda, başını sağa sola salladı, “Yok valla, para bulamadık abla! Yarın faturaların son günü, bakalım kocam bulabilecek mi?” dedi. “Ne kadar lazımdı?” dedim. “625 Lira, gecikme zamı da alırlar mutlaka… Kocamın bulacağını da sanmıyorum!” dedi. Kalkıp yatak odasına gittim. Kocamın bile bilmediği 10.000 Liradan fazla param vardı, ama kocamdan çekindiğim için kullanamıyordum. Bu kadar para onu şüphelendirebilirdi. 700 lira aldım ve mutfağa döndüm. Bahar mutfakta çay içerken düşünceli duruyordu. “Takma kafana kız! Herşey düzelir birgün!” dedim ve parayı Bahar’a uzattım. Paraları görünce boğazı kurumuş gibi yutkunamıyordu. “Al kız! Paranız olduğunda ödersin! Yalnız bu para meselesi aramızda kalacak, kocamın haberi yok!” dedim. Gerçekten çok sevinmişti. Gözlerime minnetle bakarken, paraları göğsüne koydu, “Bu iyiliğini unutmayacağım abla!” dedi ve bu sefer teşekkür öpücüğünü direkt dudaklarıma kondurdu.

Vakit geç olmuştu. “Artık gitsen iyi olur, sonra kaynanan dır dır etmesin!” dedim. “Haklısın, geç oldu. İyi akşamlar. Çok teşekkür ederim abla!” dedi, kalktı kapıya yöneldi. O an aklıma iççamaşır takımı geldi, “Dur kız bekle!” dedim. Yatak odasından paketi alıp kendisine verdim, “Bunları unuttun! Bu akşam giy de kocanla ateşli bir sikiş yap!” dedim. İkimiz de aynı anda kahkaha atarak gülüştük. Bahar, “Sağol abla. Ayrıntıları sonra anlatırım!” deyip çıktı.

Bahar gittikten sonra koltuğa uzandım. O anda aklımdan birçok şey geçmesine rağmen, rehavetten gözlerim kapanmıştı. Uyandığımda ise kocam eve gelmişti…

BÖLÜM 11

Ertesi gün Bahar’ı telefonla aradım, “Kız tavuk, ne var ne yok? Napıyorsun?” diye sordum. Bahar, “İyi valla, ne olsun abla, çalışıyorum işte. Faturaları ödedim, sonra da işe geldim. Sayende büyük bir yükten kurtulduk. Sana nasıl teşekkür edeceğimizi bilemiyoruz!” dedi. Ben de, “Arkadaşlar arasında bunların lafı olmaz kız! Akşam neler oldu, asıl sen onu anlat!” dedim. Bahar anlatmaya başladı. Verdiğim iç çamaşırları giydiğinde kocası çok etkilenmiş, uzun süren sevişmenin ve sikişmenin ardından kocası iki kez boşalmış. Bahar’a, “Peki sen boşalmadın mı?” diye sordum. Bahar, “Elbette boşaldım, hemde iki kez! Kocamla sikişirken kimi hayal ettim biliyormusun abla?” dedi. Bunu bilmemek saflık olurdu, ama yine de, “Ben nerden bileyim kız!” diyerek söylemesini istedim. “Kocamın altında sikilirken, aklımda hep Nazmi vardı!” dedi.

Düşündüğüm şeyi söylemişti. Bunu itiraf etmesi hoşuma gitmişti. Bahar’ın kocası zayıf ve çelimsiz biriydi, bana göre çekici hiçbir yanı yoktu adamın. Bahar’ın ballandıra ballandıra anlattığı cinsel yaşamlarının, aslında hayal edipte yaşayamadığı bir fantazi olduğunu düşünüyordum. Umarım bunu yakın bir zamanda öğrenebilecektim. Yedi yıldır evliydiler, ama adam Bahar’ın amını birkez bile yalamamıştı. Günah diyerek, ne oral, ne de anal seks yapmışlardı. Bahar, Nazmi gibi güçlü biriyle sikişmedikten sonra, gerçek zevki asla öğrenemeyecekti. Bahar’ın o küçük amını Nazmi’ye siktirecektim, ama bunun için biraz daha zamana ihtiyacım vardı. Daha sonra Bahar’a, izin konusunu halledip etmediğini sordum. Ondan güzel bir haber bekliyordum, ama beklediğim gibi konuşmuyordu, “Şeyy, ben, yanii… bilmem ki… bakarız!” gibi kaçamak ve anlamsız laflar ediyordu telefonda.

Söylediklerinden birşey anlamıyordum. Kendisine, “Bir sorun mu var kızım?” dedim. Bahar’ın bir süre sessiz kaldıktan sonra kem küm etmesi, doğrusu canımı sıkmıştı. Belli ki Bahar korkuyordu, korktuğu için olsa gerek dengesiz ve tutarsız konuşuyordu. Zaten daha fazla üzerine gitmenin de bir anlamı yoktu. İş çıkışı bana gelmesini söyledikten sonra telefon konuşmasını sonlandırdık. Aramızdaki bu konuşma beklentilerimi köreltmiş gibiydi. Nazmi’yle buluşmama iki gün kalmasına rağmen, Bahar’ın benimle gelip gelmeyeceği belli değildi. Oysa bu hafta için Bahar’ı kendisine siktireceğime dair Nazmi’ye söz vermiştim. Herhangi bir olumsuzluğa karşı, ne yapmam gerektiğini bilemediğim bu iki günde, ne olursa olsun Bahar’ı ikna etmeliydim.

Can sıkıntısından akşamı beklerken zaman geçmek bilmemişti. Zaman zaman balkona çıkıp dinlenirken, sokakta oynayan çocukların sesleri etrafta yankılanıyordu. Batmak üzere olan güneşin kızıllığı gökyüzüne yayılırken, Bahar sokağa girmişti bile. Başında kırmızı türbanı, altında uzun siyah eteğiyle çok seksi görünüyordu. Dalgın ve düşünceli bir şekilde sağa sola bakmadan binaya girdi. Oysa evde olup olmadığımı anlamak için mutlaka oturduğum daireye, yani balkona doğru bakardı. Böyle yapması hiç hoşuma gitmemişti. Balkondan içeri girdikten sonra TV’nin karşısına geçtim. TV’de haberden başka bir şey olmadığı için bilgisayarı açtım. Nazmi’den öğrendiğim Porno sitelerine girip, Pornofilm izlemeye başladım. Birkaç dakika sonra amım sulanmış, yarrak istiyordu. Aklıma, kocamı arayıp eve çağırmak ve kendimi siktirmek gelmişti, ama onun da 1-2 dakikalık enerjisi vardı. Üstelik yarrağı da küçüktü.

Pornodaki iri yarraklara bakarak tatmin olmaya çalışırken, kapının zili çaldı. Saat erkendi, ama kocam gelmiş olabilirdi. Korku ve telaşla bilgisayarı kapatıp üzerimi düzelttim. Kocam bu tür şeylerden hoşlanmazdı, Porno izlediğimi bilse kafamı koparırdı. İşte bu endişeyle kapıyı açtım. Ama gelen kocam değildi, Bahar karşımdaydı. Şaşkınlıkla, “Hoş geldin tavuk!” dedim. Bahar, “Hoş bulduk abla!” dedikten sonra içeri girdi.

Bir müddet oturduktan sonra konuya ilk giren Bahar oldu. “Şeyy… Sana söylemek istediğim bir şey var abla!” dedi. “Dinliyorum?” dedim. Bahar, “Müge hanımla, izin konusunu görüştüm…” dedi. Müge hanım dediği kişi işyeri sahibiydi. Merakla, “Eee?” dedim. “Müge hanım da durumu bölüm şefine bildirdi. Bölüm şefi de izin günümü Salı olarak değiştirdi işte…” dedi. Bahar’ın yüzü pembeleşmiş bana bakıyordu. Endişeli bir hali vardı, ama umrumda değildi. Kafasındaki sorulardan kurtarmak için, “Bak işte, bu çok güzel bir haber! İnan ki yapacaklarımızdan kimsenin haberi bile olmaz! Sadece sen ve ben bileceğiz! Anlaştık mı?” dedim. Bahar yine de tedirgin bir şekilde, “Yakalanmaktan çok korkuyorum abla!” diyordu. Onu rahatlatmak için, “Benim korkmadığımı mı sanıyorsun? Ben bir yıldır kocamı aldatıyorum, yakalandım mı? Hayır! Bak Bahar, Nazmi ile yattıktan sonra kadınlığımı öğrendim, istiyorum ki, bir kez bile olsa, sen de aynı duyguları yaşa!” diyerek, Bahar’ı kandırmaya çalışıyordum. Sonra da, “Eee, ne diyorsun? Salı günü gelecekmisin benimle?” diye sordum.

Bahar bir müddet düşündükten sonra, “Tamam!” dedi. Zor da olsa istediğim cevabı almıştım. Sevinçle Bahar’ın boynuna sarıldım, “Seni seviyorum kıız! Yerim ben seniii!” dedim. Dünden beri yaşadıklarım mutlu bir şekilde bitmişti. Onun da tedirginliği gitmiş, yüzünde güller açıyordu. Bahar’a, “Sen gelmeden önce Porno film izliyordum, izlemek istermisin kız?” diye sordum. Porno film duymuştu, ama daha önce izlemediğini, nasıl bir şey olduğunu sordu. Anlattıklarım karşısında ağzı açık kalmıştı, “İzleyelim!” dedi. “Nasıl bir film izlemek istersin?” dedim. “Farketmez…” dedi. Bilgisayarın karsına geçtik. Porno sitelerine girdikten sonra, daha önce izlediğim filmin birini tıkladım. Film, genç bir kızın okumak için şehre gitmesiyle başından geçen olayları anlatıyordu. Bu filmi özellikle seçmiştim. Filmdeki kız, Bahar’ı anımsatıyordu. Kız, minyon tipli, ufak tefek biriydi.

Bahar hayatında ilk kez Porno seyrederken, filmde kocaman yarrağın kızın amında kaybolmasına inanamıyordu. Ağzı açık izlerken, olduğu yerde kıvranıyor, sonra bana doğru bakarak, “İnanmıyorum abla yaaa…” diyordu. Bahar’ın hali amımın sulanmasına neden olmuştu. Eminim o da benim gibiydi. O an aklıma ilginç bir şey gelmişti, yerimden kalkıp mutfağa geçtim. Buzdolabını açtığımda aradığım şeyi bulmuştum. Patlıcan. Soğuk olduğu için biraz ısıtmam gerekiyordu. Şohben açıktı, geniş bir kabın içine ılık su doldurdum. Suyun içine patlıcanı koydum. Üzerine de ağır bir tabak koyup yukarı çıkmasını engelledim. Bahar’ı merak ediyordum, acaba ne yapıyor diye bakmaya salona geçtiğimde, harika bir manzarayla karşılaştım. Eteğini beline kadar sıyırmış olan Bahar, bir eliyle külotunu tutarken, diğer eliyle de amını yoğuruyordu. Bacaklarını sağa sola iyice açmış, amıyla oynarken bana bakıyordu.

Önünde dizlerimin üzerine çömelip, Bahar’ın bacaklarına dokundum. Süt gibi beyaz bacaklarını okşarken, amından gelen koku, başımı döndürmeye yetmişti. Bacaklarını öpüp koklamaya başladım. Ara sıra gözüm amına takılırken, küçük am dudaklarının görüntüsü harikaydı. Ağız kısmındaki bu ince diri dudaklar, amını süslüyordu. Klitorisi, kalkmış çocuk çükü gibiydi. Amından akan sular koltuğa sızıyordu.

Baharı belinden tutup koltuğun kenarına çektim. Bacaklarını yukarı kaldırıp, göğsüne doğru büktüğümde, amı kabak gibi ortaya çıkmıştı. Harika bir görüntü vardı. Daha fazla dayanamayıp amına yumulduğumda, “Oooohhhh!” diye inledi. Amını öpüp kokladıktan sonra yalamaya başladım. Amını aşağıdan yukarıya doğru yalarken, Bahar’ın inlemeleri artmaya başlamıştı. Köpeklerin su içtiği gibi dilimi kullanırken, parmaklarımı amına sokuyordum. Zevkten çıldırmış olan Bahar boşalmaya başlamıştı. “Oohh! Çok güzeeell! Devam et abla! Devam ettt!” diye inlerken, göt deliğinin kasıldığını farkettim. Ahh’lar Ohh’lar arasında, göt deliği kasılıp gevşiyordu. Amından akan şehvet suları da, ağzımı sabun gibi kayganlaştırmıştı. Amının suyunu kalçalarına yaydım. Kalçalarını avuçlayıp okşarken, parmağımı aniden götüne soktum. Acıdığını söylemesine rağmen parmağımı çekmedim. Parmağım götünde sıkışıp kalmış gibiydi. Benim götümün sadece ağız kısmı darken, Bahar’ın iç kısımları bile parmağımı eziyordu. Fazla acıtmak istemediğimden daha sonra parmağımı çektim. Ama eninde sonunda onun götünü de alıştırmam gerekiyordu. Çünkü bu ilerde çok işime yarayacaktı.

Film devam ediyordu ve iki erkek, kızı aralarına almışlar, biri amdan diğeri götten sikiyordu. Bahar hayretini gizleyemeyip, “Kırk yıl düşünsem böyle bir şey aklıma gelmez! İnanmıyorum yaa, karıya bak abla, aynı anda hem amdan hem götten sikiliyor!” derken, ben de içimden, (Merak etme, senin de öyle sikileceğin zaman gelecek!) diyordum.

Bahar Orgazm olup rahatlamıştı, ama ben halen boşalmamıştım. Ayağa kalkıp külotumu çıkardım. Koltuğun üzerine çıkıp, “Şimdi sıra sende kız, bakalım nasıl yalıyorsun!” diyerek, Bahar’ı başından tutup, amımı yüzüne, dudaklarına bastırdım. Bahar, “Immm! Immmmmm!” diye nefes almaya çalışırken, kaçış olmadığını anlamış olacak ki, acemi bir şekilde amımı yalamaya başladı. Amımı yalayan bir kadın da olsa hoşuma gidiyordu. Bir müddet amımı yalattıktan sonra, “Bir saniye bekle!” diyerek kalktım. Ilık suyun içine koyduğum patlıcan aklıma gelmişti. Patlıcanı elime aldığımda sıcaklığı hoşuma gitmişti. Patlıcanın etrafını zeytinyağı ile sıvazladım. Zeytinyağından götümün deliğine de bolca sürdüm. Sonra elimde patlıcanla salona geçtim.

Elimdekini gören Bahar, “Ay inanmıyorum yaa! O ne öyle abla?” diye kahkaha atınca, ben de, “Eee, napalım kızım, gerçek yarrak olmayınca bununla idare edeceğiz!” dedim. Bahar itiraz ettiyse de, bacaklarını açtım, “Bu patlıcan önce senin amına, sonra da benim götüme girecek!” dedim. Bahar’ın, “Ama bu çok kalın! Ben bunu alamam!” demesine aldırış etmeden, amını yalamaya başladım. Yalamalarım karşısında gevşerken, Bahar kendini bana bıraktı. Bahar kıvama geliyordu. Kısa sürede amı sulanmaya, ardından da inlemeye başladı. Baharın amını yalamayı bırakıp karşısına geçtim, “Önce kendi amıma sokacağım, seyret bak nasıl giriyor!” diyerek, zorlanmama rağmen patlıcanı amıma soktum. Am dudaklarımı germiş olan patlıcan, arada boğulacak gibiydi. Yavaş yavaş ileri geri hareket ettirmeye başladım. Patlıcan tıpkı zenci yarrağı gibi parlıyordu. Bahar, dikkatle beni izliyordu.

Birkaç dakika sert sert dibime kadar sokup çıkarmaya devam ettim. Sonra amımdan çıkarıp, “Şimdi sıra sende!” diyerek patlıcanın ucunu amına dayadım. Önce irkildi, ama kararlı olduğumu görünce, “Yavaş sok lütfen!” dedi. Patlıcan, Bahar’ın küçük amına göre oldukça kalındı, ama umrumda değildi. Patlıcanı bastırmaya başlayınca, amının dudakları gerildikçe gerildi. Bahar ağzını açmış tavana bakarken, “Ahhhhhhhh!” diye inledi. İşte tam o anda patlıcan içine doğru kaymaya başladı. Amının alışması için, patlıcanı yavaş yavaş ileri geri oynatırken, şimdi daha rahat hareket ettiriyordum. Bir müddet sonra da iyice alışmaya başladı.

Patlıcanla Bahar’ın amını sikerken, parmaklarımla da kendi götümün deliğini alıştırıyordum. O ana kadar Bahar’ın amına patlıcanın yarısını sokmuştum. Oldukça uzun olan patlıcanı içeri doğru bastırdığımda olanlara inanamadım. Koca patlıcan tamamen amına girmişti. Amının derinliği benimkinden fazlaydı. Derinliği yaklaşık 22-24 santim arasında olmalıydı, çünkü az önce, patlıcanı kendi amıma soktuğumda, 4-5 santime yakını dışarda kalmıştı. O an aklıma Nazmi geldi. Bahar, Nazmi’nin koca yarrağını tamamen amının içine alabilirdi. Aklıma geldikçe, patlıcanı sert sert sokmaya başladım. Bahar’ın inlemeleri salonda yankılanırken, dışardan duyulur diye çekiniyordum. 10-15 dakika boyunca Bahar’ın amını param parça etmiştim. Patlıcanı geri çekince, amından ‘Fosss!’ diye hava çıkıyordu. Hızımı alamayıp tekrar sokuyordum. Bütün bunlar boşalmasına kadar devam etti. Amının dudakları kızarmış, hatta biraz da şişmişti.

Daha fazla devam edip te tahriş olmasını istemiyordum. Çünkü iki gün sonra Nazmi ile sikişecekti. Amından çıkardığım patlıcanı eline verdim. Sonra domaldım. Ellerimle kalçalarımı iyice gererek, “Sok hadi!” dedim. Bahar patlıcanın ucunu götümün deliğine ayarladıktan sonra bastırmaya başladı. Küçük küçük darbelerle sokmaya çalışırken, büzüğüm de gevşemeye başlamıştı. Patlıcanın ucu girdiğinde, büzüğümün kasları zorlanmaya başlamıştı ki, “Ahhh!” diye inledim. Bahar bir an durunca, “Devam et, sok!” dedim. Bahar yeniden bastırınca, koca patlıcan götüme girmeye başladı. Sıcaklığı içimi bir hoş etmişti. Nedenini bilmiyorum ama, acıdığı halde hoşuma gidiyordu. Bahar sapından tuttğu patlıcanı götüme sokarken, o an ben acıyla zevki bir arada yaşıyordum. Duyulmasın diye ses çıkarmazken, zevkten kıvranmaya başlamıştım.

Bir taraftan kendi amımı parmaklarken, diğer taraftan hızlı sokması için Bahar’ın kolundan tutuyordum. Bahar yaklaşık 10 dakika boyunca sokup çıkarmaya devam edince, patlıcan götüme rahat girmeye başlamıştı. Daha sert sokması için Bahar’ı ikaz ediyordum, çünkü boşalmak üzere olduğumu hissediyordum. Zaten hissetmemle boşalmam aynı anda olmaya başladı. Götümdeki koca patlıcan kasılmamı engelliyordu, ama yine de çok zevk alıyordum. Birkaç saniye boyunca zevkten titredim. Rahatladığımda patlıcanı tutup götümden çektim. Bahar, “Abla götün folluk olmuş!” deyip kahkaha atarak götüme bakıyordu.

Salonda ağır bir ter kokusu vardı. Duş alması için Bahar’ı banyoya gönderdim. Havalandırmak içinde salonun pencerelerini açtım. Etrafı düzenlemiş otururken Bahar banyodan geldi, yanıma oturdu. Ona, “Bakayım kız, amın ne durumda?” dedim. Kalkıp eteğini yukarı çekti, külotu kirlendiği için giymemişti. Baktığımda, amının ağız kısmı şişmiş, etrafı da kızarmıştı. “İki gün kocanla sikişme! Salı günü ikimiz de dinç olmalıyız! Anladın mı?” dedim. “Anladım abla!” dedi. Saat 22:00’ye geliyordu. “Birazdan kocam gelir!” diyerek Baharı evine yolladım.

Artık Salı gününü beklemeye başlamıştım. Pazar günü Nazmi’yi telefonla arayıp, Salı günü Kemal’in de orda olmasını söyledim…

BÖLÜM 12

Salı günü yaklaşıyordu. O Pazartesi, Nazmi’nin cep telefonuna çağrı attım. Birkaç dakika içinde aradı ve sohbet etmeye başladık. Herzamanki gibi iltifat ediyordu. Bana, “Ne var ne yok aşkım? Seni çok özledim yaa!” dediğinde kendisine hasta oluyordum. ‘Seni çok özledim!’ cümlesi beni çok etkiliyordu, beni bambaşka bir aleme götürüyordu, ona karşı farklı bir duygu taşıyordum. ‘Ben de seni çok özledim!’ diye kendisine haykırmak istiyordum. Doğrusu bir kadının gönlünü hoş etmeyi çok iyi biliyordu. Neden aradığımı bildiğ halde, Bahar konusunu açmıyordu. Sonunda dayanamayıp, ona, “Aşkım sen varya…” dedim. “Eee?” dedi. “Bahar için aradığımı biliyorsun, değil mi?” diye sordum. “Evet yaa, Bahar konusunu ne alemde aşkım? Kendisini ikna edebildin mi?” diye sordu. Ben de Bahar’la aramda geçen bütün olayları bir bir kendisine anlattım.

Anlattıklarım hoşuna gitmişti, “Çok güzeeel!” diyerek memnuniyetini belirtti. Kendisine, “Bak aşkım, Bahar ilkkez kocasını aldatacak, ona çok iyi davranmalısın!” dedim. “Merak etme aşkım, biliyorum!” dedi. Yine de onu Bahar hakkında tekrar bilgilendirmek istiyordum, “Unutma, Bahar daha önce götten hiç yapmamış, sakın götten sikmeye kalkışma onu! Sonra kocası şüpelenebilir! Anladın mı?” dedim. O da, “Seni alıştırdığım gibi onu da alıştırırım aşkım!” diye güldü, daha sonra şaka yaptığını söyledi. Ben de ona, “İnanılmaz küçük götü var, senin o kocaman yarrağın, istesen de oraya girmez!” dedim. Nazmi kahkaha atarak gülünce, ben de kendisine eşlik ettim. Son olarak, yarınki buluşma yeri ve zamanında anlaştık ve kapadık telefonu. Saat 10:00 gibi, aynı yerden bizi alacaktı. Sonra neler olacaktı, yarın hep beraber görecektik.

Bahar’ın işyerinden aldığı izin bizim için yeterli değildi, şimdi de evdekilerden izin alması gerekiyordu. Pazartesi mesaiden sonra Bahar’la bir plan yapmamız gerekiyordu. Bahar akşam işten döndükten sonra ilk bana uğradı. Plan işini halettiğimizde Bahar’ların evine ikimiz beraber indik. Daha önceleri ben para karşılığında evlerde temizlik yaptığım için, Bahar’ın kaynanasına durumu anlattım. Kaynanasına, yarın gideceğim evin temizliği için birine daha ihtiyacım olduğunu, şayet izin verirse, yanımda Bahar’ı götürmek istediğimi söyledim. Bunu için Bahar’ın 100 TL alacağını söylediğimde, kaynanası yelkenleri çoktan indirmişti. Bahar’ın benimle beraber olacağı için olumlu bakıyordu. “Tabii gitsin, ama yine de kocasından izin alması gerekiyor!” dedi. Bahar’ın kocası Kahvehane çalıştırdığı için, Bahar telefonla kocasını aradı. Ve durumu anlattığında, kocası, “Tamam aşkım, gidin!” diyerek kendisine izin verdi. Artık herşey ayarlanmış, Bahar’ın kaynanasından ve kocasından izin sorunu da aşmıştık. Daha sonra kaynanasının izniyle, Bahar’la benim eve çıktık.

Ocağa çay suyu koydum. Çayı demledikten sonra karşılıklı oturup içmeye başladık. Çaylarımızı yudumlarken heycanlı heyecanlı sohbet ediyorduk. Konu konuyu açtı, derken eski kızlık günlerimizden bahsetmeye başladık. Genç kızken başımızdan geçenleri birbirimize anlatırken, konu cinsel itiraflara kadar gelmişti. İlk önce Bahar anlatmaya başladı…

Bahar, “Köyde yaşarken tarlalarımız vardı. Yazları tarlada çalışıyordum. Birgün tarlaya giderken, mısırların arasında birinin olduğunu farkettim. Biraz korkmuştum ama, merak ettiğim için sessizce yaklaştım. Bir de ne göreyim, bizim kapı komşumuz Sinan, mısırların arasına çömelmiş, önüne bir dergi koymuş, dergideki çıplak kadın resimlerine bakarak sikiyle oynuyor. Gördüğüm şey karşısında dilim tutulmuştu, ama ordan da ayrılamıyordum. İlkkez böyle bir şeyle karşılaşmıştım. Sikini eline almış ileri geri sıvazlıyordu. Merakla izlemeye başladım. Bir süre sonra amımın sulandığını hissettim. Sinan ise kendinden geçmiş gibiydi. Birden Ayağa kalkı. Sonra avucuna tükürdü, daha sonra tükrüklü avucunu hızlı hızlı sikmeye başladı. Tam o esnada boşalmaya başladı. Sikinden çıkan döller ileri doğru fışkırırken, ilkkez birinin boşalma anını görmüştüm. Onun o hali öylesine hoşuma gitmişti ki, ben de hızlı hızlı amımı okşuyordum. O sırada bütün vücudumu ter basmıştı. Titremeyle birlikte aniden kasılmaya başladım. Kasıklarımdaki yanma dayanılır gibi değildi. Vücudumdaki kan, sanki bacaklarımın arasına iniyordu. İşte o anda müthiş bir zevkle tanışıyordum, Orgazm olup boşalıyordum. Daha önce boşalmanın ne olduğunu duymuştum, ama o güne kadar kendim yaşamamıştım. O gün boşalmak denen o inanılmaz zevkle tanışmış oldum. Beynim uyuşmuş, halen ordaydım. Sessizce gitmek için yerimden hareket edince, yanlışlıkla yerdeki kuru bir ağaç dalına bastım. ‘Çatt!’ sesini Sinan da duymuştu, “Kim var orda?” diye bağırdı. Arkama bakmadan ordan uzaklaştım. Ama o gün gördüklerim aklımdan çıkmıyordu. Özellikle akşamları yatınca amım sulanıyor, sulanınca da boşalmadan uyuyamıyordum!” diye anlattı.

Bahar, “Hadi, şimdi sen anlat bakalım!” dedi. O an aklıma yaşadığım birçok şey gelmişti, “Hangisini anlatayım kızz? Birkaç tane var?” dedim. Bahar kahkahayla gülerek, “Abla anlat anlat, hepsini anlat!” dedi. Ben de anlatmaya başladım…

“Kızlarla evde buluştuğumuzda genellikle evcilik oyunu oynardık. Evcilik oyununda ben hep koca rölünü oynardım, karım olarak ta teyzemin kızını seçerdim. Teyzemin kızı benden bir yaş küçüktü, ama çok güzel bir kızdı. Karı kocayı oynadığımız için yatakta yatmamız gerekiyordu. Yorganın altına girince, donlarımızı çıkarırdık. Yorganın altında bir erkekmişim gibi, teyze kızının bacaklarının arasına girip, amımı amına sürterek onu sikmeye çalışırdım. Bizim çocuklarımız rölünü oynayan diğer kızlar, bizden yaşça çok küçük oldukları için, bizim yorganın altında tam olarak ne yaptığımızı bilmiyorlardı tabii. İşte ben de ilk defa orgazmla ve boşalmayla o şekilde tanıştım!” diye anlattım.

Bahar heyecanla, “Peki ilk defa bir erkeğin sikini nezaman gördün?” diye sorunca, ben de anlattım. “O zamanlar külot falan yoktu, donlarımızı annem dikerdi. Zaten dayanıklı olmadığı için ağ kısımları hemen sökülüyordu. Komşumuzun oğlu Nevzat ile inekleri otlatırken zaman zaman beş taş oynuyordum. Oyun sırasında, Nevzat’ın bacaklarımın arasına baktığını farkettim. Bende jeton düştü tabii, donum sökük olduğu için görünen amıma bakıyordu. Hemen toparlandım, ama ikimiz de çok utanmıştık. Uzun zaman konuşmadan öylece oturduk. Göz göze geldiğimizde sessizliği ilk bozan da o olmuştu, “Çok değişik… Daha önce hiç görmedim!” dedi. Bahsettiği konu amımdı. “Gerçekten görmedin mi?” diye sordum. Başını ‘Hayır!’ anlamında sağa sola sallayıp, “Valla görmedim!” dedi. “Ben de oğlanlarınkini hiç görmedim! Sen benimkini gördün, ben de seninkini görebilirmiyim?” dedim. Ne demek istediğimi anladığı halde anlamamış gibi davranıyordu, belli ki benden çekiniyordu. Yüzündeki kızarıklık tedirgin olduğunu gösteriyordu. Pantolonunu indirmeye çalışırken, gözlerine bakıyordum. Pantolonun ardından donunu da indirmişti. O an kalbim küt küt atmaya başladı. Yavaş yavaş kalkan siki diklenmişti. Dimdik olmuş sikine bakarken nefes alışım hızlanmıştı. “Sen de açsana!” dedi. Bacaklarımı açıp, donumun sökük olan yerinden amımı gösterdim. O benim amıma bakarken, ben de onun sikine bakıyordum ve neden bilmiyorum ama, bu durum hoşuma gitmişti. İşte bu da benim gördüğüm ilk erkek sikiydi!” dedim.

Sözümü bitirdiğimde, Bahar, “Eee, birşey yapmadı mı sana? Onun yerinde ben olsaydım, orda senin amını sikerdim abla! Hadi anlat anlat, başka neler yaptın?” dedi. Ben de, “Kızım eski mevzuları bırak da, sen asıl yarını düşün! Nazmi ikimizi de sikip yarrağa doyuracak! Bakalım Nazmi’nin o koca yarrağını amına nasıl alacaksın?” dedim. Bahar, “Kız tavuk, hepsini almazsam, bana da Bahar demesinler!” dediğinde, ikimiz de kahkahaya boğulmuştuk. Saate bakarak, “Vakit geç oldu, yarın erken kalkacağımız için dinlenmemiz lazım. Neyse kız, yarın için ne yapıyoruz?” dedim. Bahar omuzlarını yukarı kaldırarak, “Sen bilirsin abla!” dedi. Yapması gereken hazırlıkları bir bir kendisine anlattım. Bahar, “Tamam anladım abla!” deyip, eve gitmek için ayaklandı. Dışkapıyı açmaya yöneldiğinde, “Öpmeden mi gidiyorsun kız?” deyip dudaklarından kaptım. Bir müddet öpüştükten sonra gönderdim.

Bakım için Bahar’a söylediklerimi benim de yapmam gerekiyordu. Banyoya girip, koltuk altlarımı, amımı, götümü ve vücudumun diğer istenmeyen tüm kıllarını ağda edrek tertemiz oldum. Bir saaten fazla bu işle uğraştım. Evliliğim boyunca kocam için böyle bir bakım yapmamıştım. İki dakikalık sikiş için buna değmezdi. Ama şimdi her yerim tertemiz ve pürüzsüzdü. Özellikle amım ve götüm tam yalamalık olmuştu. Amım sulanmasın diye Nazmi’yi düşünmek bile istemiyordum. Çünkü amım sulandığında ya parmaklayacaktım, yada dahada azıp, geldiğinde kocama siktirecektim kendimi. Kocamın beni böyle kaymak gibi am ve götle görmesini istemiyordum. Banyodaki işimi bitirdiğimde aklıma Bahar geldi, umarım benim gibi heryeri tertemiz olmuştur diye düşündüm.

Uykusuz geçen gecenin ardından, sabah erkenden uyandım. Kahvaltı hazırladım. Kocamla kahvaltı ederken, o an aklım başka yerdeydi. Kocam, “Hayrola hanım, dalgın görünüyorsun?” dediğinde, kendimi toparladım. Konuyu değiştirmek için de, “Çocuklar olmayınca evin tadı tuzu kalmıyor…” dedim. Bu kez Kocam, “Dert etme hanım, telefon ederiz, çocuklar da gelir!” dedi. Ben de, “Boşver canım, onlar gelmek isterse, ben gidip alırım!” diye karşılık verdim. Kahvaltı bittikten sonra, kocam üzerini giydi, çıkmak için hazırlandı. Gayet güleç bir yüzle kocamın üzerini düzeltirken, “Hayırlı işler kocacığım, kazancın bol olsun!” dedim. O da, “Sağol hanım! Sağol!” deyip yanağımı okşayıp, öyle çıktı evden.

Kapı kapandıktan sonra balkona çıktım, kocam gözden kaybolana kadar arkasından baktım. Artık benim de hazırlanmam gerekiyordu. Kombiyi yakıp yatak odasına geçtim. Üzerimdekileri çıkarıp, çırılçıplak banyoya girdim. Sıcak suyun altında güzel bir duş aldım. Kurulanıp çıktıktan sonra iç çamaşır olarak, gök mavisi sutyen ve Tanga takımımı giydim. Göğüslerim belli olduğundan üzerine atlet giydim. Atletin üzerine de beyaz bir badi. Altıma ise, boyu topuklarıma kadar uzanan siyah bir etek. Hava sıcak olduğundan, külotlu çorap yerine, yaprak desenli bir tül çorap giymiştim. Türbanımı da bağladım mı, hazırlık işim bitmiş demekti.

İçerdeki saate baktığımda, Bahar’ı merak etmeye başladım. Saat 9:30’a geliyordu ve daha Bahar’dan ses soluk yoktu. Bu kız nerde kaldı diye düşünmeye başlamıştım ki, kapının zili çaldı. Kapıyı açtığımda, Bahar tüm güzelliğiyle karşımdaydı. İçeri buyur ettikten sonra kapıyı kapadım. Bahar’ı en ince ayrıntısına kadar süzmeye başladım. Diz altı, desenli bir etek giymişti. Bacakları düzgün olduğu için, bu kısa etek, kendisine çok yakışmıştı. Üstte beyaz bir badi. Badinin üzerine, yazlık bir hırka. Başına da, bordo renkli bir türban bağlamıştı. Bu çıtı pıtı kadın, tam bir çıtır olmuştu. “Büyük güne hazırmısın?” diye sordum. Bahar başını sallayarak, “Evet hazırım abla!” derken sesi titriyordu. Heyecanlı olduğu her halinden belli oluyordu.

Ben de siyah beyaz türbanımı başıma bağladım, kalçalarımı örten yeleği de üzerime çektim. Artık ikimiz de hazırdık. O anda Bahar’ın elindeki plastik poşet çanta dikkatimi çekti, “İçinde ne var?” dedim. “Eşofmanla eski tişört, terlik falan var! Temizlik yapacağız yaa!” dedi. Bu kız şeytana papucunu ters giydirirdi. “Kız ben bunu nasıl düşünemediiiim? Doğru yaa, yeni elbiselerle temizlik yapılmaz ki!” dedim. Kısa bir gülüşmeden sonra, ben de kendime öyle bir çanta hazırladım. Artık ikimiz de hazırdık. Çıkma vaktı gelmişti. Çıkmadan önce Nazmi’yi aradım, “Nerdesin aşkım?” dedim. “Herzamanki yerde bekliyorum! Bahar hanım da geliyor mu?” diye sordu. Bahar’a bakıp, “Evet, yanımda!” dedim. “Hadi bekliyorum aşkım, görüşürüz birazdan!” dedi. “Tamam, görüşürüz!” deyip telefonu kapadım ve Bahar’a, “Kıızz, seni sordu. Hadi iyisin iyisin!” dedim.

Evin sağını solunu şöyle bir kontrol ettikten sonra kapıyı kilitleyip evden çıktık. Artık Bahar için dönüş yolu yoktu. 40 kiloluk çıtı pıtı Bahar’ı siktirmek için Nazmi’ye götürüyordum. Bahar da sikilmek için benimle geliyordu. Evden uzaklaşmış, buluşma yerine doğru yaklaşıyorduk ki, Bahar, “Götten sikmez beni değil mi abla?” diye endişesini dile getirdi. Ben de, “Merak etme kız, götten seni değil, beni sikecek!” dedim. Bunu söylerken etrafa dikkat ediyorduk ve fısıltıyla konuşuyorduk. Sonra Bahar’a, “Kız amın bayram edecek bugün!” dediğimde, Bahar cevap vermeden tebessüm etti.

Birkaç dakika sonra minibüs yoluna çıktığımızda, “İşte orda!” dedim. Bahar’ın yüzünde tatlı bir pembelik oluşmuştu. Arabanın yanına geldiğimizde, “Sen arkaya geç kız!” dedim. Bahar arka koltuğa, ben de Nazmi’nin yanına oturdum. Nazmi’ye, “Merhaba!” dediğimde, o da, “Merhaba güzel bayanlar!” dedi. Sonra tanıştırma faslına başladım, “Bu Bahar, benim en samimi arkadaşım! Bu da Nazmi!” dedim. Nazmi, “Memnun oldum Bahar hanım. Nesrin doğru söylemiş, gerçekten çok güzelsiniz!” dedi. Nazmi’nin sesi yumuşak ve oldukça içtendi. Bahar teşekkür ederek karşılık verdi, ama sesinden çok heyceanlı olduğu anlaşılıyordu…

BÖLÜM 13

Nazmi’nin dikiz aynasından Bahar’ı incelediğini farkettim. Nazmi bunu farkettiğimi anlayınca bana baktı ve göz kırptı. Sonra tebessüm ederek, “Nereye gitmek istersiniz güzel bayanlar, biraz gezelim mi?” diye sordu. Ben de, “Belki başka zaman…” dedim. Nazmi bu cevabıma karşılık vermemişti bile. Normalde oldukça konuşkan olan Bahar ise, arka koltukta sessiz sakin bir şekilde oturuyordu. Nazmi arabayı Kartal’a doğru sürdü. Sonra da Palmiye bloklarının önünden sahil yoluna çıktı ve “Hava çok güzel, biraz dolaşalım!” dedi. İşin doğrusu Nazmi ne derse o olacaktı. Ona, “Tanıdık birine yakalanmadıktan sonra, bizim için farketmez!” dedim. Klimayı açtığı için arabanın içi oldukça serindi. Çalan müzik eşliğinde yolumuza devam ediyorduk. Havadan sudan konuşurken, Bahar da ufaktan sohbete katılıyordu.

Birkaç dakika sonra Bostancı iskelesine gelmiştik. Yaz olduğu için, insanlar akın akın Adalar’a gidiyordu. Sonra arabayı yavaşlattı, “Şurası müsait, soğuk birşeyler içelim.” dedi. Uygun bir yere park ettikten sonra arabadan indik, gözden uzak bir yere oturduk. Sonra garsonu çağırdı. Benle Bahar Kola istedik, Nazmi de kendisine portakal suyu söyledi. Kısa süreli de olsa garsonla gözgöze gelmiştim, siparişi alırken, sanki beni tanıyormuş gibi bakmıştı gözlerime.

Ağaçların gölgesinde soğuk içeceklerimizi yudumlarken, arabadayken yarım kalan sohbetimize devam ettik. Nazmi Bahar’a, “Bahar hanım, çocuk sahibi olduğunuza inanmak gerçekten çok zor, o kadar genç ve güzelsiniz ki…” diye iltifatlar ediyordu. Bahar’a yaptığı bu iltifatlar beni rahatsız etse de, sürekli tebessüm ediyordum. Sohbet uzadıkça Bahar’ın da dili çözülüyordu. Nazmi’nin espirileri Bahar’ı kendinden geçirmişti. Bahar bu espiriler karşısında gülme krizine yakalanmış gibiydi. İkisi 40 yıllık dost gibi sohbet ederlerken, ben sanki aralarında yabancı kalmıştım. Bu serin yerde yarım saat kadar oturduktan sonra, Nazmi, “Kalkalım mı bayanlar?” dedi. “Kalkalım!” dedik. İkimizden de onay alınca, Nazmi hesabı ödedi. Daha sonra tekrar arabaya bindik. Uygun bir yerden dönerek, bu kez Kartal’a doğru sürdü.

15 dakika sonra dairenin bulunduğu mahalleye gelmiştik. Binanın yakınına arabayı park edince, üçümüz de indik. Nazmi önden, biz de onun arkasından apartmana girdik. O sırada gözüm Bahar’a ilişti, heyecanı yüzünden okunuyordu. Asansörle yukarı çıktık. Nazmi dairenin kapısını açtı ve eliyle yol gösterir gibi bir hareket yaparak, “Buyrun bayanlar!” dedi. Bahar’la girdik içeri, salona geçtik. Nazmi kapıyı kapattıktan sonra yanımıza geldi, “Birşeyler içmek istermisiniz?” diye sordu. Bunun ne anlama geldiğini bildiğim için, “Her zamankinden lütfen!” dedim. Her zamanki dediğim şey, içinde cinsel istek artırıcı haplar bulunan bir çeşit enerji içeceğiydi. Nazmi, “Hay hay efendim!” diyerek, içecekleri hazırlamak için mutfağa gitti.

Bahar’la başbaşa kaldığımızda, “Korunuyormusun kız?” diye sordum. O da ‘Evet!’ anlamında başını salladı. Sonra etrafa bakınarak, “Abla çok lüks bir daire, çok ta güzel döşenmiş, kendisinin mi?” diye sordu. Burayı bir arkadaşıyla paylaştığını, bekar evi olarak kullandıklarını anlatınca, “Hmmm…” diye mırıldandı. Bacakları yapışık halde koltuğun kenarında oturmuş, parmaklarını çıtlatırken, heyecanı halen geçmemişti. Bana, Nazmi’nin duymaması için kısık bir sesle, “Abla kalbim yerinden fırlayacak, çok heyecanlıyım!” dedi. Sadece gülümseyerek karşılık verdim. Biraz sonra Nazmi, elindeki tepsiyle yanımıza geldi. İçecekleri ikram ederken, “Umarım beğenirsiniz!” dedi. İçeceklerimizi yudumlamaya başladık.

Bahar’la ben, ikili koltukta oturuyorduk. Koltuğun bir köşesinde ben, diğer köşesinde Bahar oturuyordu. Nazmi karşımızdaki tekli koltuğa oturdu. İçeceklerimizi içerken, biz onu, o da bizi süzüyordu. Nazmi’nin bu özel karışımlı içeceğini bir seferde içip bitirdim. Etkisini bildiğim için, biraz sonra vücudumdaki hareketlenmeleri yadırgamadım. Yavaş yavaş kıvama geliyordum. Üzerimdeki hırkayı çıkarırken, Bahar’a, “Hava çok sıcak, sen de çıkarsana kızz!” dedim. O da dediğimi yaparak üzerindekini çıkardığında, gözüm badisine takıldı. Göğüsleri badiyi yırtacak gibi sıkışmıştı. Vücuduna göre Bahar’ın göğüsleri oldukça iriydi. Kahverenkli göğüsuçları beyaz badinin altından belli oluyordu. Bu durum Nazmi’nin de dikkatini çekmiş olmalı ki, tebessümle bana bakıyordu.

Artık harekete geçmemin zamanı gelmişti. Nazmi’ye, “Çok güzel göğüsleri var, öyle değil mi aşkım?” dedim. Nazmi, “Hı-hı, gerçekten de öyle!” dedi. Göğüsleri hakkında konuştuğumuz için Bahar’ın yüzü kızarmış, yüzünün bu hali kendisini daha da güzelleştirmişti. Bu arada Nazmi’nin de önü kabarmıştı. Yarrağı kalkmış, pantolonuna sığmıyordu. Yerimden kalkıp Nazmi’nin yanına gittim, eteğimi belime kadar sıyırdım, sonra bacaklarımı iyice açarak Nazmi’nin kucağına oturdum ve “Ohhh, harika!” diye fısıldadım. Bacaklarımın arasındaki sertlik, beni azdırmıştı. Ben, Nazmi’nin sertleşmiş yarrağına amımı sürterken, o da güçlü elleriyle kalçalarımı yoğuruyordu. Sikilme arzum arttıkça, üzerimdekileri bir bir çıkarmaya başladım. Önce badimi, sonra atletimi, daha sonra da sütyenimi çıkardım.

Özgürlüğüne kavuşmuş olan iri memelerim kendini bırakmış, sevilmeyi bekliyordu. Sırası gelince Nazmi memelerimin hakkını verecekti, ama şimdi biraz beklemek zorundaydılar. Memelerim sırasını beklerken, Nazmi’nin dudaklarına yumuldum. Ondan da aynı şekilde karşılık gelince, inanılmaz bir öpüşme başlamıştı. Dudaklarımız birbirlerini yok etmeye çalışıyordu adeta. Önce alt dudağımı, sonra üst dudağımı, daha sonrada ikisini birden ağzının içine alarak, somurdukça somuruyordu. Bir ara nefessizlikten boğulacak gibi oldum. Fırsat buldukça ben de onun alt dudağını kapıyor, emerek ağzımın içine çekiyordum. Bu öpüşme yarışına dillerimiz de eşlik ediyordu. Dillerimizi birbirimizin ağzına sokarak emmeye çalışırken, kendimizden geçmiş, adeta uçuyorduk.

Öyle sulanmıştım ki, amımdan akan sular, Nazmi’nin pantolonunun fermuar bölümünü de ıslatmıştı. Bu şekilde sevişmeye devam edersek artık daha fazla dayanamayacağımı hissettim. Nazmi’nin üstünde sadece gömlek vardı. Düğmelerini aceleyle, hızla açarken iki tanesini de koparmıştım. O sırada aklıma Bahar geldi, ona arkam dönük olduğu için ne yaptığını bilmiyordum. Zaten bilecek halde de değildim. Ayağa kalkıp, önce eteğimi, ardından da Tangamı çıkarıp attım. Çırılçıplak kalmıştım. Sonra dizlerimin üzerine çömelip, Nazmi’nin kemerine yapıştım. Önce kemerini çözdüm, ardından pantolonunu çıkardım. Üzerinde sadece boxer kalmıştı. Boxeri de lastikli yerlerinden tutup çektim ve ayaklarından çıkardım. Kocaman yarrakla burun buruna gelmiştim. Kocaman yarrağı gerilmiş, bana bakıyordu.

Artık dayanamıyordum, bir an önce ağzıma alıp yalamak istiyordum. Öyle de yaptım. Dudaklarımı yarrağının kafasına değdirdiğimde, yumuşaklığı ve sıcaklığı içimi bir hoş etmişti. Ağzımdaki salyalara, Nazmi’nin zevk suyu da karışmıştı. Yarrağın kocaman kafasını dudaklarımın arasına almış, bir vakum gibi emerek, alabildiğim kadar ağzıma almaya çalışırken, boğulacak gibi nefessiz kalıyordum. Çıldırmış bir şekilde başımı ileri geri hareket ettirerek, Nazmi’nin deyişiyle ‘Saksafon’ çalıyordum. Saksafon çalmaya ne kadar devam ettim bilmiyorum, ama Nazmi’nin sesiyle kendime geldim. Nazmi, “Biraz yavaş aşkım, bak burda misafirimiz var!” diyerek ayağa kalktı ve ‘Kenara çekil!’ dercesine beni eliyle iterek Bahar’a yöneldi. Bahar’ın yanına giderken, yarrağı bir sağa, bir sola sallanıyordu.

Bahar’ı kollarından tutup ayağa kaldırdı. Bahar’ın boyu, Nazmi’nin omzuna bile gelmiyordu. Nazmi eğilerek Bahar’ın dudaklarına yapıştı. Kapalı birinin öpüşmesi bana bir tuhaf gelmişti. Oysa ben de kapalı bir kadındım, ama yine de tuhaftı işte. Nazmi, Bahar’ın türbanlı başını tutmuş, dudaklarını öperken, Bahar da ellerini Nazmi’nin boynuna dolamıştı. Nazmi’nin kalkık yarrağı da, Bahar’ın karnıyla göğsü arasında sıkışmıştı. Bahar öpüşürken oldukça istekli ve arzuluydu. Nazmi, 40 kiloluk Bahar’ı koltuk altlarından tutup, ayaklarını yerden kesince, Bahar ister istemez bacaklarını Nazmi’nin beline doladı. Bahar’ın eteği beline kadar sıyrılmış, bembeyaz bacakları ortaya çıkmıştı. Küçük yuvarlak kalçalarının arasına sıkışmış olan Tangası, benim hediye ettiğim Tangaydı.

Ayakta çılgın bir sevişme başlamıştı. Nazmi Bahar’ın küçük kalçalarını avuçlamıştı, kocaman elleri kalçalarını tamamen kaplıyordu. Nazmi, yarrağının gövdesini eliyle düzelttiğinde, biraz önce Bahar’ın göbeğine sürtünen yarrak, şimdi Bahar’ın amına sürtünüyordu. Bahar ise, Nazmi’nin de yardımıyla, kalçalarının aşağı yukarı hareket ettirip zevk almaya çalışıyordu. Öpüştüğü için, ağzından zor duyulur şekilde, “Mmmmmm, mmmmmm…” diye sesler çıkıyordu. Bacaklarını Nazmi’nin belini sıkı sıkıya sarmış, kalçalarını yukarı aşağı oynatırken, amını yarrağa bastırıyordu. Birden dudaklarını Nazmi’nin dudaklarından kurtarıp, sesli bir şekilde, “Oohhh, ahhhh, ıhhhh!” diye şehvetle inlemeye başladı. Orgazm olup boşalırken nekadar büyük bir zevk aldığı inlemelerinden anlaşılıyordu. O anda nedense boğazım düğümlendi.

Bahar’ın boşalma kasılmaları devam ederken, Nazmi Bahar’ın Tangasının ağını kenara çekip, yarrağının kafasını Bahar’ın amının küçük dudakları arasına ayarladı. Tangasının ağ kısmı sırılsıklam olmuş, tamamen ıslanmıştı. Nazmi, yarrağın kocaman kafasını Bahar’ın amına sokmak için, küçük am dudaklarının arasını alıştırırken, Bahar da kendisine yardımcı olmaya çalışıyordu. Bahar’ın arkası bana doğru olduğu için olanları çok net görüyordum. Am suyuyla kayganlaşmış yarrağın ucu yavaş yavaş amın içine girmeye başladı. Kafası girdiğinde, Bahar, “Ahhhh!” diye inledi. Bu inlemeyle birlikte yarrak amın içine santim santim girmeye başladı. Az sonra artık o kocaman yarrak tümden içindeydi. Bahar’ın amının gerildiğini görebiliyordum. Nazmi alttan yukarı belini hareket ettirerek, amın deliğini yarrağa alıştırmaya çalışıyordu. Bir iki dakika içinde iyice alışmıştı. Bahar daha sesli inleyip, “Çok güzel! Çok güzel!” diyor, küçük çığlıklar atıyordu.

Onların sikişmelerini izlerken, bir ara, Bahar’ın yerinde şu anda ben olmalıydım diye aklımdan geçti. O koca yarrak Bahar’ın amına girip çıkarken, bana girip çıkıyormuşçasına kendimden geçiyordum. Amımı parmaklayıp izlerken, benim amıma sokmasını arzu ediyordum, ama Nazmi beni görmüyordu bile. Bahar ise büyük bir istek ve arzuyla Nazmi’ye sikilirken, bana dönük kalçalarını dansöz gibi kıvırıp duruyordu. Kocaman yarrak Bahar’ın amında bir kayboluyor bir görünüyordu. O kadar hızlı girip çıkıyordu ki, takip bile edemiyordum. Bahar’ın inlemeleri salonda yankılanırken, mutluluğuna diyecek yoktu. Küçük orospu Nazmi’yi fazlasıyla doyuruyordu. Başındaki türbanı saçlarından kaymış, boynuna inmişti. Kahverengi saçları sağa sola sallanırken, Nazmi kucağına almış olduğu Bahar’ı 10-15 dakikadır acımasızca sikiyordu. Zevkten çıldırmış olan Bahar, Nazmi’nin boynuna sımsıkı sarılmış, bırakmak istemiyordu. Kucağındaki Bahar fazla ağır olmasa bile, Nazmi’nin yorulduğu her halinden belli oluyordu. Terler alnından ve yüzünden boncuk boncuk damlarken, vücudu da yağlanmış gibi parlıyordu. Bahar’ın durumu da ondan farksız değildi. Ter, beyaz badisinin koltuk altlarını ıslattığı kadar, sırt kısmını da sırılsıklam yapmıştı.

Uzun süre ayakta olması Nazmi’yi yormuştu. Bahar’ı koltuğun kenarına sırt üstü yatırırken, yarrağını Bahar’ın amından çıkarmamıştı. Baharın küçük bacaklarını elleriyle tutarak geriye bastırırken, ayakları neredeyse başına değiyordu. Bacakları gerilmiş olan Bahar bu pozisyonda Nazmi’nin yarrağını tamamen içine alıyordu. Nazmi, belini ileri geri yaparak, tamaman içine giriyor, sonra tekrar geri çekiyordu. Küçük dudaklar gerilmiş, yarrak bir kayboluyor bir görünüyordu. Köpürmüş olan am, Nazmi’nin yarrağına krem vazifesi yapıyordu. Ama hayret ettiğim şey, bana uzun gelen yarrak, Bahar’ın amına tamamen giriyordu. Nazmi’nin hareketleri hızlanmaya ve sertleşmeye başlamıştı. Nazmi hızlandıkça, Bahar da, “Ahhhh! Ohhhh! Harikaaaa!” diye sürekli inliyordu. İyice sulanmış amından çıkan ‘Şlap, şlap, şlap!’ sesleri, salonun duvarlarında yankılanıyordu.

Birden Nazmi’den, “Oğğğhhhhhh!” diye böğürme sesi yükseldi ve daha da hızlandı. Boşalmak üzereydi herhalde. Sesi okadar kalın ve gürdü ki, sokaktan bile duyulabilirdi. Nazmi öylesine hızlı sokup çıkarmaya başladı ki, Bahar’ın ağzından, “Ahhh! Ohhh!” kelimeleri belk**e yüzlerce kez dökülmüştü. Nazmi son bir kez daha böğürüp, hareketleri yavaş yavaş azaldı. Bu durum, Bahar’ın amına boşaldığını gösteriyordu. Bahar’ın üzerine yığıldığında, yarrağı amında kaybolmuş, sadece taşakları görünüyordu. Bahar’ın üzerinde bir müddet kaldıktan sonra koltuğa doğru yıkıldı. Bahar’a baktığımda, amının durumu içler acısıydı. Amının o küçücük deliği büyümüş, ağız kısmı kapanmıyordu. Amının dudakları bile kıpkırmızı olmuştu. Nazmi’nin içine boşalttığı döller, amından yavaş yavaş süzülüyordu. Koltuğa akmaması için, Bahar Tangasını düzeltti.

Nazmi bana, “Aşkım, Bahar’a banyoyu gösterirmisin?” dedi. Beni sikmediği için ona biraz kırgındım, ama ne söylese yapmaya hazırdım. Bahar’ı kolundan tutup kaldırdım, “Gel Bahar’cığım!” dedim. Banyoya giderken Bahar’ın adımları dengesizdi. Bacakları kendini taşımıyordu. Banyoda Bahar’a, “Ne oldu kız tavuk, yarrak büyük mü geldi?” dedim. Bahar baygın baygın gözlerimin içine bakarken, bana küfür yada hakaret edecek diye düşündüm. Ama Bahar, “Abla yaa, ben böyle bir zevk daha önce yaşamadım!” dediğinde rahatlamıştım.

Bahar duşunu alırken, ben de Nazmi’nin yanına gittim ve “Nasıl, Bahar hoşuna gitti mi?” dedim. “Süpersin aşkım! Daha önce hiç böylesini sikmemiştim. Ufak tefek, ama çok tatlı birşey!” dedi ve dudaklarımdan öptü. Nazmi’nin Bahar’dan hoşlanması beni biraz incitse de, zoraki gülümsedim ve “Hani Kemal de gelecekti? Neden gelmedi?” diye sordum. “Yorgun olduğu için bugün geç kalkacaktı. Saat 12:00 gibi gelir!” dedi. Saate baktığımda 11:20’yi gösteriyordu, yani yaklaşık 40 dakikası vardı. “Kemal gelince ne yapmayı düşünüyorsunuz?” diye sordum. O da, “Bahar’a uyku ilacı içirelim, Kemal gelene kadar etkisini gösterir!” dedi. Kalkıp mutfağa gittik, Nazmi bir bardak portakal suyunun içine uyku ilacını attı, karıştırıp buzdolabına koydu ve “Bahar banyodan çıkınca verirsin!” dedi. “Tamam, yaparım! Peki Bahar’ı Kemal’e siktirecekmisin?” dedim. “Kemal Bahar’ı sikmek isterse siker, kendisine birşey diyemem!” dedi. “Ozaman gelince Bahar’ı götten sikmemesini söylersin! Götten sikmek isterse ben ne güne duruyorum!” dediğimde gülüştük. “Tamam tamam, merak etme aşkım!” dedi ve salona geçtik.

Bahar banyodan çıktıktan sonra, banyoya Nazmi girdi duş almaya. Bahar salonda kurulanırken, ben buzdolabından portakal suyunu getirdim ve “Al kız tavuk iç, buzzz gibi portakal suyu!” diyerek verdim. Bahar, “Ayy abla çok susamıştım, sağol!” deyip aldı ve bir dikişte hepsini içti. Artık Bahar için geri dönüş yoktu. Şimdi bu küçük orospunun uyumasını ve Kemal’in gelmesini bekliyordum. Kemal’in gelmesini, sadece Bahar’ın başına gelecekler için değil, kendimi de düşündüğüm için istiyordum…

BÖLÜM 14

Saat 12:20 gibi Nazmi’yi arayan Kemal, Nazmi’den havadisleri aldıktan sonra, bir saat içinde geleceğini söyledi… Bahar’ın sikilmesi beni terletmişti. Nazmi Bahar’ı sikerken, ben sanki onlardan çok yorulmuştum. İkisini başbaşa bırakıp banyoya girdim. Banyoda birkaç dakikalık duştan sonra, bornozu giyerek yanlarına döndüm. İkisi sohbet ederken, ben kurulanıp giyinmeye başladım. Önce atletimi, sonra badimi, ardından eteği üzerime çektim. Eteğin altından külot giymemiştim. Turbanımı bağladıktan sonra karşılarına oturdum. Bahar’ın keyfine diyecek yoktu, Nazmi’nin iltifatları karşısında kendinden geçiyordu. Kahkaha sesleri salonda yankılanırken, içimden (Senin de içinde orospuluk varmış!) diye geçirdim.

Bahar’a verdiğim ilaçlı portakalsuyu daha etkisini göstermemişti. Bahar bana, “Abla hazırsan gidelim mi?” diye sordu. Ben de sitem eder gibi, “Kız delimisin, evdekilere ne dediğimizi unuttun mu? Akşama kadar işimiz bitmez demedik mi?” diye cevap verince, Bahar bunu tamamen unuttuğunu söyleyip, özür diledi. Bahar’la buraya gelebilmek için yaptığımız planı Nazmi’ye anlatınca, Nazmi kahkahayı bastı. Yaptığımız plan hoşuna gitmişti, “Siz varya… Siz şeytana papucunu ters giydirirsiniz valla!” dediğinde, hep beraber gülmeye başladık. Bu gülüşmeler uzun süre devam etti. Nazmi, lavaboya gideceğini söyleyerek ayağa kalktığında üzerinde sadece boxer vardı. Boxerin altındaki yarrak inmiş olduğu halde kocaman görünüyordu. O yarrağı yemek için içim gidiyordu. Nazmi banyoya girince, Bahar’a, “Kız, kocaman yarrağı, o küçük amına nasıl aldın?” diye takıldım. Bahar da, “Bilmem ki, hepsini soktu işte!” dedi.

Bahar’ın göz kapakları kapandı kapanacaklardı, ilaç etkisini göstermeye başlamıştı. Bahar, “Abla yorgunluktan gözlerim kapanıyor, biraz kestirsem Nazmi’ye ayıp olur mu?” dedi. Ben de, “Neden ayıp olsun ki kız! Uzan şuraya biraz, hem akşama daha çok var!” dedim. Bahar üçlü koltuğa uzandı. Birkaç dakika içinde kendinden geçmiş, derin bir uykuya dalmıştı. Bu ufak tefek kadına bakarken, koca yarrağı alışı, gözlerimin önünden film şeridi gibi geçti. Tanıdığım birinin sikilişini görmek, bende hoş bir iz bırakmıştı. Bahar artık benim için tehlike arzetmiyordu.

Bahar tatlı tatlı uyurken, Nazmi banyodan çıktı. “Uyudu mu?” diye sordu. “Evet, uyuyor!” dedim. Nazmi, “Aşkım, seni unuttuğumu sanma, Kemal gelince beraber grup yaparız, tamam mı?” dedi. Tamam anlamında başımı sallayıp onay verdim. Benim de sikilmeye ihtiyacım vardı. Sikişmekten başka birşey düşünemiyordum. Kemal geldiğinde, hem amım hemde götüm yarrağa doyacaktı.

Bir ara aklıma eski yaşantım geldi, (Nerdeen nereye!) diye düşündüm. 15 yıl boyunca kocama hep sadık kalmıştım. Oysa bir yıldır sikiştiğim erkeklerin sayısı okadar çoktu ki, bunların tek sorumlusu internetti. Şayet eve internet almamış olsaydık, ne Nazmi, ne Kemal, nede diğerleri olacaktı. Bazen pişmanlık duysam da, aldığım zevkler daha ağır basıyordu. Bütün bu yaşananlarda kocamın günahı olmasada, bu sırrımı asla öğrenmemeliydi. Birkaç dakika boyunca eski yaşantıma öyle dalmışım ki, Nazmi’nin, “Aşkım! Aşkıım!” diye birkaç kez seslenmesiyle kendime geldim. “Efendim aşkım?” dediğimde, “Kapının zili çalıyor, Kemal geldi, açacakmısın kapıyı?” dedi.

Yerimden kalkıp kapıya yöneldim. Gözetleme deliğinden bakıp kapıyı açtım. Kemal, “Hayırdır Nesrin hanım, kapıda beklemekten kök saldım!” dedi. “Kusura bakma Kemal’cığım, bir an dalmışım işte!” dedim. Kemal, “Misafirimiz evde mi?” diye sordu. “Evet içerde!” dedim. Kemal, “Bugün çok güzel görünüyorsun!” diyerek, omuzlarımdan tutup kendine çekti ve dudaklarıma yumuldu. Ateşli bir şekilde dudaklarımı somururken, ben de aynı şekilde karşılık vermeye çalışıyordum. Bir ara nefessiz kalsamda, alt tarafımın koyverdiğini hissettim. Artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Bir an önce içime girmesini, amımı götümü sikmesini istiyordum. Elleriyle götümü yoğururken zevkten inliyordum.

Külot giymediğimi anlayınca, eteğimi yukarı doğru sıyırdı. Çıplak kalçalarıma değen elleri içimi yakıyordu. Bir müddet okşadı, sıktı, yoğurdu kalçalarımı. Elini bacaklarımın arasına saldığında, “Ooohh!” diye inledim. Amımı avuçlamıştı, amımın dudaklarını ezmeye, okşamaya başladı. Öylesine sulanmıştım ki, avucunun içi amımda sabun gibi kayıyordu. Önce bir parmağını soktu amıma, sonra iki, daha sonra da üç parmağıyla git gel yapmaya başladı. Parmaklarıyla amımı sikerken, ben de boş durmuyordum, kemerini çözmüş, yarrağını elime almıştım. Kalkmış yarrağını okşarken, sıcaklığı elimi yakıyordu. Yalvaran gözlerle, “Sik beni artık, daha fazla dayanamıyorum!” diye mırıldandım. Boşalmak üzere olduğum için, içime girmesini istiyordum. Çünkü sikilirken boşalmak bana daha büyük zevk veriyordu.

Kayganlaşmış olan parmaklarını zaman zaman arka deliğime sokuyordu. Bu duruma daha fazla direnemedim ve inanılmaz bir şekilde kasılmaya başladım. Boşalırken zevkten inliyordum ve “Ooohh! Aahhh! Devam et! Devam et! Devam et lütfeen!” diye yalvarıyordum. Kemal parmaklarını hızlı hızlı götüme sokup çıkarmaya başladı. Bitmiştim. Kasılmalarımın şiddeti yavaş yavaş azalırken, birkaç saniye sonrada tamamen bitti. Rahatladığımı anlayınca, elini bacaklarımın arasından çekti. (Neden sikmedin beni?) der gibi gözlerine bakıyordum. Ne demek istediğimi anlamış olacak ki, sadece tebessüm etti. Koridorda ayaküstü yaptığımız bu sevişme epey uzun sürmüştü. O sırada Nazmi’den ses seda çıkmıyordu. Kemal’in, dudaklarıma öpücük kondurup, “İçeri geçelim!” demesiyle salona doğru yürüdük.

Salona girdiğimizde gördüklerim karşısında şok oldum. Nazmi uyuyan Bahar’ı sikiyordu. Yüzü koyun koltuğa yatırdığı Bahar’ı, domaltmış, habire pompalıyordu. Bahar’ın belden yukarısı koltuğun üzerinde, bacakları ise yere değiyordu. O sırada gözüm koltuğun kenarındaki kayganlaştırıcı kreme takıldı. (Yoksa, düşündüğüm şeyi mi yapıyor bu?) diye merak ederek, yanına yaklaştım. Kocaman yarrağı sonuna kadar sokup çıkarmasını görünce, Bahar’ı amından siktiğini düşünerek rahatlamıştım. Nazmi’ye, gülerek, “Aşkım doymadın mı kızdan!” diye takıldım. Nazmi kendini öyle kaptırmıştı ki, sadece bakmıştı. Sonra belinden tutup, Bahar’ı koltuktan kaldırdı. Yarrağı içinde olduğu halde dönerek koltuğa kendisi oturdu, kucağına aldığı Bahar’ın, bacaklarını açtığında gözlerime inanamadım. Nazmi yarrağını Bahar’ın amına değil, arka deliğinine sokmuş, kızı götten sikiyordu!

Nazmi bana söz vermişti, Bahar’ı götten sikmeyeceğine dair, ama sözünde durmamıştı. Kısa bir şaşkınlıktan sonra, “Naptın aşkım! Söz vermiştin ama!” diye sitemde bulundum. Nazmi ise, “Napayım aşkım, dayanamadım işte, çok güzel götü var!” deyip, pişmiş kelle gibi sırıtıyordu. Bahar’ın yerinde olmak istemezdim. Şimdilik olanların farkında değildi, ama kendine geldiğinde ne tepki vereceğini ben bile bilmiyordum. Ben bunları düşünürken, Kemal’in, “Dur ortak, şunun tadına biraz da ben bakayım!” demesi, bu işin kolay kolay bitmeyeceğini gösteriyordu. Bahar’ın durumu canımı sıkmıştı, ama elimden bir şey gelmiyordu. Sıfır kilometrede olan bakire göt deliğinin yerinde, artık yeller esiyordu. Küçücük göt deliği büyümüş, kocaman olmuştu. O küçücük deliğe, kocaman yarrağın ilk nasıl girdiğini görmek isterdim ama, ne yazık ki o şansı kaybetmiştim.

Nazmi, “Bir dakika kanka, boşalmak üzereyim!” dedi, ayağa kalkarak Bahar’ı koltuğa yatırdı. Bacaklarını alttan bastırarak yanlara doğru gerdi. Götü kabak gibi ortaya çıkarken, Bahar iki büklüm olmuştu. Kalçaların küçük olması yarrağı daha büyük gösteriyordu. Nazmi, Bahar’ın götünü sikerken adeta yaylanıyordu. Kocaman yarrak, bir görünüyor bir kayboluyordu. Bu durum uzun süredir devam ederken, Nazmi kendinden geçmiş gibiydi, alnından akan terler, Bahar’ın üzerine damlıyordu. Kocaman yarrağını dibine kadar sokuyordu. Hatta öylesine sert vuruyordu ki, Bahar’ın götünden ‘Cork curk!” gibi sesler çıkıyordu.

Hareketlerinden boşalmak üzere olduğunu anladım. Öyle hızlı sokuyordu ki, neredeyse götünü yırtacaktı. Sanki yarrak, daha da kalınlaşmış büyümüştü. Damarlara yığılan kan, yarrağı patlatacakmış gibi şişirmişti. Bu darbeler karşısında, Bahar’ın göt deliği iyice genişlemişti. Zevkten dört köşe olan Nazmi, Bahar’ı düşünecek durumda değildi. Nazmi’nin boşalacağını anlayan Kemal, götüne boşalmamasını istedi. Nazmi önce bana doğru baktı, sonra Kemal’e, “Tamam ortak!” dedi. Nazmi geri çekildiğinde, Bahar birkaç kez osurdu. Bahar’ın arkasında kocaman bir boşluk oluşmuş, götünün içi görünüyordu. Büzüğünün ağız kısmı morarmış, içi kıpkırmızıydı.

Nazmi, Bahar’ın bacaklarını tutmasını söyleyerek, Bahar’ı Kemal’e teslim etti. Sonra benim oturduğum koltuğa doğru yöneldi ve sert bir ifadeyle bana, “Aç ağzını!” dedi. Bahar’ın götünden çıkardığı yarrağını ağzıma vermek istiyordu. Ben şaşkın bir şekilde kendisine bakarken, “Açsana ağzını!” diye tekrarladı. “Ama aşkıım…” dediğimde, başımdan tutarak, “Götünü siktiğimin orospusu, aç ağzını!” diye bağırdı. Doğrusu incinmiştim. Yarrağının kocaman kafasını dudaklarıma bastırmaya başladı. Ağzıma almak istemediğim halde, yarrağı ağzıma girmişti bile. Kendimi çok kötü hissediyordum. Midem altüst olmuş, neredeyse kusmak üzereydim. Güçlü elleriyle saçlarımı tuttuğu için, kımıldayamıyordum. Kocaman yarrak boğazıma kadar dayanmıştı.

Gözlerimden akan yaşar, Nazmi’yi insafa getirmedi. Durumuma aldırmadan acımasızca sokuyordu. Dudaklarımdan akan tükrük salyaları, boynuma doğru akıyordu. Birkaç dakikadır devam eden bu işkence, şimdi dahada sertleşmişti. Nazmi şimdi daha hızlı hareket ediyordu. Hareketleri daha da hızlandı ve böğürmeye başladı. İşte tam da o sırada fışkırdığını hissetim. İstemeden de olsa yutkunurken, yarrağından fışkıran döller gırtlağımdan mideme akıyordu. Boşalma anı devam ederken, başımı bırakmamıştı. Ağzımdaki yarrak yavaş yavaş yumuşamaya başladığında, geri çekilerek ağzımdan çıktı. Bitmeyecek sandığım bu işkence, artık bitmişti. Derin bir nefes alarak arkama yaslandım. Ağzımda ekşimsi bir tat, midemde ise kabarma vardı. Kusmak üzere olduğumu hissettim ve banyoya koştum.

Bir müddet lavaboda kaldım. “Öğğğğ, ööğğ!” seslerim banyoda yankılanırken, kusmuş rahatlamıştım. Bütün bunları hakettiğimi düşünüyordum. Kocam bana bu tür muameleyi asla yapmazdı. Ama Nazmi gibi birinden bunu beklemek saflık olurdu. Buraya gelirken, güzel bir gün geçireceğimi ummuştum. Oysa şimdi, incinmiş ve aşağılanmıştım. Burdan bir an önce gitmek istiyordum. Yüzümü yıkayıp temizlendikten sonra salona doğru yürüdüm. Kemal’le Nazmi başbaşa vermiş kahkaha atıyorlardı. Ne konuştuklarını dinlemek için kapıya doğru yaklaştım. Bahar hakkında konuştuklarını duydum. Kemal, “Kocasını aldatmak neymiş gördü orospu! Bu götle, kocasına bir ay boyunca yaklaşamaz!” diyordu. Nazmi ise, “Biliyormusun ortak, daha önce götten yapmamıştı. Siz koridorda sevişirken, küçücük deliğe sokmak için anam ağladı. Hayatımda bu kadar dar göt deliği sikmemiştim!” derken, ikisi de hallerinden oldukça memnundu.

Ayağımdaki terliklerin ses çıkarmasını sağlayarak geldiğimi belli etmek istedim. Beni duyduklarında sohbeti kestiler. İçeri girdiğimde gözüm Bahar’a takıldı. Perişan bir halde, yüzüstü yatıyordu. Nazmi’nin yüzüne bile bakmıyordum. Bir an önce burdan gitmek istiyordum. Baygın halde yatan Bahar’ı koltuktan kaldırıp, kendine gelmesi için banyoya taşıdım. Bahar gerçekten ufak tefek bir kadındı. Üzerindekileri çıkarıp küvetin içine soktum. Duşu açıp yıkamaya başladım. Bacaklarının arasını yıkarken gözüm amına takıldı, ağız kısmı kızarmış, dudakları da şişmişti. Daha sonra kalçalarını yıkarken, göt deliğinin durumuna üzüldüm. Durumu hiçte iç açıcı değildi. Deliğin ağız kısmı, şişe ağzı gibi açık duruyordu. Elimle yokladığımda, iki parmağım rahatlıkla içine giriyordu.

Bahar’ı yıkayıp, her yerini temizledikten sonra küvetten çıkardım. Havluya sarıp yatak odasına taşıdım. Yatağa yatırıp, iyice kuruladıktan sonra elbiselerini tek tek giydirdim. Eteği az buruşmuştu, ama önemli değildi. Tekrar salona dönüp, iççamaşırlarımızı aldım. Bahar’a Tangasını giydirirken, amının götünün gerçekte nekadar perişan durumda olduğunu daha net gördüm. Hatta büzüğünün ağız kısmını yırtılmıştı. Pişmanlık duyuyordum, ama böyle olacağını ben de tahmin edememiştim.

O sırada Nazmi geldi, kapıdan, “Ufaklık ne durumda?” diye sordu. Yüzüne bakmadan, “Uyuyor!” deyince, “İstersen sen de uzan, dinlen biraz!” deyip gitti. Bahar baygın gibi uyuyordu, uyanmasını beklemekten başka çarem yoktu. Ben de yanına uzanıp, kendisine sarıldım. Bir müddet sonra içim geçmiş, uyumuşum. Aradan ne kadar zaman geçtiğini hatırlamıyorum, Bahar’ın ağladığını duyup uyandım. Bana öyle bir baktı ki, bakışları ok gibi kalbime saplandı. Bahar’ın saçlarını okşayarak, “Yemin ederim Bahar, böyle olacağını bilmiyordum!” dedim, üzgün olduğumu söyledim, kendisinden defalarca özür diledim. Ama Bahar, “Ben şimdi ne yapacağım abla? Kocam anlarsa ne yaparım ben?” diyor, hüngür hüngür ağlıyordu. Bahar’a, “Üzme kendini, bir yolunu buluruz!” diyordum, ama bu kolay olacakmıydı, doğrusu ben de bilmiyordum…

ALINTIDIR….

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

EP.4. DİL YARAASI ?)))

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

EP.4. DİL YARAASI ?)))
Ara çok uzadı; mesajla veya duvarıma yazarak çemkirenler olmuş da.. Çocuk ve kariyer bir arada yapıyoruz, üstüne de sosyal hayatımız var herhalde burda taam mı?

Şu öncesi için linki nasıl atılıyordu? Hah sanırım şöyle:

Çömezler! Önce buna bi bakın da gelin, bir bok anlamazsınız yoksa…: https://xhamster.com/stories/ep-3-seni-kendime-saklad-mmmm-772384

Tamamsanız devam edelim…

Ali’yi fazla kırmadan keşfime devam ediyordum ama bir taraftan sadece tutmak değil görmek de istiyordum tabi bu kadar yaklaşmışken… Ben sıvazladıkça siki anlamsızca geriliyor, elimden kaçar gibi oluyor, Ali kendini ve nefesini tutar gibi ses çıkartıyor..

Hoşuma gidiyor Ali üzerindeki bu kuvvetim, uzaktan kumandalı araba gibi, her hareketimin bir cevabını alıyorum muhakkak – ki aslında bu acemice keşif devamında yıllar boyu sürerek bambaşka bir ustalığa dönüşecek her kadın gibi. Hani “Herifi parmağında oynatıyor bu karı” derler ya, aslında her “karı” her herifi sikinden kavrayarak oynatır, yapacak bir şey yok beyler; arada tek tük çıkan libidosuna son derece hakim yavşak köpek şerefsizler dışında sırf da bu yüzden kölesiniz hepiniz.. Neyse…

Yatakta yan yana ve birbirimize dönük yatıyoruz, sağ elim Ali’yi okşuyor, Ali’nin bir eli başımın altında şekilde yatıyor.. Ben hareket ettikçe birbirimize yaklaşıyoruz ama öpüşmek gibi bir niyetimiz yok sanırım ikimizin de (sanki bir kardeşin diğerine hand-job yapması normal de öpüşmek yasak)… Boştaki sol elim istemsiz şekilde kendi bacak arama gidiyor, üzerimde kıçıma toplanmış kareli okul eteği.. külotun üzerinden elimi içeri salıyorum o artık tanıdık hisleri kendim de yaşamak için.. Ali ise gözlerini kapatmış, nefes alıp vermeye çalışıyor benim tempoma göre değişken hızlarda… Diyalog başlıyor tekrar:

+ Hoşuna gidiyor mu?
– Hı hı…
+ Canın acıyor mu?
– Yok… de.. devam et…
+ Çok sıcak ya, çok kayganmış…
– Daha hızlı yapmamı ister misin?
+ ya devam et nasıl edersen et, sus…

:))) Tabi anlamadığım şey o sırada Ali “kardeşimin eline verdim” şeklinde değil, kapalı gözlerinin arkasında muhtemelen karşısında Sevinç falan varmış farz ederek gidiyor gittiği yere… Ben de Ali zevk aldıkça kendimi daha hoyrat okşuyorum, zaten sırılsıklam oldum ve parmaklarım kayıyor içeri doğru.. Nerenin geri dönülemez nokta olduğunu bilmediğim için kontrolü kaybetmemeye çalışıyorum ama parmaklarımın hafızasında daha önce gittiği yerler olduğu için çok da şeyetmiyorum.. derken aklıma bir piçlik daha geldi, niye bütün işi ben yapıyorum ya! oldum ve önce Ali’nin boştaki elini tutup külotuma getirdim… Ali öküzü ne yapacağını tam bilmediğinden veya yanlış bir şey yapmaktan korkmuş olsa gerek külotün üzerinden avucuyla çeşmeden su içer gibi kapatmakla yetindi amımı…
+ N’apıyosun?
– Ihmf.. ne n’apıyorum?
+ parmaklarınla yapsana..
– Bişey olmasın??
+ olmaz, ben yapıyorum sürekli, içine sokma sadece…
– Tamam…

dedi ve yine külot üzerinden orta parmağı ile bişeyler yapmaya başladı… tabi onun bu acemiliği ve çekingenliği beni sinirlendirdi, dönüp çat diye çıkardım külotu, elini tuttum ve insan gibi nasıl yapması gerektiğini tek tek parmaklarını doğru yerlere yerleştirerek gösterdim.. şimdi düşünüyorum da, ne kaşarlık ama? Abime bir kadını elle nasıl tatmin edeceğini öğrettim resmen 🙂

Tabi bir kadın “etine ve suyuna” böyle doğrudan dokununca Ali bir anda yükselmeye başladı… orta parmağı benim cesaret edemediğim kadar derinlere inmeye başlayınca:

+ Yavaş biraz, çok içeri girme! Diyebildim zorlukla…
– Tamam dedi.. “ama ben boşalıcam birazdan”…
+ Farkındayım; haber ver bana, boşalırken görmek istiyorum dedim ve hızlanmaya başladım iyice…

Ali’nin parmakları hem benden daha büyüktü, hem de bir başkasıydı sonuçta.. kendi mast’larım gibi kontrollü gidemiyordum ben de… Çok kısa zamanda yaklaşmaya başladım ki Ali:

– Ben geliyorum… dedi..

Aslında biraz beklese ben de gelecektim ama çok merak ediyordum “boşalma” nedir nasıl bir şeydir… hemen Ali’yi sırt üstü devirdim, üstüne çıkıp dizlerine oturdum, elimi hiç bırakmadan hızlanarak sıkmaya başladım kocaman ve artık mosmor olmuş siki… Ali bir tür köprü pozisyonuna geldi kasılarak, sanırım o da ilk defa bu kadar şiddetli boşalacaktı, sadece topukları ve omuzları yatakta, vücudunun kalanı havada (üzerinde ben varken hem de)..

– Iııh… ııaashh… ammmmmm… tarzı salakça sesle çıkararak tamamen kasıldı…

… vee…. İki eliyle benim sağ elimi tuttu panik halinde, üç el alinin kasıklarında durdu ve kilitlendi… gözlerimi ayırmadım elimin içindeki canavardan… üç eli de iterek büyü sanki bir anda… Bir ilk salvo, öyle basınçlı fırladı ki Ali’nin gövdesini es geçip başının hemen üstünden yastığıma düştü… Hemen ardından bir kasılma daha, bu defa daha büyük miktarda ama daha kısa menzilli bir atış, o da Ali’nin boynunun yanıyla karışık çarşafa.. Kendi kendime “eyvah dedim yatağın ağzına sıçacak” ve dimdik hale getirdim, arka arkaya 3.. 4… 5 kasılma ve hepsi gitgide azalan irtifayla Ali’nin değişik yerlerine ve sonunda artık hiç sıçramadan membağından benim ve onun eline durmaksızın akan döller…
O an 1 saat falan sürdü ve hiç bitmeyecek sandım ama aslında 15-20sn bile sürmedi ve neticede bitti… Ali’nin vücudu yatağa geri düştü… istemsizce yan döndü ve cenin pozisyonuna benzer şeklinde yattı… kan-ter içindeydi ve nefes alışı henüz yavaşlamaya başlamıştı…

Yanına yattım ben de aynı şekilde, sanki ikizmişiz de anne karnında birbirimize dönmüşüz gibi.. . Ben boşalmamıştım ama inanılmaz mutluydum, sanki gururluydum da; başardığım şeyin gururu, mucizemsi bir şeye tanık olmanın gurur… çatlamak üzere olduğum bir merakımı gidermiş olmamın gururu.. kardeşini mutlu etmenin gururu… biri veya her birinden biraz biraz… mutluluktan ölebilirdim o an Ali’min yanında yatarken…

Yine bana göre 4-5 saat, aslında toplasan 3dk falan kıpırdamadan yattık öylece… Ali kendine gelince yaşadığı deneyimin ne muhteşem bir şey olduğunu falan anlattı ben sormadan, şu CMYLMZ’ın “ayvalıktaki yazlığı satacağım” diyaloglarının geçmesi gereken dakikalarda… Elimi tuttu, ona o muhteşem işi yapan sağ elimi, sikine götürdü ve tutturdu.. üzerine bulaşan meniler yüzünden sırılsıklam, boşalmanın üzerinden geçen zamanla yumuşacık olmuş ve tabi boyu da 1/3’e falan düşmüş, elime alamıyorum…

– Bak, normal hali bu…
+ Oha ya, çok ilginç.. sertliği gitmiş, büyüklüğü gitmiş, tutamıyorum bile…
– Böyle oluyor boşaldıktan sonra… normalden de daha ufalıyor….
+ ilginçmiş… benim boşaldıktan sonra elle şey yaparken şişen bir yer var orası uzun süre şişkin ve kırmızı kalıyor…
– Sahi ya, sen boşalmadın dimi?
+ yok, aslında boşalırdım ama senin parmakların korkuttu biraz bişey olursa diye düşünmekten.. zaten tam o sırada da sen geldin…
– Ben de seni boşaltayım mı?
+ yapar mısın gerçekten?
– Yaparım tabi kızım, borcum var sana keh keh…
+ hadi o zaman! Dedim ve elini tuttum kukuma götürmek üzere.. o sırada ikimiz de fark ettik ki Ali’nin elleri yapış yapış, sperm tabi hepsi ve sperm – kuku birlikteliğinin tehlikesi konusunda birşeyler biliyoruz her ikimiz de…
– Ben gidip ellerimi yıkayayım… dedi..

Tabi kuzum ikimiz yaratılırken piçlikten nasibini hiç almadığı için benim aklıma gelen onun aklına gelmemişti…

+ Gitme şimdi ya, hem uzun sürer hem soğuk olur parmakların, elinle yapmazsın…
– Neyimle yapıcam?
+ Dilinle yapsana?
– Nasıl ya? Kızlar ağzına alıyor da.. erkekler…
+ Erkekler de yalayarak yapıyorlar, öyle bir şey varmış.. hem dilin ıslak ve sıcak olduğu için çok zevk veriyormuş..
– O.. oluur… ??? hiç yapmadım ama olur (ulan sanki herşeyi yaptın da bu kaldı geriye.. Cinsel hayatın mast. hariç bugün yaşadıklarından ibaret zaten salak– demedim tabi)…

Bu defa ben yattım sırtüstü… Ali çekingen hareketlerle üstüme geldi, acemilik bir yana ikimiz birden yatağa doğru dürüst sığamayınca bira debelendik ama sonunda herkes yerini aldı.. Ali bacaklarımı tutup yavaş hareketlerle amıma yaklaşınca gördüğü manzarayla heyecanlı bir nefes verdi ve o sıcak nefesle de ben titredim resmen… bütün tüylerim diken diken oldu, o ana kadar oyun gibi farz ettiğim şeyin oral da olsa “seks” olduğunun farkına ilk kez vardım sanırım… sarı tüylerime burnu değdi önce belli belirsiz; sonra da dudaklarıyla acemi bir öpücük “dudaklarıma”…

Kendimi kaybetmek üzereydim – ki henüz doğru dürüst başlamamıştı bile, içimde gezinen bir dil falan yoktu daha…
Ali dudaklarımın birini ısırır gibi bir hareket yaptı ve yüksek sesle inlemek zorunda kaldım… ki tam o anda İÇERİDEN KAPI KAPANMA SESİ GELDİ…

ikimiz de durduk ve ses giriş lambasının açılması, portmantoya atılan anahtar gibi devam edince anladık ki vakit epey geçmiş ve annem gelmiş… Anında toparlandık, Ali şortunu kapıp banyoya koştu, ben külotumu kıçıma geçirip ayağa fırladım… tam salona gidecekken yatakta her yerin Ali’nin spermleri olduğunu fark edip panikle döndüm ve yorganımı örttüm yastığa kadar…

Annem n’apıyorsunuz siz? Neden terlediniz bu kadar? Yüzleriniz kıpkırmızı? falan gibi sorular sorduysa da şüpheyle yaklaşmadığı için kolayca geçiştirdik… ama adım gibi eminim, Ali acemice değil de düzgün yapıyor olsaydı ne kapıyı duyardık ne anahtarı, annem de çocuklarını alt-alta üst-üste basıp kalpten giderdi herhalde…

Akşam sofrayı hazırlama görevi için Ali ile masa – mutfak arasında gidip gelişlerimiz sırasında kulağına eğilip “bunu saymam; bana çok ağır borçlusun” diye gülümsedim.. Ali de ilk fırsatta ödeyeceğini söyleyerek gülümsedi… İkimiz de biliyorduk ki o fırsatın çıkmasını beklemeden fırsatı yaratmak için kıçımızı yırtacaktık…

..devam ederim bir zaman sonra…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Annemin Mesleğini Seçtim Escort Oldum! (2)

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Annemin Mesleğini Seçtim Escort Oldum! (2)

ALINTI
Bir Cuma günü idi, (iş) telefonum çaldı, cevap verdim. Arayan hatırlı bir müşterimdi, bir arkadaşının özel bir isteği için Escort aradığını ve ona numaramı verdiğini, arkadaşın beni arayacağını söyledi. İki saat kadar sonra telefonum tekrar çaldı, numaramı müşterimden aldığını söyleyen bir bey aradı. İkiz oğulları varmış ve Pazar günü çocuklarının 17. doğum günü imiş, benden onlara hediye olmamı istedi. Ancak, sadece methimi duyduğunu, eğer sakıncası yoksa benim uygun gördüğüm bir Cafe – Pastane gibi bir yede buluşup, hem ayrıntıları konuşmak, hem de beni görmek istediğini söyledi. Kabul ettim, Tandoğan tarafında bir Cafe’de randevu verdim. Öğleden sonra buluştuk.

45 yaşlarında, hafif kır ve uzun saçlı, geniş omuzlu, hoş bir adamdı. Kendisini tanıttı, adının Kemal olduğunu söyledi, konuşmaya başladık. Oğullarının resimlerini yanında getirmişti, resimleri gösterdi. Yakışıklı çocuklardı hani. Çocuklarının daha önceden deneyimlerinin olup olmadığını sorduğumda, “Oldu birer kez, ayrı ayrı Escortlar ile görüşmelerini sağladım, ama grup yapmak istiyorlarmış. Bu konuda sizin onları mutlu edebileceğinizi öğrendim, doğum günlerinde böyle bir hediye vermek istedim, eğer kabul ederseniz?” dedi.

Oldukça nazik ve dürüsttü. İşi kabul ettim. Nihayetinde benim işim bu idi ve 17 yaşındaki azman ikizler ile grup seks eminim çok zevkli olacaktı. Ücreti konuştuk. Cebinden bir tablet çıkarttı ve hemen parayı benim hesabıma aktardı. Benim cebime de paranın geldiği mesajı geldi. Adresi ve çocukların isimlerini verdi, bana özel araç göndereceğini söyledi ve aracın beni Pazar günü nerden kaçta alacağını belirledik, ayrıldık. Böyle bir babaya sahip olan çocukların ne kadar şanşlı olduğunu düşünüyordum.

Pazar günü geldi çattı, içimi garip bir heyecan kaplamıştı. Gençler için özel hazırlık yaptım. Temiz olmama rağmen, tekrer ağda yaptım heryerime. Çıkmadan biraz öncede anal temizliğimi yaptım. Sonuçta grup seks yapacaktım, illaki beni tost yapmak isteyeceklerdi. Her türlü hazırlığımı bitirdim, içime kırmızı siyah dantelli bir çamaşır takımı giydim, file çoraplar, mini bir deri etek, göbeğimi açıkta bırakan, göğüs dekoltesi çok olan, askısız bir body giydim ve aracı beklemeye başladım. Sözleştiğimiz saatte araç geldi. Ben şoför beklerken, direksiyonda Kemal beyi görünce aslında biraz şaşırdım. Arabaya bindim. Bu adamdan hoşlandığımı inkar edemem, acayip bir çekiciliği vardı. Yola koyulduk, sohbet ederek şehrin biraz dışında büyük bir villanın önüne geldik. Bahçe kapısı açıldı, içeri girdik. Resmen bir saray yavrusu idi bu ev, kocaman bir havuz ve muhteşem bir ev.

Beraber arabadan indik, eve girdik. Çocuklarına seslendi, “Mert! Yiğit!” diye. Biraz sonra merdivenlerde ikiz delikanlılar göründü, 1.80 boyarında, oldukça atletik yapılı, birbirinin tıpa tıp aynısı, esmer, kapkara gözlü idiler. Babaları kadar çekici görünüyorlardı. Benimle tanıştırdı ikisini ve “Sevda hanım sizin doğum günü hediyeniz! Ayrıntıları siz konuşursunuz!” dedi ve çıktı gitti.

Çocuklar beni baştan aşağı süzdüler ve bana iltifatlarda bulunmaya başladılar. Biraz sohbet derken içkiler ikram edildi ve konuya ben girdim, “Evet gençler, istekleriniz nelerdir?” dedim. Mert, “Biz grup seks yapmak istiyoruz…” diye söze başladı, Yiğit de devam etti, “İkimizin de sevdiği bir porno film var, defalarca izledik, bizim gibi ikizler, bir kadını beraber sikiyordu, biz de onun aynısını yapmak istiyoruz!” dedi. “Peki, isterseniz filme birebir uyalım, isterseniz doğaçlama yapalım!” dedim. Mert filmi açtı hemen, salonda kocaman bir TV vardı. Ekrandaki kız benim kadar alımlı değildi, bu hoşuma gitmişti. Erkekler de Mert ve Yiğit kadar yakışıklı değillerdi.

Filmdeki kız gibi, ben de önce striptiz ile başladım. Sonra da birinin sikini ağzıma alıp emmeye başladım, sonra diğerininkini. Ama sikleri oldukça iri idi. İlk ağzıma aldığım Mert’in sikiydi. Yiğit’inkini ağzıma almaya başladığımda, Mert arkama geçip beni yalamaya başladı. Çok güzel bir histi, ama acemice yalıyordu, daha öğrenmesi gereken çok şey vardı. Ve film ile eşzamanlı olarak sikini direkt amıma sokmaya başladı. Yiğit koltukta oturuyor, ben onun önünde domalmış vaziyette sikini emiyordum, Mert ise arkadan amıma geçirmiş pompalamaya başlamıştı. Sikinin büyüklüğünü şimdi daha net olarak hissetmeye başlamıştım, oldukça da güzel oluyordu.

Biraz sonra Mert kanepeye geçti, beni yan olarak kanepeye uzattılar, Mert tekrar ağzıma verdi ve Yiğit te kanepenin diğer ucuna oturup, sikini göt deliğime bastırmaya başladı. Götten sikilmeye artık alışmış olduğumdan rahatça sikebiliyordu. Ben zevkin doruklarına çıkmak üzereydim ve fazlada sürmedi, kasılarak orgazm olmaya başladım. Daha benim orgazmım bitmeden, götümü siken Yiğit götümün içinde patladı. Mert ise halen ağzımda idi. Yiğit götüme boşalınca kalktı. Bu arada Mert te ağzımın içine boşalmaya başladı. Hepsi yutmuştum. Filmdekiler sikişmeye devam ediyordu. Yiğit, “Doğaçlama yapalım, biz bunlara uyamayacağız galiba!” dedi. Mert ve ben de kafalarımızla onayladık. Yiğit gitti filmi kapattı.

Ben halen Mert’in sikini emiyor, taşaklarını okşuyordum. Boşalmış olmasına karşın siki sertliğini hiç kaybetmemişti. Doğrulup Mert’in kucağına çıktım, sikini amıma yerleştirip üzerinde hoplamaya başladım ve Yiğit’e seslendim, “Hadi gel ağzıma ver!” dedim. Hemen geldi, ağzıma aldım. Daha 2-3 dakika önce götüme boşalan Yiğit’in siki hemen sertleşmişti. Müşterilerim genlede 35 yaş üstü olduğu için, bu kadar çabuk sertleşeceğini beklemiyordum, ama 17 yaşında delikanlının siki hemen hazırola geçmişti. Bir süre daha emdim ve Mertin kucağından kalkıp, sikini amımdan çıkartıp elimle göt deliğime yerleştirdim ve tekrar üzerine oturup, Yiğit’e, “Hadi bakalım, tost olmak istiyorum, iki deliğimide sikin, doyurun beni yarrağa!” diye seslendim.

Ben argo konuştukça iyice havaya girdiler, onlar da öyle konuşmaya başladılar. “Senin amını götünü sikeceğiz, yarrağa doyuracağız seni!” diyorlardı. Ben de, “Sikin beni erkeklerim, böyle güzel kimse sikmedi beni, kurban olurum sizin siklerinize!” diye onları iyice azdırıyordum. Ve Yiğit te gelip amıma girmeye başladığında, artık aldığım zevk dayanılmaz bir hal almış, zevkten kafamı sağa sola sallıyor, “Sikin beni! Sikin beni!” diye haykırıyordum. İkisi öyle bir tempo tuturmuşlardı ki, ben artık göklerde geziyordum…

Bir süre sonra yer değiştirdiler ve tekrar tost halinde sikmeye devam ettiler. İkisinin arasında tost olmak dayanılmaz derecede etkiliyordu beni. Epeyce bir süre bu şekilde devam ettik. Artık gelmek üzere idiler. Hemen aralarından çıktım ve ikisini yan yana ayağa kaldırıp, önlerinde diz çöktüm, ikisine birden 31 çekerek ağzıma yüzüme boşalmalarını sağladım. İkisi de acayip şiddetli boşalıyorlardı. Boşalmaları bitince, önce Yiğit’inkini, sonra Mert’inkini ağzıma alarak güzelce temizledim ve izinlerini isteyerek duşun yerini sordum. Gidip temizlenip geri geldim. Evin içinde çırılçıplak dolaşıyordum…

Gözüm havuza ilişti, “Hadi havuza gidelim!” diyerek havuza doğru yürümeye başladım. Havuzun kenarındaki şezlonga oturdum. İkisi beraber benim yanıma geldiklerinde gözlerime inanamadım, sikleri yine dimdik olmuştu. “Gelin erkeklerim, birazda açık havada sikin beni!” dedim ve hemen birinikini ağzıma aldım emmeye başladım. Diğeride hiç vakit kaybetmeden arkama geçip, tekrar amıma sokmaya başladı. Muhteşem bir şeydi bu, hiç aralıksız sikiyorlardı beni, aldığım zevki kelimlerele anlatmanın imkanı yok. Yer değiştirip devam ediyorlar, arakma geçen bir amıma bir götüme, nereme isterse sokuyor, beni zevkin doruklarına çıkartıyorlardı. Ben de devamlı onlara iltifat eidiyor, “Sikin beni!” diye bağırıyor, iniliyordum…

“Hadi tekrar tost yapın beni, eze eze sikin erkeklerim!” dedim. Biri yere uzandı, ben de yüzüm ona dönük olarak üzerine oturup onu amıma aldım ve üzerine yattım, diğeri de hiç vakit kaybetmeden göt deliğime geçirmeye başladı. Hızla sikiyorlardı beni. Öylesine hızlanmışlardı ki, ben artık orgazm olmaktan nerdeyse suyum kalmamıştı. Sonunda gelmek üzere olduklarını söylediler. Sırayla siklerini ağzıma alarak boşalttım onları. Bir damla döllerini bile ziyan etmeden hepsini yuttum…

Artık onlar da yorulmuştu, dinlenelim biraz diyerek şezlonglara uzandık. Güneş tepemizde, biraz sonra sıcak basmıştı beni, kalkıp havuza atladım. Suyun seriniliği kendime getirmişti beni. Peşimden onlar da atladı havuza. Suda epey bir süre oynaştık. İkisinin de sikleri yeniden sertleşmişti ve havuzun içinde biri amıma, diğeri götüme sokmaya başladı. Hiç enerjileri bitmiyordu, iki tane genç erkekle sevişmek çok güzel birşeydi. Suyun içinde epeyce bir süre siktiler beni, sonra kenara çıktık ve yine tost oldum. Aldığım zevkten inlemelerim gökyüzünde yankı buluyordu neredeyse. Ve üçümüz aynı anda boşaldık. Bu sefer biri amımda, diğeri götümde patladılar…

Tekrar içeri geçtik, gözüm saate ilişti. Ben geleli 4 saaten fazla olmuştu. İlk 10 dakikayı saymazsak, ne amım nede götüm neredeyse hiç boş kalmamıştı. Aldığım zevki tarif etmem imkansızdı, ama artık benim gitme saatim gelmişti. Ben kıyafetlerimi sağdan soldan toplarken, çocuklardan birinin cep telefonu çaldı. Mert telefonda biraz konuşup, “Tamam baba!” dedi kapadı. Ben kıyafetlerimi alıp banyoya girdim. Duşumu alıp giyindim, makyajımı tazeledim. Banyodan çıkıp salona glediğimde .ocuklar da giyinmişlerdi ve Kemal bey de gelmişti eve. “Sevda hanım ben sizi bırakayım!” dedi. Seve seve kabul ettim.

Tam kapıdan çıkarken Mert seslendi babasına. Kemal bey gitti yanına, Mert babasının kulağına birşeyler söyledi. Kemal bey de gülerek yanıma geldi ve arabaya bindik, hareket ettik. Mert’in ne söylediğini çok merak ediyordum, Kemal beye sordum. Gülerek, “Boş ver!” dedi. İyice merak etmeye başladım, söylemesi için ısrar ettim. Beni kırmadı ve söyledi, “Sizden çok memnun kalmışlar, mutlaka benim de sizinle olmam gerektiğini söyledi!” dedi. Sevinmiştim, “Yaa, demek öyle!” deyip, elimi önüne uzatarak, “Ben de sizi ilk gördüğümden beri bunu merak ediyorum!” dedim, pantolonun üstünden sikini avuçladım. Kemal bey de, “İstiyorsan merakını gider, aç bak!” dedi. O arabayı sürerken ben fermuarını indirdim, sikini çıkardım. Uyanmaya başlamıştı ve oldukça iri bir siki vardı. Okşamaya başladığımda iyice büyümüştü…

Kemal bey inleyerek, “Ağzına al!” dedi. Eğilip ağzıma almaya çalıştım, kokusu bile muhteşemdi, ama başı bile ağzıma zor giriyordu. Biraz yaladıktan sonra, “İsterseniz evimde devam edelim?” dedim. Kemal bey de, “Tamam, ama ne olursun yalamaya devam et!” dedi. Evimin önüne gelene kadar, yarım saatten fazla bir süre arabada saksafon çektim. Evimin önüne gelince toparlanıp arabadan indik. Eve çıkar çıkmaz, kapının kapanması ile, Kemal bey dudaklarıma yapıştı. Öyle bir sevişmeye başladık ki, sanki kırk yıldır seks yapmamışız gibi saldırdık birbirimize. Kısa sürede ikimiz de çırılçıplaktık ve yatak odama geçtik…

Kemal beyin sikinin büyüklüğü beni tedirgin etmedi desem yalan olur, ama onu içimde hissetmek istiyordum artık. Beni yatağa uzattı ve amımı yalamaya başladı. Öyle güzel yalıyordu ki, kendimden geçiyordum nerdyse. Onu yukarı çektim ve “Erkeğim sik beni!” diye kulağına fısıldadım. Sikinin kafasını amımda hissettiğimde bekaretimi verdiğim gün geldi aklıma. Ama bu kadar büyüğünü hiç almamıştım daha önce. Yavaş yavaş girmeye başladı içime. Her milimetresini iliklerime kadar hissediyordum. Kasıklarımızın birleşmesi epeyce sürdü. Sikinin başı içimde bir yerlere değiyordu resmen, ama verdiği zevk te bir o kadar fazla idi. Kemal bey olanca gücü ile yükleniyor, beni uçuruyordu. 20 dakikadır sikiyordu beni, tam 4 kez orgazm olmuştum, ama o halen devam ediyordu…

“Boşalmanı istiyorum erkeğim, içimi doldur artık!” dedim. O da, “Böyle boşalamam, seni götten sikmem lazım!” dedi. “Sen iste erkeğim, sikine kurban olurum, böyle koca yarrağı nerden bulup yiyecem birdaha!” dedim ve altından çıkıp, yatağın üzerinde domaldım. Bir saat önce oğulları siktiği için zaten açıktı götümün deliği, ama onun siki için halen daracık bir götüm vardı. Önce biraz yaladı ve doğrularak koca sikini göt deliğime dayadı, bastırdı. Zorlanarak alıyordum götüme. Okadar çok erkeğin altına yatmıştım ve okadar çok yarrak yemiş olan götüm sanki ilk kez sikiliyormuş gibi geriliyordu. Ama hırs yapmıştım kendi kendime, hepsini alacaktım.

Biraz zorlanarak ve canım yanarak ta olsa, sonunda almıştım köküne kadar. Sanki götümde kocaman bir kazık vardı. Biraz durdu ve hareketlenmeye başladı. 5 dakika pompalamadan sonra artık alışmıştım, “Daha hızlı, daha hızlı!” diye ona tempo tutuyordum. O da olanca gücü ile götüme gidip geliyordu. Fazla sürmeden içimde öyle bir patladı ki, sanki yanardağ patlamıştı götümün içinde. Dölleri içimi yakıyordu resmen. Üzerime abanıp kaldı. Bana teşekkür üstüne teşekkür yağdırıyordu, onu arkadan alan ikinci kadınmışım. Ben de ona teşekkür ettim, hayatımın en çok seks yaptığım günü için.

Ve duşlarımızı aldık, toparlandık. Kemal bey bu extra hizmetimin karşılığı olarak tabletinden hesabıma para aktardı. Bir kahve ikram ettim kendisine. Kahvelerimizi içerken kapı açıldı, gelen annemdi. Salona geçtiğinde şaşırdı, “Kemal, senin ne işin var burda?” dedi. Ben o an dumur oldum, annem nerden tanıyordu Kemal beyi diye. Kemal bey de anneme sordu aynı soruyu, “Senin ne işin var burda?” diye. Annem de, “Sevda benim kızım!” dedi. Kemal, “Anlamalıydım, böyle güzel seks yapabilen bir kadın ancak ya sen olursun, yada senin kızın!” dedi, gülüştüler. Meğer Kemal beyi arkadan alabilen diğer kadın da annem imiş! O gün Kemal bey ve oğulları beni sikmişti, ama Kemal bey zaten annemi yıllardır sikiyormuş.

Kemal beyi uğurladıktan sonra, anneme başımdan geçenleri anlattım. Annem, “Keşke öyle iki delikanlı birkez de beni sikse!” dedi. Ben de, “Eğer istersen Kemal beyin oğullarına siktiririm seni anne!” dedim gülüştük. Çocuklara numaramı vermiştim ve onların da numarasını almıştım. Anneme dediğimi yapacaktım, işin içinde para olmadan sevişmesini ve seks yapmasını sağlayacaktım.

Hafta içi çocukları aradım, eğer isterlerse, çok tecrübeli taş gibi bir kadınla grup yapabileceklerini, ancak bunun bir kereye mahsus olacağını söyledim. Çocuklar hemen kabul ettiler, Pazar günü için sözleştik. Pazar günü annemi onlara gönderdim ve bir güzel siktirdim. O günün akşamında annem eve geldiğinde yüzündeki mutluluk her şeye değerdi. Ama Mert Pazartesi beni aradı ve “Kusura bakma Sevda, dün birlikte olduğumuz kadın senden daha iyi idi!” dedi. Biraz bozulmuştum, ama olsun, sonuçta annem benden daha tecrübeliydi.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Karım Değişti

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Karım Değişti

Altı yıllık evliyim ve karımı çok seviyorum. İşim gereği belirli aralıklarla evimden ve Gül’den uzak kalıyor, Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde hasret dolu günler geçiriyorum.

Eşimle deliler gibi sevişerek evlendik. Doğrusunu söylemek gerekirse karım Gül seks yaptığım ilk kadındır. Onunla fakülteye dayanan, uzunca süren bir arkadaşlığımız vardı. Fakültede okuduğumuz yıllarda başlayan dostluğumuz, zaman içinde tutkulu bir aşka dönüşünce, Gül o güzel cinselliğini, dar kutusunu çekinmeden bana vermişti.

Hemen ardından da evlendik, öğrencilikle aile sorumluluğunu bir arada götürmeye çalıştık. Ancak eşim bir süre sonra öğrenimini yarım bırakarak evle ilgilenmeye başladı.

Dediğim gibi ben sık sık iş seyahatlerine çıkmaya başlayınca eşim Gül buna tepki göstermiş, zaman içerisinde de olayı kabullenip ses çıkarmaz olmuştu. İlk tepkisinin aksine, hiç tepki göstermemesi beni şaşırttı açıkçası…

Gerçekten de üzülmek, surat asıp huzursuz olmak bir yana, adeta sevinir olmuş, iş gezisine çıkmamı sabırsızlıkla bekler bir hava takınmaya başlamıştı. Önceleri buna bir mana verememiştim, ama bir iş dönüşü eşimi salonda çırılçıplak oturur bulunca daha değişik şeyler düşünmeye başladım.

Salonda yoğun bir sigara kokusu vardı. Biraz hoş beşten sonra, bir sigara yakmak için sehpadaki pakete uzandığımda kül tablasında rujlu izmaritlerin yanı sıra rujsuz ve değişik marka izmaritleri görünce birden eşimin beni aldattığından şüphelenmeye başladım.

“Aldatılma” gibi bir düşünce, karımın benden başka bir erkekle, belki de erkeklerle seviştiği fikri, bir anlık da olsa beynimden, hayali gözlerimin önünden geçince inanamadığım bir şey oldu.

Penisim olanca çabukluğu ile dikilip sertleşti ve pantolonumu zorlayıp adeta fermuarı parçalarcasına eşimin deliğine girmek için çırpınmaya başladı. Nefesimin tutulduğunu, soluk almakta güçlük çektiğimi fark eden eşimin meraklı gözleri önüme takıldı.

Hatırı sayılır büyüklüğe erişen kabarıklığı görünce gülümsedi, çırılçıplak, yumuşak, bembeyaz bedeniyle kıvırarak yanıma geldi… Bacaklarının, kalçalarının dolgunluğu artmış, kıçı daha da yuvarlaklaşmış, memeleri daha bir dikleşmiş, daha bir sertleşmişti sanki…

Yüzündeki sevimli ama bir o kadar da seksi ifade karşısında bir an boşalacağımı sandım. Onun başka biriyle sikiştiği düşüncesi beni bir anda tahrik etmiş, onun ateşli kıvraklığı karşısında penisimi kontrol edemez olmuştum.

Karım cilvelenerek, kıçını oynatarak, memelerini sallayarak kucağıma oturdu… Bir süre kıçıyla penisime basınç yapıp, oturup kalkmaya başladı. Peşi sıra iri götünü daireler çizerek çevirmeye başladı.

Sanki kumaşın altındaki irileşen sikimi yaptığı büyülü bir seks dansı ile nemli, küçük deliğine çekecek, pantolonumu parçalayan aletim yuvasına giren bir piston gibi, gürültüler, çılgın sesler çıkararak deliğine kendi kendine yerleşiverecekti…

Beni deli etmeye çalışır bir edayla kıçını dönerek kucağıma yeniden yerleşti… Kıçındaki mor çürükleri, o güzel yuvarlakları sıkan, beyazlıkları morartan parmak izlerini görünce, aldatılmak düşüncesine kesinlikle inanmaya başladım.

Bu düşünce beni daha da tahrik etmişti. Dikkatlice bakınca belinde, memelerinin yanında, omuz başında ve sağ kalçasında da iri birer çürük daha görünce bu güzel, diri bedeni bu hale getiren şahsı ve elleri şiddetle kıskanmaya başladım…

Belli ki eşim yokluğumda birisiyle kıyasıya sevişmişti. Benim aniden eve dönmem karşısında giyinmeye bile vakit bulamamıştı zavallı karım… Morarmış, terli, çırılçıplak vücudu ile ve evdeki hiçbir izi yok edemeden kalakalmıştı.

Kime vermişti bilmiyorum ama, seviştiği kişi ile ateşli ve hoyratça bir birleşme yaşamışlar, erkeği onun bedenini acımasızca hırpalamıştı. Sanırım büyük olasılıkla, erkeğin bedeni de çürüklerle, tırnak çizikleriyle dolmuştu.

Eşimin ne kadar ateşli birleştiğini, orgazma doğru nasıl kendini kaybedip çırpınmaya, debelenmeye başladığını, şuursuzca çığlıklar atıp, bas bas bağırdığını kendimden biliyordum. Adamın nasıl zevk aldığını, eşimin bacaklarının arasına nasıl fışkırttığını, neden onu böylesine hırpaladığını tahmin etmem hiç de zor değildi…

Gül, orgazm öncesi heyecanı doruklara yükselirken ne dediğini bilmez bir halde sesler çıkartır, aldığı zevki, çıkardığı sesler ve çığlıklarla benimle paylaşırdı… Arkası bana dönük, ata biner gibi kucağımda oturur ve kıçını sağa sola kıvırırken attığı feryatları belleğimde canlanıverdi.

“Oh! Daha… Daha…“

“Derine sok… Dibine kadar…”

“Ah, çıkma… Hayır, çıkartma…“

“Tanrım, deliriyorum, Tanrım…”

“Kalbim duracak, dur yavaşla biraz… Yapma… Oh”

“Beni bırakma… Evet, evet…“

“Hayır, dur yapma… Hayır…”

“Kıçımdan, evet kıçımdan… İşte tam oradan…“

“Sok hadi, sok durma…”

Gül kıçını çevirmesini hızlandırınca elimi beş adet parmağın morarttığı el izine atıp, ayı yerden olanca gücümle sıkmaya başladım. Yumuşak kıçı, beyaz cildi avcumda ezilip, uzadı. Zevkle karışık derin bir “Oh” çekti… Onun çığlıkları yeniden hayalimde sıralanmaya başladı.

“Yapma. Canımı yakıyorsun”

“Canım yanıyor, biraz krem sür lütfen…“

“İçimden hiç çıkma, asla ayrılma…”

“Oh, içime fışkırt…“

“Tanrım, içime fışkırıyor, evet… Evet…”

“Seni emmek istiyorum…“

“Emzirt bana…”

“Hayır, sakın çekme… Senin sütünü istiyorum…“

Eşimin morarmış, dolgun, etli bedeninin sıcaklığı, kıçının aletime yaptığı basınç, beni aldattığı adamla çiftleşmesinin hayalleri, sikiş anılarımız bir araya geldi. Doruktaki heyecanım yerini manyak bir orgazma, dizginlenemez bir fışkırmaya bırakıverdi aniden…

Ne olduğunu anlamadan ve asla böylesine bir orgazm yaşadığımı hatırlamadan pantolonuma attırmaya başlamıştım.

Eşim kucağımdan inip aralık bacaklarımın önünde diz çöktü ve kıpkırmızı, şehvetten gerginleşmiş bir yüzle pantolonumdan dışarı sızan bellerimi yalamaya, emip yutmaya başladı.

Öyle bir arzu ile, öyle bir iştahla yutuyordu ki, yeniden direk gibi oldum, sikimin bütün damarları yeniden kabardı, aletim iri bir balon gibi şişiverdi…

Gül bu kabarıklığı dişliyor, kumaşla birlikte ağzına almaya çalışıyor, ucunu bulup, sızan beyaz sperm parçacıklarını diliyle titreterek yalıyordu… Yeniden boşalabilirdim ama bu sefer spermlerimi içine fışkırtmak, sütümü sıcak deliğinin içine sağmak istiyordum.

Eşim, hızla ıslak kumaşım fermuarını aralayıp, iki eliyle kavradığı yapış yapış sikimi dışarıya çıkardı ve sağ eliyle dibinden sıkıp şişirdiği ucunu dudaklarının arasına yerleştirdi. Bir an duralayıp gözlerini yüzüme dikti ve sikimin dibini daha yüksek bir basınçla sıkıp, son haddine kadar şişirdi. Sikim avurtlarına basınç yapmaya, ağız boşluğunda ezilip, içine sığmaz hale gelmeye başladı.

Beklemediğim bir hamle ile, müthiş bir vakumla penisimi ağzının içine doğru çekti. Koca yarak büyük bir hızla ağzına, boğazına doğru kayıverdi. Eşim mırıltılı sesler çıkarmaya başlayınca, boğazına dayandığımı anlamıştım, ama bir iki vakum daha yapınca boğazının darlığının sikimi lastik gibi sardığını hissettim.

Şu anda kasık tüylerime kadar onun ağzına girmiştim… Birkaç saniye öyle tuttu ve derhal ağzından dışarıya çıkarttı, gözleri irileşmiş, zorlanma nedeniyle yaşarmıştı. Birkaç derin soluktan sonra yeniden ağzına soktu ve dibine kadar yutuverdi. Sanki gerçekten de yutmaya, kopartmaya çalışıyordu…

Dört beş sokup çıkartmadan sonra boşalacağımı anladım ve bir terslik olmaması için daha içeriye almasına izin vermedim… Gül de olacakları anlamış, üç-dört santimlik ucunu emmeye, kemirmeye başlamıştı… İkinci defa boşalıyordum. Eğer birkaç kez daha dilini, dudağını ya da parmağını değdirirse güçlü bir volkan patlaması gibi fışkıracaktım.

Anlaşılan o da bunu arzu ediyor olmalı ki, dudaklarını büyük bir “O” yaparak aralayabildiği kadar araladı. İki elini yumruk yaparak kavradığı sikimi deliler gibi aşağı yukarı çekiştirip, sütümü sağmaya başladı. Sikim ellerinin arasında kocaman olup titremeye başlayınca, ağlamaklı bir yüz ifadesiyle, pembeleşen yüzünü buruşturarak,

“Tanrım, fışkıracak… Geliyor… Geliyor!“ diye bağırdı.

Gerçekten de ayak parmaklarımın uçları sızlayarak, iliklerim çekilerek, sikim tir tir titreyerek ağzına fışkırmaya başladım. İlk iri ve bembeyaz damla tam isabetle ağız boşluğunda kayboldu. İkincisi de yerini bulunca dudağını kapatıp yutkundu. Bu sırada diğer damlalar kapalı, pembe dudaklarına yapışıp çenesine doğru akmaya başladı.

Sersemlemiş bir halde, onun da orgazm olduğunu anladım. Tüm vücudu titriyor, her yeri kasılıyordu. Zangırdayan ellerini halsizce sikime uzatıp ucunu dudaklarının arasına yerleştirdi, sıkıca kapatıp ağzına hapsetti… Şimdi fışkıran damlalar, beller ağzına boşalıyor, oradan boğazına akıyordu.

Öylesine bir iştah ve çabuklukla emiyordu ki, beni kurutacağını sandım. Yaptığı her vakumda avurtları çöküyor, adeta iki yanağı birleşiyordu. Daha fazla dayanamadım, her yer kararmaya başladı. Koltuğa doğru yıkıldım…

O haftayı evden çıkmadan geçirdik. Pazartesi günü yeni bir iş seyahati bahanesiyle evden ayrıldım. Amacım ben uzaklaşınca neler olacağını görmekti. Gözden ırak, sote bir yere saklanıp evi gözlemeye başladım.

Az sonra karım dışarıya çıktı. Giyinmiş, süslenmişti. Arabasına bindi ve şehrin dış mahallelerine doğru yola koyuldu. Hemen uzaktan izlemeye başladım. Bir inşaatın önünde durup beklemeye başladı. Merak etmiştim ama uzun sürmedi.

İri kıyım bir amele inşaatın dış kapısında belirdi ve acele adımlarla arabaya yöneldi, ön kapıyı açıp eşimin yanına oturdu. Kendi arabamı onlardan biraz uzaktaki çalıların arkasına çekmiş, onları rahatça görebileceğim şekilde park etmiştim.

Karım adamın kucağına doğru eğildi, adam da geriye doğru yaslandı. Çevrede bu inşaattan başka bir yaşam belirtisi yoktu… Adam inlemeye, şehvetle yüzünü buruşturmaya başlayınca emildiğini anladım, Gül adamın sikini emiyordu.

Amele geriye doğru yay gibi kıvrıldı, vücudunun kasıldığı buradan belli oluyordu. Sonra ellerini sağa sola savurmaya başladı, belli ki eşim onunkini getirmiş, ağzına boşaltıyordu.

Amele rahatlayınca karım doğruldu, kağıt mendile dudaklarını sildi, aynaya bakarak saçlarını düzeltti. Bu sırada adam arabadan inip inşaata girmişti. Biraz sonra, amele peşi sıra, daha çirkince ama daha iri kıyım bir tiple birlikte dışarı çıktı ve aynı şekilde karımın yanına oturdu.

Titreyerek olanları izliyor, müthiş bir arzu duyuyordum. Yaşadığım sürece tahrik olamayacağım kadar tahrik olmuştum… Adam karımın kucağına doğru eğilirken karım, bacaklarını karnına doğru çekti, kıçını yükseltip, kadınlığını iyice açtı. Bacaklarını da aralamıştı.

Adam yüzünü karımın bacak arasına yerleştirip yalamaya başladı. Karımın çırpınmaları ve çığlıkları hemen boşalmaya başladığını gösteriyordu ama adam karımı fazla yalamadı. Zorlukla kucağına alıp, am, göt, bacak, kalça meydanda inşaata soktu.

Hemen açık pencerelerden birine yöneldim. Fırsatını bulup içeri girmeli, onları seyretmeliydim. Bereket bu fırsatı da buldum. Karımı henüz tamamlanmamış bir odaya sokmuşlar, üzerindekileri çıkartıyorlardı.

Eşim zevkten, heyecandan perişan görünüyor, ayakta zor duruyordu. Zangır zangır titreyen bacaklarına sarılıp düşmesini engellediler… Gül, sevgili karım, iki amelenin yüzünü okşuyor, “Sevgilim, sevgilim” diyerek inliyordu. İki amele tarafından sikilmeyi beklerken heyecanını yenemiyor, onun bu hali beni de heyecanlandırıyordu.

Hiç eşiniz sizi aldattı mı, hiç eşiniz gözlerinizin önünde başkaları tarafından sikildi mi, bilmiyorum. Ama böyle bir sahne, kıskançlık, öfke gibi duyguların yanında erkeği müthiş etkileyebiliyor, duyamayacağı heyecanları da yaşatıyor…

Gül’ün önüne ve arkasına çöken iki amele, onun göt deliğini ve amını yalarken attığı çığlıkları, boş duvarlarda yankı bulan haykırışları, sikimi taşa çevirdi, çimentodan bir kalıba döndürmeye yetti de arttı bile.

Özellikle göt deliğini yalayan adam, karımın kıçını resmen yiyor, deliğinin içine başını sokmaya çalışıyordu. İyice büzdüğü dudaklarıyla anüsünü içine çekiyor, emmenin basıncıyla küçük büzük lastik gibi uzuyor, tükürükten ve kendi oluşturduğu ter, salgı arası sıvıdan pırıl pırıl parlıyordu.

Amele dişleri ile küçük ısırıklar atmaya başlayınca geri kaçıracağını sandığım kıçını,

“Ah, evet… Parçala sevgilim, evet… Evet…“ diye geriye, adamın ağzına yaslayıverdi.

Onu kıçından sikmek için ne kadar uğraşmıştım, aylarca bana götünü teslim etmemişti, ama şimdi hiç tanımadığı bir adama sunuyor, bana vermediği tavırlarla ona veriyordu.

Önündeki amele yalamayı kesip, amının dudakları ile oynamaya, parmaklarını deliğe sokup çıkartmaya başladığı zaman karım kapıp koyuverdi. Yırtınıyor, tecavüze uğrayan yeni yetme bir kız çocuğu gibi bar bar bağırıyor, çırpınıp kıvranıyor, zevkten ağlıyordu.

Önündeki amelenin üzerine atılıp sikini yakaladı ve adamı sikinden çekip kaldırarak, iriliği anlatılmaz yarağı önüne sokmaya çalıştı. Yarak deliğe girmekte zorlanıyor, karım dibinden tuttuğu siki içine doğru çektikçe, ittirdikçe, adam da iki elini kullanarak onun amını lastik top gibi açmaya, girmeyi kolaylaştırmaya çalışıyordu.

Ucu girmişti ki, karım sarılmaya başladı, yeniden bağırmaya, yırtınmaya başlayınca orgazmın daha şiddetli olduğunu anladım ve elimi sikime attım… Adam da karımın deliğine tam sokamadan haykırarak boşalmaya, fışkırmaya başladı.

İkisi de boşalırken birleşmeye çalışıyor, karım onu kıçından tutup kendine çekerken, amele karımın mengene gibi sıktığı ince belini bırakmıyor, onun vücudunu kendi vücuduna yapıştırıyordu.

Eşimin güzel memeleri amelenin kıllı göğsünde ezilirken, adamınki de içeri giremiyor, yay gibi bükülüp, fışkırmaya devam ediyordu. Muhallebi gibi beyaz renkli yoğun spermler, damla damla karımın amından aşağı süzülüyor, adamın sikinden kasıklarına doğru akıyordu.Bu müthiş bir şeydi, oraya koşup onlara katılmak, akan belleri elimle alıp tadına bakmak, karıma tattırmak, kalanını da onun yumuşak bedenine yaymak istiyor, bunu yapabilmek için çıldırıyordum. Adam boşaldığı halde, karım onu bırakmıyor, hala sikine yükleniyor, lastik cop gibi bükülen aleti almaya çalışıyordu…

Arkadaki amele akan bellerle kremlediği göt deliğine girmeye çalışırken daha fazla dayanamayıp, elime aldığım sikimi titreterek sağmaya başladım, bir-iki çekişten sonra duvarlara doğru attırırken karım götüne giren yarağın zevk ve acısıyla yere düşmemek için önündeki diğer ameleye sarılıyordu…

Biraz sonra ikisi de haykırarak boşaldılar. Karım adamlara teşekkür edip toparlanmaya başladığında ben de apar topar arabama geri dönmüştüm. Bir süre oturup olan biteni kafamın içinde tarttım.

Karımın iki amele tarafından sikilirken aldığı müthiş zevk gözümün önünden gitmiyordu. Ve benim onları seyrederken yaşadıklarım… Daha olayın ilk kokusunu aldığımda geçirdiğim büyük şok, bembeyaz tenindeki çürük izlerini görünce nasıl istemsizce, çılgın gibi tahrik olduğum…

Yerimden kalkıp arabamın kapılarını kilitledim, karımın arabasına gittim hızla… Yanında durup karımın çıkmasını bekledim. Fazla beklememe gerek kalmadı, yanında iki sikicisiyle beraber dışarıya çıktı karım… İkisinin de dudaklarına birer öpücük kondurup arabaya yöneldiğinde beni gördü. Donup kaldı. Gözleri şaşkınlıktan faltaşı gibi açılmıştı.

“Sen? Ne… Ne işin var burada senin?” diye kekeledi o şaşkınlıkla… Kollarımı açıp sevgili karıma sarıldım sımsıkı… Kabarmış önümü karımın kasıklarına bastırıp ne hissettiğimi ona anlatmaya çalıştım. Olabildiğince yumuşak, güleç bir yüzle,

“Senin ne işin varsa benim de nedenim aynı karıcığım…” dedim. “Hadi geç arka koltuğa da evimize gidelim.” Karım şaşkınlığı tavan yapmış, robot gibi arabasının kapısına yönelirken bizi merakla izleyen iki ameleye döndüm,

“Beyler, şaşırdınız biliyorum ama, hadi hep beraber bizim eve gidelim. Karımla inşaat işlerinizi bitirirken ben de size bakayım, öğreneyim.” dedim.

Hala birbirlerine ve bana bakıp duruyorlardı. Güvensizlik vardı yüzlerinde, soru işaretleriyle doluydu yüzleri… Cüzdanımı çıkarıp bir kaç tane yüzlük çıkardım,

“Yevmiyeleriniz peşin, merak etmeyin. Korkmanıza gerek yok, bana güvenin. Hadi siz de arka koltuğa, karımın iki yanına geçin bakayım.”

Onlar işi anlamış, karımın iki yanına geçip otururken ben de şoför koltuğuna oturup arabayı çalıştırdım. Daha hareket etmeden ikiz aynasından baktığımda karımı aralarına almışlar, biri memelerine, biri bacaklarına dalmışlardı…

Karımla dikiz aynasında gözgöze geldik. Göz kırptım ona… Gaza basarken amelenin biri pos bıyıklarıyla karımın körpe dudaklarına yumuldu. Anlaşılan eve kadar zor dayanacaktı bu azgın herifler…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Arkadaşımın İhaneti – 7

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Arkadaşımın İhaneti – 7
https://xhamster.com/stories/arkada-m-n-haneti-6-9727900

Aşırı yorulmuştum.Mahvediyordu beni bu durum.Uyuyakalmışım o haldeyken.Ne kadar uyuduğumu hatırlamıyorum.Uyandığım zaman uyuduğum pozisyonda değildim.Hogtied pozisyonunda bağlanmış bir yatağın üzerinde yatıyordum.Bu da sikilmeyeceğim anlamına geliyordu.Rahatlamıştım biraz.Ama heryerim de ağrıyordu.
Çok sıkı bağlanmıştım.Hiç hareket imkanım yoktu.Ayaklarım uyuşmaya başladı.Bir amaç güdülerek bu halde bırakılmıştım.Cezaydı aslında bu.Derken adi herif yine geldi.”Güzellik uyanmışsın.Şimdi senin ağzını sikeceğim.Öyle bir sikeceğim ki ağzını hissetmeyeceksin.” diyerek gülüyordu.Aletini eline aldı.Bana bakarak sıvazlamaya başladı.
Bir erkek benim vücuduma bakarak 31 çekiyordu.Çok garip bir his olduğunu söylemeliyim.Bir erkeği cinsel olarak tatmin ediyordum ve buna hala alışamadım.

Ağzımdaki topu çıkardı ağzımdan.Yalvarmaya başladım.”Nolur bırak beni.Kimseye söylemem.Söz veriyorum.”Ama dinlememişti.”Yavrum sen benimsin.Boşuna yalvarma.”diyerek ağzıma yarrağını soktu bile.Cevap dahi verememiştim.Ağzımın içinde gidip gelmeye başladı.”Sakın ısırayım deme sana öyle acılar yaşatırım ki ölmek istersin.”dedi.Korkmuştum. Elimden gelse dişlerimi o an sökerdim aletine değmesin diye.Hızlanmaya başladı ağzımın içinde.Artık gözlerimden yaşlar gelmeye de başlamıştı.İyice acınacak bir haldeydim.Durmak bilmiyordu.Matkap gibi ağzımı deliyordu adeta.Midem bulanmaya başladı.Farketmiş olacak ki ağzımdan çıktı.”Öyle kolay boşalmak yok bu akşam.Kendine gel.Yine geleceğim diyordu.”Ağzıma topu tıktı tekrar.Rahatlayamamıştım.Odadan çıkarken odanın ışığını da kapattı.Böylece hiçbirşey göremiyordum.Ne kadar beklediğimi hatırlamıyorum.Tekrar geldi.Odanın ışığını açtı.

“Yemeğimi yedim geldim.Sen de acıkmışsındır.Yemeğin burada.”diyerek aletini göstermişti.Yine dimdikti.Ağzımdan topu çıkardı.Susamıştım.Su vermesini istedim.Ağzıma yarrağını sokup gidip gelmeye başladı.”Suyun birazdan geliyor.”dedi.Ağzıma boşalacaktı anlamıştım.Yine o iğrenç olay oluyor ağzımda hızla gidip geliyordu.10-15 dk kadar ağzımı siktikten sonra ağzıma boşaldı.Ama ne boşalma.Dölleri ağzımdan taşmıştı.Boğuluyorum sandım.Tek çareyi yutmakta bulmuştum ve böylece ilk defa birisinin döllerini yutuyordum.Tadı iğrençti.Kusacaktım az daha.
İplerimi çözmeye başladı.El ve ayaklarım bağlıydı hala.Domalttı beni ve ağzıma tekrar topu taktı.Deliğimi hiç ıslatmadan kuru bir şekilde aletini içime soktu.Canım çok acıdı.Gözlerimden yaş gelmişti.Hızlanmaya başladı.Her gidiş gelişinde testisleri kalçalarıma vuruyordu ve şap şap ses çıkıyordu.Bu ses onu daha da azdırıyor ve daha da hızlanıyordu.Ölücem sanmıştım artık.Dur durak bilmiyordu.Durması için yalvarmaya çalışıyor ancak ağzımdaki toptan dolayı anlamlı bir ses çıkaramıyordum.Kendimi artık iyice orospu gibi hissetmeye başlamıştım.
İçime boşaldı sonunda.İlk defa birisinin boşaldığına sevindim.”Seni biraz daha kadınlaştırsak mı?Ne dersin?”dedi.Anlamamıştım.Telefonla birisini aradı.Odaya doktor önlüklü birisi geldi.
-“Evet doktor.Ne dersin?”.
+”Biçilmiş kaftan efendim.Ben hemen çalışmalara başlıyorum.”dedi.
Neler olduğunu anlamıyordum hala.”Seni dört dörtlük bir orospu yapacağım.Piyasaların
en aranan orospusu olacaksın.”dedi.İşte şimdi boku yemiştim.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Kocamla Sikişmekten Hiç Zevk Almıyordum !

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Kocamla Sikişmekten Hiç Zevk Almıyordum !
ALINTI

Kocamla sikişmekten hiç zevk almıyordum. Ama yan daireye taşınan genç evli çift, ‘At Gözlüğümü’ çıkarmama ve seksten, tabusuz sikişmekten zevk almama neden oldu. Ben 28 yaşında, 10 yıllık evli ve çocuksuz bir kadınım. Oldukça düzgün bir fiziğim var. Tanıdığım bütün erkekler (hatta kadınlar!) özellikle kalçalarımın çok güzel olduğunu söylerler. Size, iki yıl önce başlayan ve bana gerçek seksin ne olduğunu öğreten olaydan başlayarak, hikayemi anlatmak istiyorum.

Bu anlatacağım olaydan önce sadece kocamla sikişmiştim ve seksin ne kadar güzel bir şey olduğunu hiç anlamamıştım. Hatta kocamla sikişmeyi hiç sevmezdim diyebilirim. Çünkü kocam arada bir canı çektiğinde gelir, bir iki öpüşmeden sonra direk amıma sokar sikini, iki üç dakika git gel yapıp boşalır, sonra da arkasını döner yatardı.

Bu anlatacaklarımı yaşayana kadar seks sadece erkeklerin zevk aldığı bir şey olarak görünürdü bana. İnternette seks hikayeleri okudukça, seksin kadınların da zevk alacağı birşey olduğunu düşünmeye başlamıştım. Hele ki değişik tecrübeler yaşamış kadınların yazmış olduğu hikayeleri okudukça iyice kudurur olmuştum ve artık ben de tabusuz seks yaşamak, değişik tarzlarda sikişmekten zevk almak, orgazmlar yaşamak istiyordum.
Hatta hiç yapmadığım, fakat çok merak ettiğim anal seks olsun, kadın kadına seks olsun veya grup seks olsun, hepsini yaşamak istiyordum. Şu da bir gerçekti ki, bütün bunlar kocamla olmayacaktı, bunun farkında idim. Kocamı seviyordum, ama seksi de gönlümce tatmak istiyordum.

Benim günlerim böyle, ne yapsam, nasıl bir çare bulsam diye geçerken, yan daireye evli bir çift taşınmıştı. Karı koca 25 yaşlarında idiler. Kısa zamanda samimi olmuştum kadınla. Adı Selda idi, oldukça hoş bir kadındı. Yatak odaları bizimki ile bitişik duvardaydı.
Bir sabah kocamı işe gönderdikten sonra, yatağa tekrar uzanmış yatıyordum, yan daireden sesler geldiğini fark ettim. Ne oluyor diye daha dikkatli dinlemeye başladım. Selda,
“Hadi aşkım, hadi sok, kökle!” diye bağırıyordu resmen. Sabah sabah bu sesler yarım saatten fazla devam ettikten sonra, Selda, kocası Cem’e,
“Artık yeter, boşal!” diye bağırıyordu. Ve bir süre daha geçti, ikisinin de bağırışlarından boşaldıklarını anlamıştım. O günden sonra devamlı onları dinler olmuştum. Bazen eve sabah geliyorlar ve en az bir saat sikişiyorlardı. Hatta bazı günler hızlarını alamayıp, öğlen sikişmeye devam ediyorlardı. Onları dinlerken, Cem’in beni siktiğini düşünerek her seferinde masturbasyon yaptım…

İster istemez Cem’e ilgi duymaya başlamıştım. Bize geldiklerinde gözlerimi neredeyse onun sikinden ayırmaz olmuştum. Ama kimse fark etmesin diye de çok dikkat ediyordum. Bir gün Selda bana gelmişti çay içmeye. Daha bir saat önce yine onları sikişirken dinlemiştim. Selda’ya,
“Hayırdır, Cem’le kavga mı ettiniz? Bağırtı sesleri geliyordu…” dedim. O da,
“Ciddi mi ya? Size seslerimiz geliyor mu?” dedi.
“Evet, arada bir duyuyorum, ama ne olduğunu anlayamıyorum…” dedim, saf ayağına yatıyordum.
“Yok, kavga etmedik, Cem’le sevişirken bazen dünyayı unutuyoruz!” dedi.

“Çok şanslısın o zaman!” dedim.
“Neden?” diyecek oldu, ben de kocamdan bahsettim.
Selda’nın bana o andaki bakışları acayip bir acıma içeriyordu. O gün öylece kapattık konuşmayı, ama daha sonraki günlerde muhabbetlerimiz hep seks üzerine olmaya başlamıştı. Ben Selda’ya fantazilerimden bahsedip, ama bunların kocamla mümkün olmayacağını anlatırken, Selda benim için üzülüyordu. Bir gün Selda bana geldi ve
“Hadi gel bize geçelim, sana bir sürprizim var!” dedi.
Onlara geçtik, beni TV’nin karşısına oturttu, DVD Player’e bir CD taktı ve geldi yanıma oturdu. Porno film izleyeceğimizi tahmin etmiştim, ama CD başlayıp, filmin kendi evlerinde amatörce çekildiğini ve filmde Selda’yı çırılçıplak görünce şaşırdım. Galiba kocasıyla sikişmelerinin filmini seyredecektik. Nihayet Cem’in o merak ettiğim yarağını ve Seldayı nasıl siktiğini görecektim.

Ama ekranda Cem yerine tanımadığım bir adamı çırılçıplak görünce şok oldum ve ağzım açık kaldı. Çok ilginçti, demek ki Selda kocasını aldatıyordu! Nefesimi tutmuş, merakla ve heyecanla filmi izlemeye koyulmuştum. Selda önce adamın önünde diz çöktü ve adamın sikini yalamaya başladı. Adamın kocaman bir siki vardı. Hemen sonra 69 oldular…

Bir süre birbirlerini yaladıktan sonra, Selda adamı yere yatırdı ve üzerinde çıkıp, adamın sikini amına yerleştirdi ve sikin üzerine oturup kalkmaya başladı. Biraz bu şekilde sikiştikten sonra, Selda adamın üstünden indi ve adamın önünde dört ayak domalarak,
“Hadi kara kutumu da bir güzel sik!” dedi.

Adam da arkadan yanaştı ve sikini Selda’nın götüne sokmaya başladı. O anda birşey dikkatimi çekti, Selda o koca yarrağı aynı amına alır gibi, çok rahat bir şekilde götüne aldı, hem de köküne kadar. Hem de hiç bağırıp çağırmadan, aksine gayet zevk alarak siktiriyordu götünü. Bu film böylece yaklaşık 40-45 dakika devam etti (benim kocamla sikişmelerime göre epey uzun bir süre!). Ben filmi izlerken kendimden geçmiştim ve amım vıcık vıcık sulanmıştı resmen…

Ben filme pür dikkat odaklanmışken, birden arkamdan öne uzanan bir el göğüslerimi okşamaya başlayınca nasıl irkildim anlatamam! Hemen dönüp kimbu diye baktığımda şok oldum. Göğüslerimi okşayan adam, izlediğimiz filmdeki Selda’yı siken adamdı.
Ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilmez bir halde Selda’ya baktığımda, Selda gülümseyerek beni dudaklarımdan öptü ve benim şaşkın bakışlarım eşliğinde üzerimdeki giysileri çıkarmaya başladı. Her şey o kadar heyecanlıydı ki, kısa sürede kendimi salıvermiştim.
Selda beni çırılçıplak soyduktan sonra kendisi de soyundu. Bu arada o adam da soyunmuş ve üçümüz de çırılçıplaktık artık. Ben koltukta otururken adam bacak arama yumuldu ve amımı yalamaya başladı. Selda da adamın sikini ağzına almış emiyordu. O anda aldığım zevkten ve yaşadığım heyecandan başka hiçbir şey umurumda değildi…

Biraz sonra adam beni yere yatırdı ve sikini amıma sokmaya başladı. Hatırı sayılır derecede büyük bir siki vardı ve amımı bu aleti ile doldurmaya başlamıştı. Adam amıma köklediğinde aldığım zevki hiç unutmuyorum. Adam amıma pompalarken, Selda üzerime geldi, yüzümün üstüne çökerek amını ağzıma dayadı ve yalamamı emretti.
Am yalamanın nasıl birşey olduğunu hep merak etmişimdir, hiç ikiletmeden Selda’nın amını yalamaya başladım. Amının tadı çok güzeldi ve hoşuma gitti, dilimi içine sokuyor, am dudaklarını emiyor, klitorisini yalıyordum.

Ben Selda’nın amını yalarken, adam da yaklaşık 15 dakikadır içimde gidip geliyordu. Ben Selda’yı yalayarak boşaltmıştım, kendim ise bu sürede üç defa boşalmıştım ve hayatımın ilk üç orgazmını o adamın altında yaşamıştım.
Artık gerçek seksin ne demek olduğu hakkında bir fikrim olmuştu, ama adam (Hakan) halen amıma pompalamaya devam ediyordu… Biraz sonra Hakan sikiniamımdan çıkarıp,
“Hadi bakalım, dön bir de kara kutuyu deneyelim!” dedi. Ben o güne kadar hiç arkadan yapmamıştım, tamam merak ediyordum hep, ama tereddüt ediyordum. Kaygılandığımı gören Selda müdahale etti,
“Korkma canım, birşey olmaz, en başta canın yanar biraz, ama kendini serbest bırakırsan sen de zevk alırsın!” dedi ve beni razı etti. Seldanın yardımıyla ben dört ayak oldum. Selda da arkama geçip dört ayak oldu ve kendi aralarında ‘Kara Kutu’ diye adlandırdıkları göt deliğimi yalamaya başladı.

Götümün yalanması da, aynen az önce am yalamam gibi hayatımda ilk defa yaşadığım değişik ve güzel bir duyguydu. Sonra bir parmağını götüme sokmaya başladı. Biraz sonra da ikincisini soktu. Bu arada Selda inlemeye başlayınca kafamı çevirip baktım ki, Hakan Selda’nın arkasına geçmiş ve Selda’yı sikmeye başlamıştı. Selda da üç parmağını benim götüme sokmuş, içimde hareket ettiriyordu. Biraz canım yanıyordu, ama zevk te almaya başlamıştım… Az sonra Selda,
“Hadi Hakan, Gülü’n Kara Kutusu hazır!” deyince, Hakan Selda’nın arkasından çekildi. Selda da yana kayıp, Hakan benim arkama yanaştı. Selda da götümün yanaklarını ayırarak yardımcı oluyordu. Hakana,
“Lütfen yavaş!” dedim. O da,
“Tabi, sen nasıl istersen.” dedi ve kocaman sikini göt deliğimin ağzına dayayıp bastırmaya başladı. Bu arada da, “Kocan ne kadar aptal bir adammış, böyle muhteşem bir göt sikilmez mi hiç!” diye dalga geçiyordu.

Siki yavaş yavaş götüme girmeye başladı. Canım yanıyordu, ama dayanmalıyım diye kendimi telkin ediyordum. Hakan yavaş ve sakin hareketlerle hepsini sokmuştu artık. Canım çok yanıyordu, ama kendimi mümkün olduğunca serbest bırakıyordum. Bir süre öylece bekledi hiç hareket etmeden. Acım azalmıştı ki Hakan hareket etmeye başladı. Yavaş yavaş gidip geliyordu. Bir süre sonra hızlı hızlı gidip gelmeye başladığında acım tamamen yok olmuş ve artık zevk almaya başlamıştım…

Götümü bir süre daha bu pozisyonda sikti, sonra yere sırt üstü uzandı ve beni sırtım ona dönük üzerine oturttu. Yine götüme sokmuştu sikini, ama bu sefer hiç zorlanmadan almıştım. Üzerinde zıplıyordum artık rahatça. Beni kendine doğruçekti, alttan o benim götümü sikerken, Selda da amımı yalamaya başlamış ve iki parmağını amıma sokmuştu. Zevkten bayılmak üzereydim, üst üste orgazmlar yaşıyordum.

Bir saate yakın süre olmuş, ben defalarca orgazm olmuştum ve Hakan halen boşalmamıştı. Gözlerimi kapatmış, iki deliğimin dolu oluşunun zevkini çıkartıyordum. Bir ara Selda amımı yalamayı ve parmaklamayı bıraktı ve amını yine ağzımın üstüne getirdi. Amını deli gibi yalıyor, dilimi içine sokuyordum. Selda amını iyice yüzüme bastırıyordu.
O anda başka bir sikin amıma girmeye başladığını hissettim, oldukça da iri bir aletti. Selda’nın amından yüzümü kurtarıp, kim bu diye baktığımda Cem olduğunu gördüm. Ben tüm bu olanlara şaşırırken, benim dışımda herkes gayet doğal bir şekilde işine devam ediyordu. Artık Cem de amıma iyice köklemişti, resmen tost olmuştum aralarında…

Biraz sonra Hakan boşalacağını söyleyince hemen üzerinden kalktık. Selda Hakanın sikini ağzına aldı ve emmeye başladı. Bu arada Cem de tekrar amıma girmişti bile. Karısı başka birinin sikini yalarken, adam beni sikmekle meşguldü. Amım sikilirken ben bir yandan da Hakanın nasıl boşalacağına bakıyordum. Hakan kısa sürede haykırışlarla Selda’nın ağzına boşalmaya başladı. Ama Selda halen ağzından çıkartmamıştı, yutkunuyordu, resmen Hakanın döllerini içiyordu. İğrenç diye düşünmüştüm. Hakanın sikini ağzından çıkardığında tertemiz yapmıştı…

Bu arada ben Cem’in atında artık zevkten uçuyordum. Cem beni bir kez boşalttıktan sonra sikini amımdan çıkardı ve bacaklarımı omzuna alıp göt deliğime sokmaya başladı. O da,
“Demek kocan hiç sikmedi ha bu deliği?” diye gülüyordu. Bir süre o pozisyonda götümü siktikten sonra, sikini götümden çıkarıp ağzıma verdi. Yalan yok, başta biraz iğrenç geldi, ama gözlerimi kapayıp sikini emmeye başladım. Az sonra Cem kasılmaya başladı, boşalacaktı. Tam kendimi çekecektim ki, Cem kafamı sikine bastırdı ve ağzıma boşalmaya başladı. İster istemez yutuyordum. Ama biraz önce iğrenç diye düşündüğüm şeyin tadı hoşuma gitmişti ve hepsini yutmuştum…

Herkes bir kenara devrilmişti. Ayağa kalkmaya çalıştım, ama beceremedim, hiç gücüm yoktu, bitmiştim. Selda yanıma geldi ve beni kaldırıp koltuğa oturttu,
“Nasıl, sürprizimi beğendin mi?” dedi. Sadece,
“Evet!” diyebildim.
“İstersen şöyle uzan, biraz uyu, kendine gel! Merak etme kocan eve gelmeden vakitlice uyandırırım seni!” dedi. Oracıkta sızmışım…
Akşam kocamın geliş saatinden bir saat önce Selda beni uyandırdı. Bir duş aldım, kendime gelmiştim. Biraz arkam acıyordu, ama olsun aldığım zevk inanılmazdı. Son kez içeri girdim, elbiselerimi giymeye ve Cem’le Hakana hoşçakalın demeye. Ama ikisinin de sikleri dimdik duruyordu. Selda,
“Gel canım, bir veda sikişi yap ta öyle git, nasılsa kocanın gelmesine daha yarım saatten fazla var!” deyince, dayanamadım ve hemen yanlarına gittim. Cem hemen bacaklarını ayırıp,

“Arkanı dön kucağıma otur!” dedi. Sırtım ona gelecek şekilde otururken götüme sokacağını anlamıştım. Bu sefer canım hiç yanmadan girmişti götüme. Üzerinde oturup kalkıyordum. Hakan da önüme geçti ve amıma girdi. Beş dakika falan böyle devam ettik, sonra ben gitmek zorunda olduğumu söyledim ve sikişmeyi bıraktık. Siklerine birer öpücük kondurdum ve Selda’yı da dudaklarından öperek, her şey için teşekkür ettim ve evime geçtim…

O gece bir de kocam sevişmek istedi, ama, “Hastayım!” diyerek atlattım. Daha sonraki günlerde, ben, Selda, Cem ve Hakan oldukça sık bir araya geldik. Her fırsatta onlara gidiyordum, Hakan ve Cem’e bir güzel kendimi siktiriyor ve zevkin doruklarına çıkıyordum. Özellikle biri önümden biri arkamdan girip beni tost yaptıklarında aldığım zevki anlatamam.
Seks konusunda artık neredeyse bir uzman olmuştum, Selda’dan seksin tüm inceliklerini öğrenmiştim. Kocam bir şey fark etmesin diye onunla yine eskisi gibi sevişiyordum. Yani kocamın altına dümdüz yatıp, onun işini bitirmesini bekliyordum, sonrada uyuyordum.
Hatta işi abartmıştım, bazı geceler kocam işini bitirip uyuyunca, acele bir sikiş için Selda’lara gider bile olmuştum. Salak kocamın doğru dürüst sikemediği amımı ve hiç ellemediği götümü Cem ya da Hakana doldurtup geliyordum ve böyle gecelerde çok daha fazla zevk alıyordum.

Bu böyle bir iki ay kadar devam etti. Ama birgün Selda bana bir itirafta bulundu ve aslında işlerinin bu olduğunu söyledi. Zengin insanlarla grup seks partileri yapıyorlarmış ve bunun karşılığında yüklü paralar alıyorlarmış. Hakan da onların iş arkadaşlarıymış, gelen isteğe göre o da katılıyormuş bu partilere. Bunu öğrenince şok oldum ve
“Yani benim para vermemi mi istiyorsunuz?” dedim. Bu sorum üzerine Selda güldü,
“Yok canım, seni çok sevdim, çok güzel ve seksi bir kadınsın, seninle sadece zevk için yaptım bunları ve seni seks ile tanıştırmak içindi. Hem senin parasal olarak buna gücün yetmez. Zaten yakında taşınacağız buradan, eğer istersen sen de bize katılabilirsin. Nasıl olsa sikişmeyi çok seviyorsun, her gün bıkana kadar sikişip, üstüne de yüklü paralar kazanabilirsin. Ama yok dersen, bir daha Cemi de Hakanı da göremezsin!” dedi.

Ne diyeceğimi şaşırmıştım bu durumda. Daha iki üç aya önce seks hakkında hiçbir şey bilemeyen ben, bu sürede seks hastası olmuştum, ama para kazanmak için de kendimi başkalarına siktiremem diye düşünerek Selda’ya veda ettim. O da,
“Eğer bir gün kararın değişirse ara!” diyerek bana telefonunu verdi ve bir hafta sonra taşındılar binadan.
İki hafta sonra artık dayanamayacak derecede azmıştım, zira kocamdan bana hayır yoktu. Mahalleden kimseyle de olmazdı. Belki bir şirkette iş bulup çalışırsam, kendimi işime veririm ve sürekli seks düşünmekten vazgeçerim diye düşündüm. Yabancı dilim çok iyidir, bununla ilgili bir iş bulabilirdim.
Kocama çalışmak istediğimi söyledim. Önceleri yok filan dedi, ama onu ikna ettim ve bir hafta sonra ithalat ihracat yapan büyük bir şirkette tercüman olarak işe başladım. Devamlı olarak şirketin yabancı ortakları olan Amerikalı Jery ve Lara hanımla yazışıyor, onlara raporları gönderiyordum. Kendimi işe vermiş, seksi unutmaya çalışıyordum, ama olmuyordu, her dakika Selda’yı aramak geçiyordu içimden.
Bir gün Amerikadan bir mail aldım, Jery ve Lara Türkiye’ye geleceklerini yazmışlardı. Hemen gerekli hazırlıkları yaptım ve genel müdüre haber verdim. O da bana bir telefon numarası verdi ve
“Onlar özel ağırlanmak ister, bu numarayı ara ve beni söyle, şirkete davet et!” dedi…

Odama geçtim, tam numarayı çevirmeye başladım, ama o anda farkettim kibu Selda’nın numarasıydı. Şok olmuştum. Neyse aradım, Selda cevap verdi. Sesimi tanımıştı, biraz havadan sudan konuştuktan sonra durumu anlattım ve onları şirkete davet ettim. Ertesi gün Cem ile Selda geldiler. Cem genel müdür beyin yanına gitti, Selda da benim yanıma geldi. Selda bana sordu,
“Nasılsın?” dedi.
“Aslında iyi değilim, siz gittiğinizden beri salak kocamdan başka bir şey yok, nasıl olabilirim ki?” dedim. Selda da,
“Sana bir iyilik daha yapabilirim!” dedi.
“Nasıl?” dedim. O da,
“Bekle gör!” dedi. Biraz sonra Cem geldi ve
“Hadi gidiyoruz!” dedi. Ben,
“Güle güle!” diyordum ki,
“Hadi sen de geliyorsun!” dedi. Genel müdür beyle konuşmuşlar, otel vesair işleri için şirketten birini istemişler, o da beni söylemiş. Hemen hazırlandım ve çıktık…

Otoparka indik onların VIP minibüsüne bindik. Direksiyona Selda geçti, Cem de benim yanıma arkaya geldi ve fermuarını açtı. Ben hemen onun kocaman hasret kaldığım sikini emmeye başladım. Biraz sonra iyice sertleşmişti ve beni yan yatırıp, tangamı kenara çekip, hemen amıma girdi. O ne muhteşem birşeydi.
“Özlemişim valla!” dedim. Ve pompalamaya başladı. Hızla pompalıyordu. Ben kısa sürede boşalmıştım bile. Hemen sikimi amımdan çıkartıp,
“Ben de senin götünü özledim, seninki gibisi yok!” dedi ve götüme sokmaya başladı.
Ben zevkten uçuyordum ve o pompalamaya devam ediyordu ve beni uçuruyordu. Boşalacağını söylediğinde, hemen sikini götümden çıkarıp ağzıma aldım ve ağzıma boşalttım. Özlediğim tadın hepsini yutmuştum ve derin bir, “Oohhhh!” çektim ve emmeye devam ettim, yeniden kaldırmak için. Ama o kendini çekti,
“Eğer istiyorsan, bu partide sen de bize katılacaksın! Jery tam bir göt hastasıdır, onunla sen ilgileneceksin!” dedi. Ben de,
“Nasıl olur, partiden sonra beni şirkette görünce ne olacak?” dedim.
“Merak etme, onlar herzaman maskeli yaparlar! Bu kaçıncı sefer, ben de Selda da onların yüzünü hiç görmedik. Onlar da bizim yüzümüzü hiç görmediler!” dedi.
Ben kabul edince Cem sikini tekrar ağzıma verdi ve emerek kaldırdım. Otele gidene kadar beni arabada sikti ve defalarca boşalttı. Kuş gibi hafiflemiştimresmen. Otel ve diğer işleri ayarladık ve beni şirkete bıraktılar.

İki gün sonra Amerikalı misafirlerimiz geldi, şirkette ben karşılamıştım onları. Kocama da, büyük patronların geldiğini, akşam toplantıda çeviri yapacağımı anlatmış ve akşam geç geleceğimi söylemiştim. Kocam mırın kırın etse de kabul etmişti.
Akşam oldu, onları otele ben götürdüm bıraktım. Bir saat sonra da dışarda Cem ve Hakan ile buluşup otele gittik. VIP minibüste Cemin bana getirdiği kıyafetleri giymiştim, siyah süper mini bir etek, kırmızı dantelli bir tanga ve kırmızı dantelli bir büstiyer. Üzerime de uzun bir pardesü. Yukarı çıktık. Odaya girmeden maskelerimizi taktık ve ben pardesüyü çıkardım, içeri öyle girdik.
Ben içki servis yaptım önce. Sonra Cem ve Hakan Lara’nın yanına oturdu, ben de Jery’nin yanına oturdum. Jery direk olarak,
“Kalçaların çok güzel!” dedi ve okşamaya başladı. Ben de ayağa kalkıp, arkam ona dönük olarak eğilip eteğimi çıkarttım. O anda Jerry ani bir hareketle yerinden kalktı ve kalçalarımda dilini hissettim. Tangamı indirdi ve
“Ohh my God, very nice Black Rose!” dedi. Selda’ların kendi aralarında ‘Kara Kutu’ diye adlandırdıkları göt deliğine, Jery de ‘Black Rose’ (Kara Gül) diyordu…

Bu arada Lara, Cem ve Hakan’ın siklerini ağzına alıyor, bir onu bir onu emiyordu. Jery de benim götümü biraz yaladıktan sonra, ben ona döndüm ve sikini çıkardım. İlk defa sünnetsiz bir sik görüyordum, büyük bir şey değildi. Ve ağzıma alıp emmeye başladım. Biraz büyüdü ve kafası meydana çıktı.
Biraz sonra Jerry beni dört ayak pozisyonuna getirdi ve kabuklu sikiyle götüme girmeye başladı. Devamlı iltifat ediyor, ‘My Black Rose’ diyordu. Hiç zorlanmadan alıyordum Jerry’nin sikini götüme. Sikini götümden çıkarmadan beni kucaklayıp Lara’ya doğru götürdü. Lara halen Cem ve Hakan’ın siklerini emiyordu.
Jerry benim yüzüm Lara’nın amına gelecek şekilde domaltınca, ne yapmam gerektiğini anlamıştım. Ben de Lara’nın amını yalamaya başladım. Bu arada Jery devamlı götüme pompalıyordu ve ben zevkten uçmaya başlamıştım artık. Götümü sikmeye biraz devam etti ve götümün içine boşaldı. Öylece duruyordu, biraz bekledi ve götümden çıktı.
Sonra beni Hakan’ın kucağına oturttu ve onun götüme girmesini sağladı. Jery beni seyrediyordu…

Cem de Lara’yı kucağına almış, amına derin sert dalışlar yapıyordu. Kısa sürede Lara haykırarak boşalmaya başladı ve Cem’in kucağından indi, kenara geçip oturdu ve Cem’in benim amıma girmesini söyledi. O da hemen geldi veamıma soktu.
Yine en sevdiğim pozisyondaydım, Hakan arkamda Cem önümde idi, her iki deliğimi de pompalıyorlardı. Az sonra Jery geldi ve sikini ağzıma verdi. Aynı anda üç deliğim de dolmuştu, ben zevkten çıldırıyordum.
Jery’nin siki yeniden sertleşince, Cem ve Hakan beni bıraktılar, Jery beni kucağına aldı. Yine götüme sokmaya başladı, deli gibi sikiyordu götümü. Çocuklar da Larayı tost yapmışlardı. Bu şekilde uzunca bir süre sikişmeye devam ettik. Otelden gece saat iki civarında ayrıldık. Cem ve Hakan beni eve bıraktılar, ama tabi arabada ikisi de birer kez daha siktiler güzelce beni.

Eve girdiğimde kocam yatmamıştı halen, salonda beni bekliyordu. Ona neden yatmadığını sorduğumda, beni merak ettiğini söyledi. Ben de,
“Çok yorgunum, hemen yatıp uyumak istiyorum!” dedim.
“Biraz sonra yat…” dedi.
Anladım sevişmek istiyordu. Bu gece yaşadığım bu kadar güzel seksten sonra kocamın sikmesinden hiçbir şey anlamayacaktım, ama yine de,
“Peki!” dedim. Önce duşa girdim iyice temizlendim ve yatağa girip kocamı çağırdım. Her zamanki gibi yine iki dakikada işini gördü ve uyudu hayvan! Ve o gece ben kafamda her şeyi bitirmiştim, kocamdan boşanacaktım…

Ertesi gün işe gittim. Jery ve Lara şirkete öğleye doğru geldiler ve öğlen yemeğine beraber çıktık. Bir ara yemekte Jery elime bir not tutuşturdu. Notta, “Black Rose, muhteşemdin!” yazıyordu. Beni sesimden tanımıştı.
“Siz de öyleydiniz!” dedim ve gülümsedim. Yemekten sonra şirkete döndük. Öğleden sonra Lara alışverişe gideceğini söyleyip şirketten ayrılınca, Jerry beni odasına çağırdı. Bana,
“Gerçekten muhteşem bir kadınsın, seninle yüzünü görerek sevişmek!” istiyorum dedi.
Ben de tabi dedim ve hemen onun önüne diz çöktüm. Önce sikini ağzıma aldım kaldırdım, sonra Jerry’yi masanın üzerine yatırdım, eteğimi yukarı toplayıp, tangamı kenara sıyırdım ve yüzüm ona dönük şekilde, sikini götüme aldım. Üzerinde zıplıyordum. Aldığı zevk gözlerinden okunuyordu. Kasılmaya başladı, boşalacağını anlamıştım, hemen üzerinden inip sikini ağzıma aldım ve ağzıma boşalmasını sağladım. Sonra hemen toparlandık, ben çıktım odasından. Akşamüzeri genel müdür beni odasına çağırdı ve beni tebrik etti, büyük bir terfi ve zam aldığımı söyledi, Jery emretmiş.

Jery ve Lara İstanbulda iki gün daha kaldılar. Lara devamlı dışarıda, mağazaları falan geziyor, Jery de fırsat bulduğu heryerde götümü sikiyordu. İkigün böyle geçti ve Jerry ile Lara Amerikaya döndüler. Ama sonrasında genel müdürümün bana olan ilgisinin değiştiğini fark etmeye başladım. Birgün beni odasına çağırdı ve
“Black Rose! Bir de ben koklayabilirmiyim?” dedi.
Galiba Jerry’den öğrenmişti. Ben de hiç sakınca görmedim ve onun odasında sevişmeye başladık. Önce striptiz yaptım ona, sonra onun önünde diz çöktüm ve pantolonunu indirmeye başladım. Külodunu indirdiğimde hiç görmediğim kadar büyük bir sik karşımda duruyordu, hemde dimdik olarak. Hemen emmeye başladım…

Beni yukarı çekti ve amıma girmeye başladı. Sikinin amıma girerken her milimetresini hissediyordum ve muhteşem zevk alıyordum. Kısa sürede boşladım, hiç bu kadar zevk aldığımı hatırlamıyorum. O koca sikini amımdan çıkarıp,
“Hadi birde senin o meşhur Black Rose’un tadına bakalım!” dedi.
Yere indim ve dört ayak oldum. O da geçti arkama ve götüme dayadı koca sikini. Nasıl alacağım diye düşünüyordum. Biraz yüklendi olmadı. Tekrar amıma soktu ve sikinin kayganlaşmasını sağladı ve tekrar götüme dayadı. Başı girmeye başlamıştı, kendimi olabildiğince serbest bırakıyordun.
Başı girmişti artık ve kalın gövdesi de ilerliyordu. İlk kez Hakan’ın siktiği gibiydi sanki, canım acıyor, ama zevk alıyordum. Ve yavaş hareketlerle dibini bulmuştu artık. Öylece durması söyledim. Acıya iyice alıştırdım kendimi ve hareket etmeye başladım. Acı neredeyse tamamen kaybolmuştu ve müthiş zevk alıyordum artık. O da hızlanmaya başladı ve hızla yüklenip içime lavlarını püskürttü. Çok güzeldi.

O günden sonra genel müdür asistanlığı yapmaya başladığım için her gün beraberdik. Her fırsatı değerlendiriyor, kaşla göz arasında sikişiyorduk. Haftada en az bir kere de otele gidip, sabahtan akşama kadar sikişiyorduk. O banaamımdan şimdiye kadar hiç almadığım zevki veriyordu, ben de ona hiçbir kadının o güne kadar ona vermediği götü veriyordum (bunu kendisi söyledi, karısı dahil hiç bir kadın ona götten vermemiş!), ikimiz de halimizden memnunduk.
Onun ayarladığı bir avukat sayesinde kısa sürede kocamı da boşadım ve yine onun bana özel tutup, dayayıp döşediği bir eve çıktım. Arada bir Selda’larla partilere gidiyorum. Tamam, genel müdürüm beni yaraksız bırakmıyor, ama ne olursa olsun, Hakan ve Cem benim ilk erkeklerim. Eski kocamı ise erkek sınıfına bile koymuyorum!

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

İktidarsız kocam

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

İktidarsız kocam

Daha kocam titrek, ezik sesiyle “Gül…” dediği anda anladım. Yine aynı şey oluyordu. İçim karardı birden… Üstümde, bacaklarımın arasında gidip gelen kocamın alnında ter damlaları birikmiş, yüzü kızarmıştı. Utangaç gözlerle bana bakıyordu,

“Yumuşadı di mi?” dedim bıkkınlıkla… “İçimde hissetmiyorum bile… Yumuşadı seninki… İndi…”

“Evet…” diyerek yorgun bir nefes koyuverdi, başını boynumun yanından yastığa koydu destek almak ister gibi… Daha üstümdeydi. Yumuşak etini içimden çıkarmamıştı. Kalçamı indirip kaldırarak bir ümit çabalamaya başladım. Bir yandan sırtını, kollarını okşuyor, bir yandan onu tahrik edecek, sikini sertleştireceğini umduğum pis şeyler konuşuyordum,

“Hadi aşkım… İçimdesin bak… Sen istedin sevişmeyi… Beni de istettirdin… Ohh… Hadi, kaldır şunu… Sik beni… Amcığım sikilmek istiyor… Sularımı akıttın uğraşa uğraşa… Bitir benim işimi… Sik… Yoksa…” Kocam başını kaldırıp bana baktı,

“Yoksa?” Ne istediğini anladım. Sikini kaldırabilmek için her zaman oynadığımız oyunu istiyordu. Benim başka erkeklerin altına yattığımın, onlarla seviştiğimin hayallerini kuruyorduk, bazen yararı da oluyordu bunun…

“Hadi söylesene… Kalkmazsa ne yaparsın? Yoksa…? Devam et..”

“Yoksa gider birine siktiririm kendimi…”

“Ohh azgın fahişe seni… Orospu…”

”Gider başka erkek bulurum. Anlıyor musun? Siki kalkan, sikişirken siki inmeyen, beni sikecek erkek bulurum. Ohhh… Bir güzel siktiririm kendimi… Hem de senin önünde… Sen de bakarsın di mi kocacım?”

“Ohhh… Evet…” dedi. Sikinde biraz hareketlenme oldu sanki o arada… Biraz sertleşti mi ne?

“Mmmm… Senin önünde sevişirim onunla… Yarrağını yerim… Bir güzel siker beni… Yarağa doyurur beni…”

“Azgın karım benim… Ohhh… Devam et… Kim o peki? Kim sikiyor seni?” Gözümün önünden çevremizdeki erkekler resmi geçit yaptılar. Hangisini söylesem bilmem ki…

“Murat…” dedim.

“Kim Murat? Su getiren mi?”

“Evet o… 1.90 boy var adamda… Ayı gibi… Damacanaları kaldırıp indirmekten bacağım kadar pazuları olmuş. Oh kocacım… Bir görsen… Su getirdiğinde nasıl şişiyor o kollar… O kaslar…”

“Ohhh… Evet… Ama ezer seni o ayı aşkım…”

Boynuna sarıldım, kalçalarımı oynattım altında… Evet, biraz sertleşmişti kocamın siki… Devam etmek lazımdı. Yelken rüzgarı almıştı, yelkenleri indirmemem, yarı yolda kalan gemiyi karaya çıkarmam gerekiyordu.

“Ezsin… Altında ezileyim ben onun… Yeter ki siksin beni… Ne yarak vardır onda di mi kocacım?”

“Evet aşkım… Kocaman siki vardır. O boyda, o bedende mutlaka kocaman, kalın yarak vardır bebeğim. Onunla siker seni… Amcığına geçirir o yarağını…”

“Telefon ederim, çağırırım, su getir derim. Şimdi… Kapıyı çalınca böyle, olduğum gibi giderim. Çırılçıplak…” Kocamın kalçaları hareketlendi, sikini biraz hissetmeye başladım. Devam…

“Uhh… Sonra karıcım?”

“Beni çırılçıplak görünce şaşırır garip… Kalakalır… Omuzundaki damacanayla beraber atletinin yakasından tutar, içeriye çekerim. Kapıyı kapatırım. Sonra sarılırım ona çıplak bedenimle… Bacaklarımı aralarım. O ayakta, koca damacana omzunda hala… Şaşkınlığından bırakmayı akıl edemiyor. Zevk suları akan amımı onun kot pantolonuna sürtünürüm. Parmak uçlarımda yükselirim. Dudaklarına yumulurum. Bıyıkları batar dudaklarıma… Oohhh…”

“Siki kalkar hemen di mi?”

“Tabi kalkar kocacım… Bekar adam… Am sikmeye susamıştır. O da açtır benim gibi sikişmeye… Kalkmaz mı hiç? Ohhh… Anında, beni görür görmez kalkar… Kotun üstünden avuçlarım sikini, öpüşmeye devam ederken… Okşarım… Sıkarım… Fermuarını indiririm sonra… İçinde don yok namussuzun… Kot var sadece… Siki taş gibi… Zor çıkarırım dışarıya… Ooohhh… Kocamanmış dediğin gibi… Kolum kadar… Tam ağzıma layık… Mıımmm…”

“Ağzına al o yarağı bebeğim… Yala… Em…”

“Emerim tabi… Kaçırır mıyım? Diz çökerim önünde… Başı yumruk gibi olmuş. Ucunda, deliğinde hafif ıslaklık… Zevk suyu gelmiş. Dilimle yalarım önce… Taşaklarının kokusu burnumun deliklerinde… Erkek kokusu… Başım döner. Ağzıma almaya çalışırım. İnler çocuk… Zorlukla sokarım ağzıma… Emerim… Başını… Ağzımın içinde dilimle sıkıştırırım, yalarım emerken… Mımmmm…”

“Ohhh… Yala karıcım… Yala adamın sikini… Dudakların kıpkırmızı rujludur.”

“Evet, tam senin sevdiğin gibi… Kıpkırmızı dudaklarım… Etli etli… Adamın sikini öptükçe sikinde ruj izleri kalır kırmızı kırmızı…”

“Hadi yatağa getir adamı artık…” Evet, kocamın siki kalınlaşmış iyice… Kalçaları inip kalkıyor. Mutlulukla ellerimi kabalarına koyup o inip kalkış hareketini, içimde gidip gelen sikini hissediyorum.

“Tabi, boşalmasın hemen… Sikini bırakırım. Bedenini, o damacanayı tutmaktan gerilen kaslarını okşaya okşaya yükselirim. Kulak memesini yalarken “Hadi bebeğim” derim. “Gel içeriye. Yatakta sik beni. Kocamın yatağında sik lütfen.” Derim fısıltıyla… O da damacanayı yere bıraktığı gibi yerine beni alır, kollarının arasında yatak odasına uçurur beni…”

“Ohhhh… Orospuu… Kocanın yatağında ha? Pis fahişe… Azgın köpek seni….”

“Evet… Azgın bir orospuyum ben… Sen yaptın beni böyle pezevenk adam… Sikseydin güzel güzel, böyle olmazdı işte… Fahişe yaptın beni… Bedava fahişe… Sana söylemiştim, cezanı çekeceksin. Senin yanında siktiricem kendimi demiştim sana… Ohhh…”

“Hem de utanmaz fahişesin sen… Utanmayacak mısın benim yanımda sikişmeye başkasıyla, ha?”

“Utanmıyorum işte… Azgın, yüzsüz orospunun tekiyim ben… Sikişmekten başka bir şey düşünemiyorum. Mutlaka sevişmeliyim. Hem de senin yanında yarak yemem lazım ki, sana ceza olsun.”

“Uhhh… Benim yanımda… Evet…”

“Murat seni görünce şaşırır. Yatağın kenarında oturup bize bakıyorsun. Elinle önünü kapatmışsın. İnmiş sikinden utanıyorsun. Gösteremiyorsun. Ezik, büzük, bakıyorsun bize… Elinden çekerim, yatağa sürüklerim onu…

O sana hayretle bakarken ben telaşla üstünde ne varsa çıkartır atarım. Ne var ki zaten? Bir tişört, fermuarı açık bir kot… Göğsü siyah, kıvırcık kıllarla kaplı… Bir çizgi halinde aşağıya iniyor, göbeğine, ordan kasıklarına… Kasıklarındaki kılları uzatmış… Kıvırcık pırıl pırıl kılların arasında siki yay gibi havaya dikilmiş. Ooohhhh…

Ayaklarındaki botlara takılır pantolon, çıkmaz. Ama Murat da aldırmaz. Pantolonu ayak bileklerinde, saçlarımdan tutar, sikine bastırır yüzümü… Gırtlağıma kadar ağzıma sokar sikini… Boğulacak gibi olurum. Ona da aldırmaz. Saçımdan tutup ağzıma sokup çıkartır sikini… Tükürüklerimden, salyalarımdan ıslanır, parlar koca yarak…”

“Ohhh… İğrençsin Gül… Devam et, hadi…”

“İyice ıslanınca saçımdan tutup ayağa kaldırır, döndürür, yatağa domaltır beni… Öyle azmışım ki… Amımın suları bacaklarımdan akıyor… Sonra da… Ohhh… Sikin iyice büyüdü hayatım… İçimde hissediyorum artık sikini… Ohhhh…”

“Devam et pis orospu… Amına koduğumun fahişesi… Nasıl siktirdiğini anlat…”

“Amıma koyuyorsun zaten… Ama önce Murat koyuyor amıma… Beni domalttığı gibi o koca yarağını amcığıma geçiriyor… Aaahhh diye bir feryat koparıyorum. Seninkinin iki katı alet… Amcığımı yarıyor adeta… Canım yanıyor… Offf…” Kocam üstümde gidip gelirken dudaklarımı öpüyor bu arada…

“Canım, kıyamam sana… Söyle ona acıtmasın…”

“Sen söylüyorsun, “karımın canını yakma lütfen, güzel güzel siksen olmaz mı?” diye yalvarıyorsun Murat’a… Murat bir an durup sana bakıyor… Senin inmiş sikine… “Siktir lan pezevenk” diye hakaret ediyor sana… “Erkek olsaydın da sen sikseydin istediğin gibi… ” diyor. Sen susuyorsun allak bullak… Durdu diye bu kez ben kızıyorum çocuğa, kalçalarımı oynatıyorum, “Oh, hadi Murat” diyorum. “Sen bakma o pezevenge… Sen beni sikmeye devam et… Şimdi siki kalkar onun ben sikildikçe… Benim sikilmemden zevk alır benim kocam…” diye yumuşatırım erkeğimi…”

“Ohhh…. Fahişe… Orospu… Bari onun yanında söyleme pezevenk diye kaltak karı… Ne yapayım, senin sikilmenden zevk alıyorum ben… Senin zevk almandan ben zevk alıyorum, biliyorsun bunu…”

“Neticede pezevenksin işte… Boynuzlu pezevengin tekisin… Karını başkalarına siktiriyorsun. Karını siktirmekten zevk alıyorsun. Oturduğun yerde eğilip bakıyorsun koca yarak amcığıma nasıl girip çıkıyor diye… Ben göremiyorum tabi, arkamdan sikiyor beni… Nasıl güzel mi görüntü?”

“Oh, harika karıcım… Yara yara giriyor amına koca yarak… Öyle kalın ki, sokarken zorlanıyor biraz… Damarları şişiyor bir görsen…” Yattığım yerde başımı kaldırıp omuzlarını dişliyorum kocamın…

“Ohhh… Sahi mi? Çok kalın di mi kocacım? Ohhh… Amımı yarıyor koca yarak… Hissediyorum… Hem zevk alıyorum, hem acı duyuyorum girip çıkarken…”

“Evet… Evet… Çok kalın… Bilek gibi… Damarlı damarlı… Arada hepsini çıkartıyor, başını görüyorum, mosmor olmuş… Amının sularından ıslanmış, parlıyor. Sonra da bir anda amına gömüyor sikini… Oohhhh… ”

“Anlat hadi… Devam et pezevenk… Nasıl giriyor amıma, anlat…”

“Oh, görmen lazım… Nasıl giriyor yara yara… Klitorisin kabarmış, parmak gibi olmuş, girip çıkarken kaygan sikine sürtünüyor sikicinin… Amcığının dudakları ikiye ayrılmış nerdeyse… Çıkarken içinden sularını köpürterek çıkıyor amcığından… Oh, hızlandı şimdi… Pompalıyor seni… Taşaklarını hissediyor musun, klitorisine çarpıyor amına gömdükçe… Koç yumurtası gibi taşakları var… Kıllı kıllı… Kasıklarının kıllarını hissediyor musun peki? Uzun, kıvırcık kılları götünün deliğini okşuyor, görüyorum.”

“Ohhh… Evettt… Evet kocacımmm… Hissediyorum… Zevkten delirmek üzereyim… Oohhh… Sikinin başı içimde yumruk gibi, rahim duvarlarıma vuruyor… Tokmak gibi… Ortağın tokmaklıyor beni… Aaahhh…”

İkimiz de kuduruyoruz artık… O sahne gözlerimizin önünde sanki… İkimiz iki yandan köpürtüyoruz sahneyi… Sanki kocam sikmiyor beni de, gerçekten Murat sikiyor… Öyle zevk alıyorum ki… Kocamın sırtına geçiriyorum tırnaklarımı… Bacaklarım kasılmaya başlıyor. O orgazmın dalgalarını sırtımda, omuriliğimde hissediyorum, ürperiyorum. Yay gibi gerilmişim, ha geldim, ha geleceğim. Uçurumun ucundayım. Her an… Şimdi…

Fakat ah…

Telefon çalıyor o anda… Lanet olsun… Kocamın telefonu… İş için kullandığı… Sesini sonuna kadar açmış pezevenk… Kulak zarımı patlatacak. Tabi kocamın siki de… Lanet… Biliyorum başıma geleceği… Rüzgardan nem kapan boktan sikini biliyorum… Aldırmadan kocamın altında kalçalarımı indirip kaldırmaya, boynuna sarılıp dudaklarını, kulak memelerini öpmeye başladım. Kulağına,

“Aldırma… Aldırma sen ona kocacım… Devam et… Çok güzel sikiyorsun beni… Ohhhh… Hadi… Hadiii… Pompala beni… Sik…”

“Off… Ben… Ben…” Hareketleri yavaşladı iyice… İçimde gidip gelen sikin kalınlığı azaldı, ufaldı saniyeler içinde… “Benim… Buna bakmam lazım karıcım… Bir tanem… Önemli olabilir…”

Ve sonunda aklıma gelen başıma geldi. Siki tamamen söndü amımın içinde… Varlığını hissetmiyorum bile… Öfke doldum bir anda… Küfürler savurmaya başladım. Her şeye… Siki kalkmayan kocama… Telefonla arayana… Telefon ziline… Bu adamla evlendiğim güne… Sikişmeye başlamadan telefonları kapatmadığım için kendime…

Üstümden inmeden etajerdeki telefona uzanmaya çalışan kocamı itekledim öfkeyle… Neye uğradığını anlamadan yatağın yanına devrildi. Altından kalktım, sandalyenin üzerine gelişigüzel atıverdiğim giysilerimi aldım, banyonun yolunu tuttum.

Duşun altında, soğuk su tüm vücudumu ürperterek damlalar halinde süzülürken göz yaşlarıma karışıyordu. Sonunda gözyaşlarım da ben de yatıştım. Soğuktan ve sinirden titreyen bedenimi havluyla kuruladım, giysilerimi üzerime geçirdim. Bir kloş mini etek, bir tişört… Sütyenle, külotla, teferruatla uğraşacak halim yoktu.

Banyodan çıktığımda kocam hala yatağın kenarında oturuyor, arayan kişiyle konuşuyordu fısır fısır, sanki benden, kendi düştüğü durumdan daha önemli olabilirmiş gibi… Yüzüne bakmadan sert hareketlerle gidip spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim, kalkıp kapıya yöneldim. Karşısındaki duymasın diye telefonu eliyle kapatarak bana seslendi kocam,

“Gül, bekle… Nereye gidiyorsun karıcım?”

Omzumun üzerinden yatakta oturan kocama baktım. Çıplaktı, inmiş, pörsümüş siki bacaklarının arasında pek zavallı duruyordu. Onun için önemli olan şey ellerinin arasındaki telefon ve onun temsil ettiği şeylerdi, iş, para… Ben ve benim isteklerim, arzularım listenin en sonundaydı onun için…

“Sana söylemiştim iş adamı Yalçın bey…” dedim tıslayarak, öfkeyle… “Ben sağlıklı bir kadınım. Benim de ihtiyaçlarım var. Sen bunları gideremiyorsan, çıkıp giderecek birini bulmasını bilirim.”

“Neler saçmalıyorsun sen Gül? Aptallık yapma… Dur, dinle beni…”

Hala elindeki telefonu bırakmamıştı yalvarırken bile… Kulağındaki telefonda konuşanın söylediklerini de kaçırmamaya çalışıyordu bir yandan… Kapıyı açtığım gibi çıktım, arkamdan çarparak suratına kapattım.

Derin bir nefes aldım. Tatile geldiğimiz dağ evinin sundurmasında etrafımızı çeviren dağlardan gelen kekik, çiçek, çam kokularını ciğerlerime çektim. Sonra da merdivenlerden indim. Evin önünden geçen patika yolun köye inen yönüne sapacaktım ki vazgeçtim. İnsan görecek halim yoktu hiç… Huzur arıyordum. Dağa çıkan tarafa yöneldim. Hızlı adımlarla yürümeye başladım.

Öfkeden öyle gözlerim kararmıştı ki, etrafımı çevreleyen ağaçların, dağların üstüme saldıran acı yeşilliğini, güzellikleri bile görmüyordu gözüm… Adımlarımı hızlandırdım, neredeyse koşarak yürüyordum patika yolda, nereye gittiğimi bilmeden, öylesine…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized
istanbul travesti istanbul travesti istanbul travesti ankara travesti Moda Melanj eryaman escort taksim escort escort ankara Hacklink Hacklink panel Hacklink panel bursa escort ankara escort hurilerim.com Escort izmir Escort alsancak Escort bornova Escort buca Escort gaziemir Escort izmir otele gelen Escort izmir rus Escort karşıyaka Escort şirinyer Escort üçyol Escort beylikdüzü escort escort keçiören escort etlik escort çankaya escort mamasiki.com bucur.net hayvanca.net lazimlik.net cidden.net Escort bayan Escort bayan escortsme.com anadoluyakasikadin.com kadikoykadin.com atasehirkadin.com umraniyekadin.com bostancikadin.com maltepekadin.com pendikkadin.com kurtkoykadin.com kartalkadin.com istanbulspor.net şişli escort istanbul escort mecidiyeköy escort beşiktaş escort taksim escort fındıkzade escort çapa escort fatih escort topkapı escort escort şişli escort bayan bayrampaşa escort merter escort escort mecidiyeköy ankara travesti By Casino bursa escort görükle escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort adana escort ankara escort adıyaman escort afyon escort aydın escort ağrı escort aksaray escort amasya escort antalya escort ardahan escort artvin escort bodrum escort balıkesir escort bartın escort batman escort bayburt escort bilecik escort bingöl escort bitlis escort bolu escort burdur escort bursa escort çanakkale escort çankırı escort çorum escort denizli escort düzce escort diyarbakır escort edirne escort elazığ escort erzincan escort erzurum escort gaziantep escort giresun escort hatay escort ığdır escort ısparta escort kahramanmaraş escort kastamonu escort